Uygur Türkleri Türkiye’den daha somut adımlar bekliyor

Uygur Türkleri Türkiye’den daha somut adımlar bekliyor

Dünya Uygur Milli Hareketi Lideri Rabia Kadir, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 77. BM Genel Kurulu'nda Uygurlardan bahsetmesini memnuniyetle karşıladıklarını ancak yeterli bulmadıklarını söyledi. Kadir, “Erdoğan'ın BM'de adımızı anması tarihi bir olaydır, bize ilham ve umut veren mert ve insani bir tavırdır. Evet sevindik ama sevincimiz yüksek düzeyde değil” dedi.

Türkiye'nin uluslararası arenadaki aktif rolünün daha da canlanmasını istediklerini belirten Kadir, konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi:

Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 77. BM Genel Kurulu'nda Uygurlardan bahsetmesi biz sürgün hayatı yaşamakta olan Uygurları sevindirdi. Evet, her ne kadar Erdoğan'ın konuşmasında, en üzücü durumlarımızdan biri olan 3 milyondan fazla Uygur'un kamplarda yaşadığı acı gerçeklerden bahsetmemiş olsa da; Yurt dışında sürgün hayatı yaşamakta olan Uygurların 7 yıldır anavatanlarındaki aileleriyle telefonda dahi konuşma imkânından mahrum bırakıldıklarını hatırlatmamış olsa da; Uygur nüfusunun doğum oranının son 6 yılda dikey olarak azalması gibi tehlikeli bir duruma değinmemiş olsa da yine de ismimizin anılmasından mutluyuz.

rabia-kadir.jpg

Çünkü Çin'in mevcut Uygur politikası - ister dış politika olsun, ister iç politika olsun - dünyaya Uygur meselesini unutturmayı, yaptıkları Uygur soykırımını dünya gözünden gizlemeyi amaçlıyor. İşte bu amaçla Çin, geçen yıl tüm diplomatik gücünü kullanarak BM uzmanlarının hazırladığı Uygur raporunun yayımlanmasını bir yıl geciktirmiş, Uygur meselesinin BM İnsan Hakları Konseyi'nde tartışılmasını da engellemişti. Her ay komşu ülke ve kuruluşları "Sincan'ı ziyaret etmek" için organize ediyor, yapay sahneler gösteriyor, soykırım suçunu örtbas ediyor, hatta kardeşlerimize ve komşu ülkelere bu suçu alkışlatıyor. Dolayısıyla Erdoğan'ın BM'de adımızı anması tarihi bir olaydır, bize ilham ve umut veren mert ve insani bir tavırdır.

Evet sevindik ama sevincimiz yüksek düzeyde değil çünkü Filistin'in, Ukrayna'nın, Suriye'nin ve hatta Ruhinga'nın sorunlarının arkasında adımız geçiyor. Minnettarız ama yeterli değil, çünkü Sayın Erdoğan'ın konuşmasında Çin'e karşı sert bir ton, uluslararası topluma acil bir çağrı, durumumuzu iyileştirecek bir cümlelik olsa bile somut bir talep ve girişim duymadık.

rabia1.jpg

Ancak Sayın Erdoğan'ın Uygur meselesini unutmaması ve birçok uluslararası meselede müttefiki olan Çin'in dinlemek istemeyeceği bir konuyu ortaya koyması, sadece bizi değil dünyada hak ve adaleti destekleyen devlet ve teşkilatları özellikle mazlum ve mazlumları destekleyenleri sevindirdi; Bu cesaret, Erdoğan'ın hak ve adalet çağrısındaki dürüstlüğünü ve cesaretini gösterdi.

Çünkü Uygur sorununa dikkat eden, aklı ve vicdanı uyanık olan herkese malum ki , bugün dünyada savaş ve çatışma alanlarında kanın akıyorsa, Doğu Türkistan'daki kamp ve hapishanelerde kan irine dönüşüyor, bedenler çürüyor; savaş alanlarında anneler çocuklarının cesetlerine sarılarak ağlarken, Uygur anneleri çocuklarının cesetlerıne ve hatta ölüm bilgilerine bile ulaşamıyor, ağladıkları , yakındıkları için cezaevlerine atılıyor. Savaş alanlarında cesetler sayılıyor, Uygur katliamındaki cesetler sayılmıyor ve Çin bunların sayılmasına izin vermiyor.

rabiakadir.jpg

Durumumuz mevcut savaş bölgelerinden kat kat daha kötü. Sorunumuz yüksek sesle dile getirilmeyi ve acil çağrı yapılmasına muhtaç durumda.

Biz kardeşimiz Türkiye'nin uluslararası arenadaki aktif rolünün daha da canlanmasını istiyoruz. Allah Türkiye'yi güvenli ve güçlü kılsın!”