Arıkan bu araştırmalarını 5 ayrı kitap haline getirerek Yunus Emre'nin aslında ne olup ne olmadığını belgeleriyle ortaya koyuyor. Bu araştırmalardan anlıyoruz ki, milletin gönlünde taht kurmuş olan Yunus Emre pek çok çevre tarafından kendi amaçları için istismar edilip haksızlığa uğramış bir değerimiz. Yaman Arıkan, Yunus Emre araştırmaları sonucu ulaştığı neticeyi şöyle özetliyor:
İstisnasız, Türk Milleti'nin bütün fertlerinin gönlünde bir yeri bulunan hatta o gönüllerde adeta taht kurmuş olan Yunus Emre, milletimizin çok cepheli seçkin bir şahsiyetidir. O, gerek şiirde gerekse dilde, hep milli geleneklere sadık kalmış, bazı şairlerimiz gibi, Arap-Acem karmalığına asla sapmamıştır. O, gerçek bir Türk şairidir. O, Türkçe'nin şairidir. Arap-Acem karması dil şairi değildir. O, milli varlık ve bekamızın bir numaralı temel taşı ve temel direği olan Türkçe'mizin de gelmiş geçmiş ustalarının bir numaralısıdır. Kelimenin tam anlamıyla 40 yılı aşan bir çalışma sonunda, Yunus'u bütün cepheleriyle gün ışığına çıkardık.
"Bizim Yunus" adıyle hazırlanan eserimizde, Yunus hakkında bilinmesi gereken ilk bilgiler, kısa ve öz olarak verilmişdir. "Yunus Emre ve Sergilenen Maskaralıklar" adıyla yayına hazırlanan eserimizde, Yunus'a yapılan kötülükler ve haksızlıklarla, şiirlerine vurulan ağır darbeler gözler önüne serilmişdir. "Yûnus Emre Ve Mukaddes Görevi" ismini taşıyan eserimizde, Yunus'un misyonu yâni uhdesinde bulunan vazîfe ve görevi anlatılmakdadır. "Yunus Emre Ve Deyişleri" adıyle yayına hazırladığımız muazzam eser, Yunus'un bin civarında şiirini ihtiva etmekdedir. "Vuslata Eren Derviş Yunus Emre" adını taşıyan geniş kapsamlı eserimizde ise, Yunus'un ermişlik yönü işlenmişdir.
Uyanış Yayınevi Tel: (0212) 527 29 49
***
O'nu anlatacak tarihçiler yetiştirilmedi
Atatürk'ü anlamanın ve anlatmanın yegane yolunun O'nu iyi okumaktan geçtiğini vurgulayan Prof. Dr. Mehmet Saray, "Atatürk'ü Nasıl Anlamalıyız?" adlı kitabıyla bu konuda çalışacaklara rehberlik etmeyi amaçladığını belirtiyor. Okudukları, söyledikleri ve yaptıklarından yola çıkarak Atatürk'ün daha iyi anlaşılacağına dikkat çeken Prof. Dr. Mehmet Saray, kitabıyla ilgili değerlendirmede bulunurken önemli tespitler de yapıyor:
Bu çalışmanın ilgili bölümlerinde de işaret edildiği gibi, Atatürk'ü sevmek kimsenin tekelinde değildir ve Atatürk hakkında araştırma yapmak da elbette kimsenin inhisarında olamaz. Fakat çağdaş bir toplumda her bir bilim dalı, o bilim dalının uzmanları tarafından işlenir ve araştırılır. Bu bilimsel gerçek çerçevesinde Atatürk'ü araştırmak ve onunla ilgili eser yazmak işi de tarih bilimiyle uğraşan tarihçilerin görevi olmalıdır. Bir tarihçi olarak itiraf etmeliyim ki, Milli Mücadelemiz'in büyük kumandanı, cumhuriyetimizin kurucusu ve Türkiye'nin yaratıcı önderi Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü tarihçiler, maalesef layıkıyla çalışıp ortaya koymakta gecikmektedir. Türk milletinin geleceğini emanet ettiği gençlere O'nu layıkıyla öğretecek kapasitede inkılap tarihçileri yetiştirilmemiş olması en büyük üzüntülerimden biridir.
