Editör: Naim Arıoğlu
Psikiyatri Uzmanı Doktor Sıdıka Oksay, halk arasında kaygı olarak tanımlanan anksiyete ile baş etmede tedavilerin yanı sıra; sosyalleşmenin, gülmenin, yoga ve meditasyon gibi yöntemlerin de etkili olduğunu dile getirdi.
Anksiyetenin; tehdit altında olunduğunda kişinin kendisini korumak için geliştireceği kaçma ya da savaşma gibi bir durum için bedeni hazırlayan sempatik sistem denen mekanizmanın harekete geçmesi olarak tanımlandığını ifade eden Oksay şunları dile getirdi:
“Bu; temelde hepimizde bir miktar bulunması gereken bir şeydir, üzerimize doğru hızla yaklaşan bir aracın bize çarpmasından korkmazsak kenara kaçmayız ya da geleceği için endişelenmeyen biri çalışmaya gerek duymayabilir. Biraz kaygı hayatta kalmak için elzemdir. Ama elzem olandan çok daha fazla kaygı yaşam kalitemiz bozar ve kaygı bozukluğu dediğimiz şey ortaya çıkar.”
KAYGI BOZUKLUĞU (ANKSİYETE) NEDİR?
Her insan işi, okulu, ailesel problemleri, sağlık sorunları sebebiyle kaygı duygusunu yaşayabilir. Kaygı duyduğumuz anlarda gergin olmamız, titrememiz veya terlememiz, çarpıntı hissetmemiz vücudumuzun verdiği doğal tepkilerdir.
ANKSİYETİNİN BELİRTİLERİ NELERDİR?
-Gerginlik ve huzursuzluk hali
-Sürekli panik halinde olma
-Titreme
-Kalp atışlarının hızlanması
-Hızlı nefes alıp verme
-Kaygı hissetmemize neden olan durumdan veya olaydan başka bir şeye odaklanamama
-Baş dönmesi
-Kaygı hissi veren durumdan veya olaydan kaçma isteği