Uyuşturucu davasında karar

Köşe yazılarımı düzenli takip eden değerli okuyucular "Narcos Türkiye" yazı dizisini hatırlarlar.

Bu yazılarım engellendi.

Daha sonra "Uyuşturucu Kıskacında Türkiye" başlığıyla yeniden aynı konuyla ilgili yazı dizisi hazırladım.

Bu yazılarımın içeriği ise Türkiye Gazeteciler Cemiyeti''nin (TGC) kurucu başkanı adına düzenlenen Sedat Simavi Ödülleri''nde gazetecilik ödülüne layık görüldü.

Bu "ödüllü" meseleyle ilgili yeni bir gelişme yaşandı.

Ama önce gelin Türkiye''nin nasıl uyuşturucu bataklığına battığını özetleyerek anlatayım.

Bütün her şey Mersin Limanı''ndaki muz taşıyan konteynerlerin açılmasıyla başladı.

Türkiye''nin en büyük kokain operasyonu...

Mersin Gümrük Muhafaza Kaçakçılık ve İstihbarat Müdürlüğü NARKOKİM ekipleri ve Mersin İl Emniyet Müdürlüğü''nün geçen 16 Haziran''da düzenlediği operasyonda, Ekvador''dan Mersin Limanına Liberya bandıralı gemideki muz yüklü 2 konteynerde 1 ton 300 kilogram kokain ele geçirdi.

1,3 tonluk kokain operasyonunda hedefteki gemi Ekvador''daki, Yıldırım Holding''in sahibi Yüksel Yıldırım''a ait Yılport Limanı''ndan geliyor ve gemide yine muz yüklü. Bu kokainin alıcısı ise Özşimşekler firması. Muzun markası bu sefer Derby.

Bu yakalamadan sonra yine aynı limanda 150 kilogram daha kokain yakalandı. Alıcı, gönderici yine aynı kişiler.

Gönderici Rastoder, Slovenya firması. Alıcı ise Özşimşekler Gıda San. Tic. Ltd. Şti.

Mersin Cumhuriyet Başsavcılığı''nca yürütülen soruşturma sonucunda iddianame hazırlandı. İddianamede kokain kaçakçılığıyla ilgili tutuklanan, muz ithalatı şirketinin sahibi Nimet Şimşek, oğlu H.İ.Ş., firma temsilcisi M.S. ile çalışanlar R.S. ve E.Ş. hakkında ''uyuşturucu ithal etme'' suçundan 45''er yıldan 67 yıl 6''şar aya kadar hapis cezası istenmişti.

Cumhuriyet Başsavcılığının iddianamesi, Mersin 8. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edildi.

Bu dosya kapsamında şu anda tutuklu olarak sadece şirket sahibi Nimet Şimşek ve başka bir operasyonda yakalanan ve dosyası bu dava ile birleştirilen diğer oğlu B.Ş. kalmıştı.

Dava sonuçlandı.

Sanıklar kokainlerden haberleri olmadığını bir ilgilerinin bulunmadığını iddia etmişlerdi.

İddianamede yer alan ifadelere göre şüpheliler muzları yolda, denizden aldıklarını iddia ediyordu. Ancak iddianameye dikkatlice bakıldığında N.Ş. "8 Haziran''da muzlar için Rastoder firması ile anlaştıkları, 9 Haziran''da da fatura kestirerek transfer yapıldığı" iddia ediliyordu.

Mahkemede bu konuyla ilgili görülen karar duruşmasında; Nimet Şimşek "uyuşturucu ithal etme" suçundan 30 yıl, oğlu B.Ş. ise 27 yıl 6 ay hapis cezası aldı.

2 sanığın tutukluk hallerinin devamına hükmeden mahkeme heyeti, tutuksuz sanıklar H.İ.Ş., M.S., R.S. ve E.Ş. için ise beraat kararı verdi.

Peki ne oldu?

Uyuşturucu ağı, sevkiyat yolları çökertildi mi?

Hayır.

Örümcek ağının bir kolu kopartıldı sadece. Büyük ihtimal başkaları o kolu çoktan doldurmuştur zaten.

Keza Tarım ve Orman Bakanlığı bünyesinde Zirai Karantina Müdürlükleri ile ilgili başka bir yazımda neler döndüğünü anlatmıştım.

Mersin Limanı''ndaki gelişmeler yaşanırken Bakanlıktan Mersin Zirai Karantinası denetlemeye alınmış. Limandaki konteynerleri kontrol eden "İnspektör" görevi yapan kişiler denetlenmiş. Ortaya vahim bir tablo çıkmıştı.

Meğer kokain kaçıran şirketleri ve ithal malları denetleyen İnspektörler, kaçakçılar ve bazı ithalatçılar tarafından maaşa bağlanmış. Kaçakçıların sunduğu numuneleri hiç uğraşmadan elden alan bazı İnspektörler de kuruma temiz numuneleri getirip rapor düzenleyerek malların girişine çıkışına ya da transit geçişine izin veriyor. Böylelikle aylık 10-15 bin lira maaşlı müfettişler 200-250 bin lirayı ceplerine indiriyorlar.

Aldığım son bilgiye göre kurumda çalışan bazı kişiler gözaltına alınmış.

İşte yazdığım yazılarda kendimin bile hayretle gördüğüm ve anlatmaya çalıştığım bu büyük sistem karşıma çıkmıştı. Daha onlarca isim, birçok şirket var bu işin içerisinde.

Aslında şirketlerin, gemilerin hepsi belli. Aynı şirketler benzer gemilerde ve hep aynı ürünlerde (elma ya da muz) Türkiye''de, İran''da, Dubai''de birçok kez uyuşturucu yakalattı.

"Yakalattı" diyorum çünkü bu yakalatmalar sayesinde arkadan çok daha fazla uyuşturucunun başka noktalara sevkiyatı kolaylıkla yapılabiliyor.

Sonuç olarak Şimşek ailesinin hapis cezasıyla cezalandırıldığı dava olumlu bir gelişme olduğu kadar bu operasyonların ve davaların yıldırım gibi art arda gelmesi gerektiğinin altını çizmek lazım.

Yazarın Diğer Yazıları