İşitme fonksiyonu sağlanamayan bebeklerin konuşmayı da öğrenemeyeceklerini aktaran Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Uzmanı Dr. Mustafa Kemal Olgun, bu nedenle erken dönemde problemin teşhis edilerek mümkün ise vakit kaybetmeden işitmeyi sağlayıcı yöntemlerin uygulanması gerektiğini belirtti.
Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre, dünyada yaklaşık 600 milyon işitme engelli birey bulunuyor. Türkiye’de ise her yıl doğan 1 milyon 300 bin bebeğin 2 bini işitme kaybı ile dünyaya geliyor. Yenidoğan bebeklerde işitme kayıplarının önlenebilmesi ve bebeğin hem fiziksel hem de ruhsal gelişim sürecinin olumsuz etkilenmemesi için doğum sonrası yapılan yenidoğan işitme testi büyük önem kazanıyor.
Yeni doğan bebeğin doğumdan hemen sonra yapılan işitme değerlendirmesi testinin sonucu ‘geçer’ olsa dahi ilerleyen aylarda da bebeğin gözlemlenmeye devam edilmesi gerektiğini belirten Olgun, “Bebek, 3 ay içinde ebeveyn sesine, 6 ay içinde cevap seslerine yönelmelidir. 12. ayda ise birkaç kelime de olsa ‘’anne-baba’’ gibi kelimeleri çıkarabilmelidir. Aksi durumlarda zaman kaybedilmeden bir uzmana danışılması gerekir” diye konuştu.
Özellikle erkek bebeklerde işitme sorunlarında genetik geçişin daha sık görüldüğünü ve problemin Down sendromu, Usher, Alport gibi sendromlarla uyum içinde olabildiğini ifade eden Olgun, “Genetik olmayan işitme sorunları ise gebelik diyabeti, bazı enfeksiyonlar, RH uyuşmazlığı, alkol-ilaç kullanımı gibi nedenlere bağlı olabilir” dedi.
Bebeklikten çocukluk çağına geçilen dönemlerde ise en sık rastlanan sorunların ‘orta kulak iltihabı veya orta kulakta sıvı toplanması’ ile ortaya çıktığını kaydeden Olgun, “İşitme kaybı sorununun ortaya çıkmasının nedenleri arasında en sık rastlanan geniz eti ya da adenoid doku büyümesi ile oluşan östaki tıkanıklığıdır. Östaki yolu, burnun arka bölgesi ve orta kulak arasında olup, orta kulağın havalanmasını sağlar. Buradaki tıkanıklık işitme azalmasına yol açabilir” diyerek diğer öne çıkan nedenlerin ise kafa travması veya bazı viral enfeksiyonlar olduğuna dikkat çekti.
İşitme fonksiyonu sağlanamayan bebeklerin konuşmayı da öğrenemeyeceklerini aktaran Olgun, “Yenidoğan bebeklerde işitme kayıplarının önlenmesi ve bebeğin hem fiziksel hem de ruhsal gelişim sürecinin olumsuz etkilenmesinin önüne geçmede büyük rol oynuyor. Bu nedenle erken dönemde problemin teşhis edilerek mümkün ise vakit kaybetmeden işitmeyi sağlayıcı yöntemlerin uygulanması gerekiyor” dedi.
Bebeklerdeki işitme kayıplarının önüne geçilmesinde ailenin bilinçli gözleminin önemine vurgu yapan Olgun, “Ancak bir sorunun varlığından şüphe edilmesi halinde ortadaki tablo, gerekirse çocuklarda işitsel fonksiyonların değerlendirilmesi amacıyla uygulanan klinik ABR testi gibi ileri teknikler ile de kontrol edilmelidir” uyarısında bulundu.
Ayrıca Olgun, uzmanlarca değerlendirilmesi gereken durumları şu şekilde sıralayan Olgun, “Çocuk konuşmaları anlamakta veya ayırt etmekte sorun yaşıyor ise Diğer çocuklarla konuşmasından farklı bir konuşması varsa İsmine hemen cevap vermiyorsa Televizyonun vb. görsel cihazların sesini çok açıyorsa Hiperaktivite veya diğer davranış sorunları varsa Konuşma geriliği varsa diğer kişilerin konuşması esnasında dudak okuması yapıyorsa” ifadelerine yer verdi.