Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Hava Aydın, gribin solunum yolu hastalıklarının en yaygını olduğunu söyledi.
Aydın, “Soğuk algınlığı, influenza dışındaki birçok virüsün neden olduğu, burun akıntısı, boğaz ağrısı ve halsizlik gibi hafif belirtilerle geçen bir enfeksiyondur. Gripten farklıdır ve daha az görülür. Genelde kendiliğinden iyileşir ve çok az komplikasyon yapar” dedi.
Grip ise influenza virüsünün sebep olduğu, sonbahar, kış ve ilkbahar aylarında daha sık bulaşan çok ciddi bir hastalıktır.
Aydın, riskli kişilerin grip aşısı yaptırmasını önerdi. Antibiyotiklerin gribe veya soğuk algınlığına faydası olmadığını belirtti.
Aydın, “Grip hastalarında ateş, titreme, öksürük, boğaz ağrısı, burun akıntısı, baş ağrısı, kas ağrısı, halsizlik, bazen kusma ve ishal olabilir. Küçük çocuklarda huzursuzluk, iştahsızlık ve uyku hali de olabilir. Grip, öksürme, hapşırma ve konuşma sırasında damlacık yoluyla bulaşır. Hasta kişilerin çevresine virüs saçar. Bu virüsler 1-2 metre uzaklığa kadar gidebilir. Ayrıca virüs bulaşmış yüzeylere dokunup sonra ağız, burun veya göze temas etmek de bulaşmaya yol açabilir. Tokalaşma, öpüşme, yakın konuşma bulaşmayı artırır. Virüsler kapı kolu, masa, bardak gibi yerlerde 2-8 saat yaşayabilir.
Hasta kişiler belirtiler başlamadan 1 gün önce ve hastalık süresince bulaştırıcıdır. Grip, her yaşta görülebilir. Riskli kişilerde daha ağır seyreder. Bu kişilerde zatürre, bronşit, sinüzit, orta kulak iltihabı, beyin ve kalp hasarı gibi ciddi sorunlar olabilir” diye anlattı.
“EN ETKİLİ VE GÜVENİLİR YÖNTEM GRİP AŞISIDIR”
Riskli grup için hastalıktan korunmada en etkili ve güvenli yöntemin grip aşısı olduğunu belirten Dr. Aydın şunları belirtti:
“Grip için riskli grup 65 yaş ve üzeri ve 2 yaş altı kişiler, 6 ay-18 yaş arasında olup uzun süre aspirin kullanması gerekenler, şeker hastalığı dahil herhangi bir metabolik hastalığı olanlar, astım dahil kronik solunum yolu hastalığı olanlar, kronik böbrek hastalığı olanlar, kronik kalp ve damar sistemi hastalığı olanlar, bağışıklık sistemi baskılanmış kişiler (kronik kan hastalığı olanlar, kanser hastaları, immunsupresif ilaç kullananlar, HIV/AIDS hastaları), huzurevi, bakımevi vb. ortamlarda yaşayanlar, aşırı kilolu olanlar ve gebelerdir. Riskli grup için hastalıktan korunmada en etkili ve güvenilir yöntem grip aşısıdır. Aşı, yapıldığı grip sezonu için etkili olmaktadır. Bu nedenle eskiden geçirilmiş grip hastalığı ya da uygulanmış grip aşısına bakılmaksızın mevsimsel gribe karşı etkin bir korunma sağlanması için her yıl grip aşısı yaptırılmalıdır. Aşının koruyucu etkisi, aşı yapıldıktan iki hafta sonra başlayacağı için aşının en uygun zamanı gribin sık görülmeye başladığı dönemden hemen öncesidir. Ekim ve kasım ayları grip aşısının yapılma zamanı olarak tercih edilmelidir. Aşılanmayanlar kişiler ise mart ayının sonuna kadar aşılanabilir. Aşının koruyuculuğu yaklaşık 6-8 ay sürer. İlgili hekimin reçete etmesi durumunda aşı sağlık sistemi tarafından ödenmektedir. Hekimlerin uygun görmesi durumunda grip aşısı risk grubu dışındaki kişilere de uygulanabilir. Hastalıktan korunmada gerekli aşı programlarına uyulması, kapalı ortamların sık sık havalandırılması, toplu alanlarda, kapalı alanlarda mutlaka maske kullanılması, herhangi bir solunumsal semptomu bulunan bireylerin bulaşı önlemek adına mutlaka maske kullanması, mümkün ise evde istirahat etmesi, kişisel hijyen ve koruyucu önlem kurallarına uyulması, artmaya başlayan viral enfeksiyonların önüne geçmek konusunda belirleyici unsurlardır” dedi.
“GRİP YA DA SOĞUK ALGINLIĞI TEDAVİSİNDE HERHANGİ BİR YARARI YOKTUR”
Antibiyotiklerin grip ya da soğuk algınlığı tedavisinde herhangi bir yararı olmadığını kaydeden Aydın, “Çoğu hasta herhangi bir tıbbi tedavi almadan bir haftada iyileşir. Fakat risk grubunda olan kişilerde hastalık ciddi ve ağır seyredebilir ve hatta ölüm görülebilir. Bu nedenle risk grubundaki kişiler erken dönemde (hastalık başladıktan sonraki 24 ile 48 saat arasında) hekime başvurmalı ve antiviral tedavi almalıdır. Bu ilaçlar tıpkı antibiyotikler gibi hekim tarafından önerilmedikçe reçetesiz olarak kesinlikle kullanılmamalıdır. Vücuttan su kaybını önlemek için bol bol sıvı tüketimi gerekir. Antibiyotiklerin grip ya da soğuk algınlığı tedavisinde herhangi bir yararı yoktur. Antibiyotikler bakterileri öldürür, ancak grip veya soğuk algınlığına neden olan virüsler üzerinde herhangi bir etkisi yoktur” diye konuştu.