Uyarıyoruz, uyanık olun!
Barbar terör örgütü IŞİD her ülkeden daha çok Türkiye'yi tehdit etmektedir. Türkiye'nin tarihi, dini, coğrafi ve sosyolojik müktesebatı IŞİD için aranıp da bulunmayacak özellikler ihtiva etmektedir. Türkiye IŞİD'e ana rahmi olacak kadar önemli bir tarihi geçmişe sahiptir.
Günümüzdeki IŞİD zihniyetinin benzeri, XVII. asırda İstanbul'da büyük karışıklıklara sebebiyet veren 'iyi veya kötü her türlü bidatı ortadan kaldırıp halkı iptidai bir hayata sevk etmek' üzere ortaya çıkmış Kadızadeliler hareketi vardı.
Onlara göre; Hz. Peygamber zamanında mescitlerde tek minare vardı. O halde Selatin Camilerinin birden fazla olan minareleri derhal yıkılmalıydı. Dönemin padişahları bu görüşlere itibar ederek, bu anlayışa uygun düzenlemeler yapmışlardır.
Bu bağlamda Mevlevîler'in yaptığı semâ ve Halvetî dervişlerinin Kadızâdeliler tarafından "tahta tepmek" olarak adlandırılan ayinleri 1666'da padişah tarafından yasaklanmıştır. 1670 yılında yine sultanın çıkardığı bir fermanla kabir ziyaretleri yasaklanmıştı. Hatta Osmanlı maliyesinde birçok örfî vergi bid'at olduğu gerekçesiyle kaldırılmıştır.
Kadızâdeliler, yaşadıkları dönemde bid'at olarak ilan ettikleri şeyleri gerekirse şiddet kullanarak ortadan kaldırmayı amaçlamışlardı. Ancak 'emir bi'l-ma'rûf nehiy ani'l-münker' prensibini zorla uygulamaya çalışmaları devlet düzenine tehdit teşkil edince siyasî otorite buna izin vermemiştir.
IŞİD benzeri Selefiyeci yapılar 17. yüzyıldan bugüne şu veya bu biçimde Türkiye'de süregelmektedir. Selefiye zihniyeti bir çok mutaassıp ve içeriksiz inanç sahiplerinin bilinç altında yaşamaktadır. IŞİD bu zihniyetin üstündeki baskıyı kaldırarak şuur üstüne çıkarmış ve şiddetle uygulamaya sokmuştur.
Bu tarihi gerçekler IŞİD barbarlığının Türkiye'de ciddi biçimde yayılabileceği ve taban bulabileceğini göstermektedir. Diyarbakır, Gaziantep, Suruç ve son olarak Ankara'da gerçekleştirilen kitle katliamları IŞİD'in istediği an Türkiye'de kitle katliamı yapabilecek kapasitesinin olduğunu göstermektedir.
IŞİD için dünyada Müslüman yalnız IŞİD'cilerdir. IŞİD'in halifesine biat etmeyen herkes, Müslüman görünümlü kâfirlerdir. Bu bakımdan bir IŞİD'ci için bir kişinin kendisini Müslüman olarak görmesi, İslam'ın şartlarını yerine getirmiş olması önemli değildir, önemli olan IŞİD'ci, biatçı olup olmamasıdır.
IŞİD için Paris ya da İstanbul fark etmemektedir. Nitekim IŞİD terör örgütü, Paris ile eş zamanlı olarak İstanbul'da da kanlı bir saldırı planladığı ancak İstanbul'daki operasyonlarda 5 IŞİD'ci teröristin gözaltına alınmasıyla buna imkân bulamamışlardır.
Barbar IŞİD terörünün Türkiye'de ne denli örgütlendiğini son birkaç gün içinde yapılan operasyonlar kanıtlıyor.
Ankara'da IŞİD militanları tarafından düzenlenen ve 102 kişinin hayatına mal olan kitle katliamından sonra güvenlik güçleri Türkiye'deki IŞİD ağı ve hücrelerine yönelik operasyon başlattı.
Bu kapsamda Diyarbakır'da 26 Ekim'de bir evde, militanlar polisle çatışmaya giriyor. Operasyonda öldürülen Sıddık Bünül'ün canlı bombaların kaldığı hücre evlerinden sorumlu olduğu belirlendi. Güvenlik kaynaklarına göre Türkiye'de şu anda Diyarbakır baskınında öldürülen Sıddık Bünül'ünki gibi 20'ye yakın 'eylem hücresi' bulunuyor.
Bu arada Gaziantep'in Karkamış ilçesinde, IŞİD'e katılmak isteyen 12 şüpheli yakalanmıştır. 30 Ekim günü polis ekiplerine el bombası atarak kaçmaya çalışan 2 IŞİD militanı da ele geçirilmiştir.
Yaşananlar durumun vahametini göstermesi bakımından önemlidir. Ancak IŞİD'in görünen yüzünden ya da ele geçenlerinden daha çok uyuyan hücreleri, görünmeyenleri tehlike arz etmektedir. IŞİD her an Türkiye'ye soktuğu ya da ülke içinde örgütlediği uyuyan hücrelerini harekete geçirebilir.
Daha kötüsü de Suriye'de IŞİD'in varlığını sona erdirecek bir operasyon sonucu IŞİD'cilerin sığınacağı ülkenin Türkiye olmasıdır. Bu durum Türkiye'yi IŞİD tehdidine en açık ülke haline getirecektir. Artı olarak IŞİD'in Türkiye'de potansiyeli ve rezervleri vardır. Yetkilileri uyarıyoruz! Uyanık olun!