Kolesterol, deri altındaki mikroplardan vücudu korumak, kırmızı kan hücrelerini ve sinir dokularını desteklemek, vücuttaki su dengesini sağlamak gibi işlevleri olan bir madde olduğu biliniyor. Ancak kolesterolün normalden fazla olması, çeşitli hastalıklara yol açabileceği bildirildi.
Kolesterolün iyi ve kötü olarak iki çeşidi olduğunu belirten Doç. Dr. Mustafa Adem Tatlısu, “Kötü kolesterol” diye adlandırılan LDL, damarlarda yağ birikmesine sebep olur. İyi kolesterol” olarak tanımlanan HDL ise, damarlardaki yağ birikmesini önler. LDL fazlalığı, damarların sertleşmesine ve daralmasına yol açar. Bu da göğüs ağrısı, kalp krizi veya felç gibi sorunlara neden olur. HDL ise tersine, damar duvarlarındaki kolesterol birikimlerini temizleyerek koruyucu etki gösterir” dedi.
20 YAŞTAN SONRA 5 YILDA BİR KONTROL ÖNERİLİYOR
“HDL’nin normal seviyesi 40-60 mg/dL arasındadır ve 60’a yakın olanlar daha koruyucudur” diyen Doç. Dr. Tatlısu, “Aksine, HDL’nin 40’ın altına düşmesi kalp ve damar hastalıkları için çok riskli bir durumdur. Bazen HDL, normalden çok yüksek de çıkabilir; özellikle 90 mg/dL üzerindeki değerlerin işlevsiz HDL olduğu düşünülmektedir. LDL için ise durum tam tersidir, yani ne kadar az o kadar iyidir. Yeni doğan bebeklerde LDL seviyesi yaklaşık olarak 10 mg/dL’dir. Anne sütü ile başlayan ve et, yoğurt, peynir gibi gıdalarla devam eden doymuş yağ alımı; LDL seviyesinin yaşam boyunca artmasına neden olur. İdeal LDL seviyesi, kalp hastalığı olmayan kişilerde 100 mg/dL’nin altındadır. Kalp ve damar hastalığı veya diyabet varsa LDL’nin 70 mg/dL’nin altında tutulması gerekir. Trigliserid ve kan şekeri testleri için 10-12 saatlik açlık gerektiği halde HDL ve LDL testleri tok karnına da yapılabilir. 20 yaşından sonra 5 yılda bir kolesterol kontrolü yaptırmak önerilmektedir. Eğer başka hastalıklar da varsa doktorunuz daha sık kontrol isteyebilir” şeklinde konuştu.
KIRMIZI ETİ AŞIRIYA KAÇMADAN YİYİN, TRANS YAĞDAN KAÇININ
Kolesterol dengesinin nasıl sağlanacağı konusunda tavsiyelerde bulunan Doç. Dr. Tatlısu, “Sağlıklı kolesterol seviyeleri için beslenme ve egzersiz çok önemlidir. Beslenmede bol lifli gıdalar, kırmızı eti aşırıya kaçmadan tüketmek ve trans yağlardan uzak durmak temel kurallardır. Haftada beş gün yarım saatlik orta şiddetteki egzersizler de yararlıdır. Eğer beslenme ve egzersizle hedeflenen seviyelere ulaşılamıyorsa ilaç tedavisine başlanabilir” dedi.
DÜZENLİ SPOR YAPIN VE DENGELİ BESLENİN
“Kolesterol çok yüksek olmadığı sürece damarlara yapışarak damar tıkanıklığına yol açmaz” diyen Doç. Dr. Tatlısu, “Damarların yapısının bozulmasına; tansiyon yüksekliği, şeker hastalığı, kötü beslenme, sigara ve genetik faktörler neden olur. Düzenli spor ve dengeli beslenme ile damar sağlığı korunabilir, kolesterolün yapısı ve şekli bozulmadan damarlara yapışması engellenebilir” dedi.