Doğu Türkistan’da bir milyondan fazla Uygur Türkü’nün alıkonulduğu "Eğitim Yoluyla Dönüştürme Merkezleri"nde adı altındaki toplama kamplarında tutulan kadın ve erkeklere zorla diktirilen spor kıyafetlerin, ABD'de üniversite kampüslerinde satışa sunuluyor olabileceği ileri sürüldü.
Associated Press (AP) ajansı, Kuzey Carolina eyaletinin Statesville kentinde faaliyet gösteren Badger Sportswear firmasıyla toplama kampı içinde yer alan bir fabrika arasındaki sevkıyatın izini sürdü.
AP'nin özel haberinde, kamptaki fabrikada dikilen kadın, erkek ve gençler için binlerce polyester tişört ve pantolonun, yıl içinde en az 10 kez 47 yıldır spor malzemeleri satan Badger Sportswear'e gönderildiği ifade edildi.
Habere göre sevkiyatlar, zorla çalıştırılan işçiler tarafından üretilen malların, küresel tedarik ağına girmesini önlemenin ne kadar zor olduğunu gözler önüne serdi.
Kampta bulunanlar, kıyafetleri 10 atölyede özel Hetian Taida giyim şirketi için hazırlarken, Hetian Taida'nın Başkanı Wu Hongbo, Çin Merkez Televizyonunda (CCTV) merkezin tanıtıldığı haberde burada bir fabrikaları olduğunu söyledi.
Wu, fabrikada "hükümetin sorunsuz olarak nitelendirdiği kursiyerlere istihdam sağladıklarını" savunurken, AP'ye de "Yoksulluğun ortadan kaldırılması için üzerimize düşeni yapıyoruz." açıklamasını yaptı.
Wu, "fabrikada 20 ila 30 kursiyere düzenli işçi olarak muamele edildiğini" dile getirirken, CCTV'nin haberinde kursiyerlerin "Komünist Partinin kendilerini kurtardığı ve yeniden keşfetmelerini sağladığı" yönündeki açıklamalarına yer verildi.
Ürünleri, ABD'de üniversite takımlarına veya kampüslerde satılan Badger Sportswear Üst Yöneticisi John Anton, Hetian Taida'ya bağlı bir şirketten senelerdir ürün aldıklarını, şirketin yaklaşık bir yıl önce Çin'in batısında yeni fabrika açtığını, Badger Sportswear'in yöneticilerinin sertifikalı fabrikayı ziyaret ettiğini söyledi.
Anton, merkezdeki fabrikadan Badger Sportswear'e sevkiyatın soruşturulduğunu, bu süre içinde Hetian Taida'ya bağlı şirketten kaynak sağlanmayacağını ve üretimi başka bir yere yönlendireceklerini kaydetti.
BİR MERKEZDE 10 BİNDEN FAZLA KİŞİ ÇALIŞIYOR
Haberde başka merkezlerde de benzer fabrikaların bulunduğu iddiasına yer verildi.
Merkezlerde tutulan veya yakını bulunan 10'dan fazla kişi, AP'ye yaptıklarını açıklamalarda, fabrikalarda çalışmaktan başka seçeneklerinin olmadığını ifade etti.
Çin dışında yaşayan Uygur ve Kazaklar, meslek sahibi kişilerin bile bu merkezlerde vasıfsız işler yapmak için eğitildiğini, bazılarına yaptıkları iş karşılığında para ödenmediğini, bazılarına bölgedeki asgari ücretin biraz üstünde ödeme yapıldığını belirtti.
Adının açıklanmasını istemeyen ve konuyla ilgili ilk elden bilgi sahibi olan biri, bir merkezde tutulan kişilerden yüzde 10 ila 12'sine tekabül eden 10 binden fazla tutuklunun fabrikalarda çalıştığını, bazılarının dışarıdakinin sadece onda birini kazandığını söyledi.
Doğu Türkistan’da yerel bir televizyonda daha önce çalışmış eski bir muhabir de geçen yıl merkezde bir ay süreyle tutulduğunda, gençlerin marangozluk ve çimento fabrikasına ücretsiz çalışmaya götürüldüğünü, merkezin tek bir kuruş bile ödeme yapmadığını savundu.
Washington'da yaşayan Uygur Ruşan Abbas, kız kardeşi Gülşen Abbas'ın Doğu Türkistan’daki merkezlerden birinde tutulduğunu belirterek, "Amerikan şirketleri böyle yerlerden ithalat yaparken bu ürünlerin köle gibi muamele edilen insanlar tarafından üretildiğini bilmeli." diye konuştu.
Haberde, Kazak Nurbakıt Kaliaskar'ın Urumçi'de yüksek maaşlı reklamcılık işi yapan 25 yaşındaki üniversite mezunu kızı Rezila Nulale'nin hikayesine de yer verildi.
Geçen ağustos ayında ailesini ziyaret ettikten sonra bir daha haber alınamayan Nulale'nin bu merkezlerden birinde tutulduğu, burada bir fabrikada çalıştığı ve günlük kotasını doldurması halinde genç kıza ödeme yapıldığı kaydedildi.
TRUMP YÖNETİMİNE BU ÜRÜNLERİN İTHALATINA YASAK GETİRMESİ ÇAĞRISI
Doğu Türkistan'da zorla çalıştırılan işçilerin ürettiği malların diğer şirketler üzerinden ABD, Avrupa ve Asya'ya ihraç edilip edilmediği bilinmiyor.
ABD Kongresinde Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi üyesi Chris Smith, Trump yönetimine bu merkezlerle bağlantısı bulunan Çin firmalarından ithalata yasak getirmesi çağrısında bulundu.
Smith, "Çin yönetimi, bir milyon Uygur'u ve diğer Müslüman'ı gözaltında tutmanın, inançlarından vazgeçmeye ve Komünist Partiye sadakate zorlamanın yanı sıra şimdi de onların iş gücünden faydalanıyor. Amerikalı tüketiciler, modern zaman toplama kamplarında üretilen malları satın almamalı, ABD'li işletmeler de bunları ithal etmemeli." değerlendirmesini yaptı.
ÇİNLİ YETKİLİLERDEN MESLEKİ EĞİTİM SAVUNMASI
Çinli yetkililer ise merkezlerde azınlıkları "modern" dünyaya yakınlaştırmak amacıyla Uygur, Kazak ve çoğu Müslüman diğerleri için ücretsiz mesleki eğitim verildiğini, bu eğitimi alanların anlaşma imzaladığını savundu.
Çin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hua Çunying de yabancı basını merkezler hakkında "yalan haber" yapmakla suçluyor.