International Journal of Astrobiology dergisinde yayınlanan araştırmada, astrobiyoloji alanında daha önce yapılan araştırmaların, gezegenimizdeki yaşamla ilgili bilgilerin dünya dışı varlıklara mekanik olarak taşınmaya çalışılmasından ibaret oldukları belirtildi.
Oxford araştırma ekibinden Samuel Levin, konuyla ilgili yaptığı açıklamada, “Bizim çalışmamızda, 'Dünya' detaylarından arındırılmış evrim teorisinin kullanılması gibi farklı bir yaklaşım öneriliyor” diye konuştu.
Araştırmacılar, kâinattaki yaşamın gelişiminin, Dünya’da var olan süreç ve mekanizmaların benzerleriyle belirlendiğini ileri sürüyor ve örnek olarak doğal seçilimi gösteriyor. Gezegenimizde yaşayan varlıkların türlerinin, daha düşük gelişim evresinden bir üst evreye geçerken oluşan evrim ‘geçişlerinin’ ardından çoğaldığına dikkat çekilen araştırmada, buna örnek olarak ayrı hücrelerin çok hücreli bir organizmada birleşmeleri gösteriliyor ve hem teorinin, hem de ampirik gözlemlerin böyle bir geçişin gerçekleşmesi için olağanüstü şartların gerektiği vurgulanıyor.
Uzmanlar, bu süreçlerin sadece Dünya’da gelişmediği düşünüldüğünde, diğer gezegenlerdeki evrimin oradaki varlıkları dünyalılara benzer hale getireceklerini ifade ediyor.
Levin, “Dünya dışı varlıkların iki ayak üzerinde yürüyebileceklerini veya büyük yeşil gözlere sahip olabileceklerini söyleyemeyiz. Fakat bizce evrim teorisi, söz konusu varlıkların dış görünümünün ne olacağını anlamaya çalışmamız için benzersiz bir araç” ifadelerini kullandı.