Boğaziçi Yayınları Tel:(0212) 520 70 76
***
Okuma aşkı böyle başlar
Eğitimci Ahmet Maraşlı "Okumayı Sevdirme Projesi" adlı kitabıyla çocuklar, gençler ve yetişkinlerin artık "kitap kurdu" olmalarını değil, her kitaptan aldıkları özleri bir araya getirerek yeni oluşumlar meydana çıkarmayı önceleyen "bal arısı" olmalarını hedefliyor.
Kitap; çocuklara, öğrencilere, yetişkinlere okuma sevgi ve alışkanlığı kazandırmak için yüzden fazla kolay uygulanacak yollar sunan bir eser.
Okuma alışkanlığı kazanmak kazandırmak isteyenler için, sürekli masa üstünde, çantada, el altında bulunması gereken farklı bir çalışma.
Mihrabad Yayınları Tel:(0212) 514 28 28
***
HAFTANIN KİTABI
Milliyetçilerin kanaat önderi
Tarihçi Ziya Nur Aksun, "Dündar Taşer'in Büyük Türkiyesi"nde Milliyetçi Hareketin öncü ismi Taşer'i şöyle anlatıyor: O'nu ilk defa görenlerde bıraktığı intiba, bir Osmanlı beyefendisi ile karşılaştıkları oluyordu. Ama Taşer, bundan çok daha fazlası idi. O'nu tek bir vasıfla ifade etmek o kadar zor ki! Bir gönül adamı mıydı, bir dava adamı mıydı, bir idealist miydi? Taşer şüphesiz, bunların hepsi idi. Efendiliğiyle, tevazuuyla, hoş sohbet oluşu ve nezaketiyle her konuştuğu insanı tesiri altına alan, onda saygıyla karışık bir hayranlık uyandıran bir şahsiyetti. Şahsî meziyetlerinin yanında, bir dava, bir ülkü adamıydı. Meziyetleri ile inanç ve ideallerini şahsında bütünleştiren, inandığı gibi yaşayan bir insandı. Kendisini ''Büyük Türkiye'' idealine adamıştı. O'nu bu kutsal yolculuğu sırasında kaybettik... Ve bu, hayli erken bir kayıptı. Ölümüyle, Türk Milleti değerli bir evlâdını, Türk milliyetçiliği bir mücahidini ve dostları bir ''insan-ı kâmil''i kaybetmişti. Erol Güngör, ''Ölümün en güzel tarafı, onun sohbetlerine yeniden kavuşmak olacak'' demişti. O gün gelinceye kadar O'nu çok özleyeceğiz...
Ötüken Neşriyat Tel: (0212) 251 03 50
***
KÜTÜPHANEMDEN
Çağlar'dan şiir gibi makaleler
Behçet Kemal Çağlar, özellikle Atatürk şiirleriyle ünlenmiş bir edebi şahsiyet. Bugün bahsetmek istediğim kitap, onun 20. Asır ve Şadırvan dergileri ile Vatan Gazetesi'nde 1949-1962 yılları arasında yayınlanmış düzyazılarından oluşan, "Bitmez Tükenmez Anadolu" adlı bir çalışma. Kültür Bakanlığı tarafından 1994'de Behçet Kemal Çağlar'ın 25. ölüm yıldönümü anısına basılan kitabın önsözünü Türkan Barutoğlu kaleme almış. Barutoğlu, Behçet Kemal Çağlar'ı şu sözlerle tanımlıyor: "Öncelikle Atatürk ve milli şiir temasında tanınmış, derin yurt sevgisi olan bir insandı. Gericiliği önlemede çaba harcamış, haftalık dergiler ve günlük gazetelerde bu konularda makaleler yazmıştır. Atatürk ve ilkelerine gönülden inanmış, bu uğurda yılmadan savaşan kıymetli bir milliyetçiydi. Radyo konuşmalarında, toplantılarda, okul ve üniversite konferanslarında Atatürk devrimlerini derinlemesine işlerdi."
Kitabın girişinde; İsmet İnönü, Fazıl Hüsnü Dağlarca, Kazım İsmail Gürkan, Melih Cevdet Anday, Tarık Zafer Tunaya, Oktay Akbal, Sadi Irmak, Cemal Kutay, Derviş Manizade ve Enver Naci Gökşen'in Behçet Kemal Çağlar hakkındaki düşüncelerine yer veriliyor. (A.Y.)