İHA''nın haberihne göre; Orhan Kara İlkokulu öğrencilerinin velileriyle Dahiliye Uzm. Dr. Levent Kazak’ı buluşturdu.
Velilere gelişim çağındaki çocuklara nadir olsa da görülen diyabetin zararları konusunda sunum yapan ve çocuklarda en sık görülen diyabet türünün Tip 1 olduğunu ifade eden Dahiliye Uzm. Dr. Levent Kazak, Tip 1 diyabet tanısı konan çocuklardan en sık görülen yaş gruplarının, 5 yaş altı çocuklar ile ergenlik çağındaki çocuklar olduğunu vurguladı.
Beş yaş altındaki çocukların düşük kan şekerine bağlı beyin hasarına karşı savunmasız olduklarını ifade eden Uzm. Dr. Kazak şunları belirtti:
“Her yaşta diyabete karşı savunmasız durumdayız. Daha çok erişkinlerde görülen Tip 2 diyabetle mücadelede başarılı sonuçlar alıyoruz fakat beş yaş altındaki çocuklar kendilerini ifade etmekte zorluk yaşadığı ve hastalığı fark etmede geç kaldığını görmekteyiz. Burada küçük çocukların düşük kan şekerine (hipoglisemiye) bağlı beyin hasarına daha yatkın olmaları da bizleri zorluyor. Tip 1 diyabetli çocuklarımızın kan şekerlerinin sıkı kontrol altında tutulmalıdır, böylelikle kronik komplikasyonların önleyebiliriz”
Tip 1 diyabetin kalıtsal bir hastalık olmadığını belirten Uzm. Dr. Levent Kazak, her insanın ebeveynlerinden aldığı genetik yapıya göre diyabete dirençli veya yatkın özellikleri taşıdığına dikkat çekerek, “Her insanın diyabete yatkınlığı farklıdır. Bu tamamen anne ve babasından aldığı doku tiplerine bağlı. Ebeveynlerimizden edindiğimiz doku tipleri (HLA) vardır. Çocuklar bu doku tiplerine göre, ya Tip 1 diyabet gelişmesine dirençli olarak veya Tip 1 diyabet gelişmesine yatkın olarak dünyaya gelirler. Burada aklımıza diyabete yatkın özellikler taşıyoruz gibi bir sonuç çıkmasın. Genetik özellik, ancak çevresel faktörlerle birleşince Tip 1 diyabet ortaya çıktığını unutmayalım” diye konuştu.
Yaşam tarzlarımızı yeniden gözden geçirmeliyiz. Kötü beslenme ve hareketsizlik diyabete resmen davetiye çıkarıyor” diyen Uzm. Dr. Kazak, Tip 2 diyabetin ise sıklıkla obez erişkinlerde görüldüğünü belirterek şunları ifade etti:
“Son yıllarda teknolojinin gelişmesiyle beraber yaşamımız büyük ölçüde değişti. Hareketsiz yaşam tarzımız ve kötü beslenmemiz diyabeti tetikliyor. Metabolizmayı düzenleyen en önemli hormonlardan biri olan insülin, yokluğu ya da etkisizliği nedeniyle ortaya çıkan, glukoz yüksekliği ile kendini gösteren şeker, yağ ve protein metabolizması bozukluğudur. Kanda glukozun yükselmesi, şekerin vücudun temel çatısını oluşturan proteinlere bağlanmasına neden olur ve böylece proteinler normal yapılarını ve işlevlerini kaybetmeye başlar. Vücudun bütün organlarında protein bulunduğundan, kontrolsüz diyabet bütün organlarda harabiyet yaratabilmektedir. Erken tedavi edilmezse ölümle sonuçlanıyor. Bizlerin işini kolaylaştırın çocuklarınızda ve kendinizde belirtiler görürseniz mutlaka bizlere başvurun. En sık belirtiler hızlı kilo kaybı, aşırı susama ve ağzı kuruluğu, sık idrara çıkma, halsizlik ve el ayaklarda uyuşmadır.”