Usame ve Öcalan!
Usame bin Ladin nerede yakalandı? Villa’da!
Öldürülmeden yakalanması mümkün müydü?
El cevap mümkündü!
Usame kaç kişinin ölümünden sorumluydu?
3 bini ikiz kulelerde olmak üzere toplam 4 bin kişi?
Peki Öcalan kaç kişinin ölümünden sorumlu?
Bir kısmı çocuk, kadın ve yaşlı olmak üzere 40 bin kişi!
Usame’ye ne yapıldı?
Tereddüt edilmeksizin infaz edildi!
Peki Öcalan için ne yapıldı?
İdam edilmemek kaydı ve şartı ile Türkiye’ye teslim edildi!
Görüyorsunuz ABD teröristleri bile ayırıp ayrı bir tasnife sokuyor!
Aslına bakarsanız Usame bin Ladin eski bir CIA görevlisi!
Sovyetlere karşı dirensin diye eğitilip Afganistan’a gönderilmiş!
Bir süre bu işi yapmış!
Taliban’ı kurmuş ve SSCB’ye bölgeyi dar etmiş!
Peki sonra mı?
Ladin zaman içinde değişen şartlar gereği Bumerang misali geri tepmiş ve Paxamericana’nın karşısına dikilmiş!
Öyle olduğu için de günü geldiğinde kalemi kırılmış!
Bu olayın anlattığı şudur:
Aslında terörizm, emperyalizmin yeni savaş metodudur!
Devletler artık savaş alanlarında değil, başka mecralarda vuruşuyor!
Aynı şekilde öğrettiği bir başka şey de emperyalizm için kişilerden ziyade amaçların önemli olduğudur!
Paxamericana ve AB yani emperyalizm şahıslara değil çıkarlarına vefalıdır!
Öyle olduğu için de malum olduğu üzere zamanında Şah Pehlevi’yi çiğnemekten zerre çekinmemiştir.
Aynı şekilde Saddam’dan Markos ve Mübarek’e kadar ABD ile çıkar beraberliği yapanların tamamının üstünde gün gelmiş şartlar değişince tepinmiştir.
Bu emperyalizmin bilinen karakteridir!
Peki Öcalan’a vefası ya da sahiplenmesi niçin mi?
Onu biraz daha kullanacak da ondan!
Öcalan ABD için BOP bağlamında önemli bir figür ve atlama taşı !
Öyle olmasa Washington için Öcalan toz zerresi bile değil!
Evet sadece Usame bin Ladin-Öcalan ayırımı ya da çifte standardı bile emperyalizmi ve onun patronu ABD’yi anlatmaya yetiyor!
AYNIYLA MUKABELE
CHP belediyelerine seçim baskınları!
Peşinen söyleyeyim!
Ben demiştim, yazmıştım demekten hoşnut değilim! Öyle, çünkü haftalar öncesinden bildiğim ya da yazdıklarım aslında bu dönem adına kestirilmeyecek şeyler değildi!
Tayyip Erdoğan’ı ve AKP zihniyetini biraz olsun tanıyan herkes böyle bir öngörüde bulunabilirdi!
Malum bu seçim Erdoğan için hayat- memat gibi bir şey!
Erdoğan kazanırsa Cumhurbaşkanı olacak, kaybederse de Yüce Divan’a gidip yargılanacak!
Böyle bir tabloda Tayyip Bey’in her şeye, ama her şeye müracaat edeceği ortada
değil mi?
İşte bugün olanlar bunlardır!
Gerek MHP adına ardı ardına servis edilen kasetler, gerekse de CHP’li belediyeler için yapılan yolsuzluk operasyonları tamamen seçimi ya da seçmeni etkileme atraksiyonlarıdır!
Sakın ha sakın öyle değil demeyin!
İşte eski CHP’li Kültür Bakanı Ertuğrul Günay bile bunun böyle olduğunu feveranı ile ortaya koyuyor.
Günay’a göre bu günlerde yapılan bu operasyonlar seçimi etkilemenin dışında mütalaa edilemezmiş!
Evet AKP’li bir Bakan bile bunları söylüyorsa bu konuda bilmem daha fazla söze gerek var mıdır?
Ben Kılıçdaroğlu’nun yerinde olsaydım, bu rezilliği yani seçim adına yapılan bu kirli operasyonları meydanlarda dillendirir ve AKP’nin belden aşağılığını teşhir ederdim.
Bu ne pişkinliktir ki seçim arefesinde bu tür kandırmalara tevessül ediliyor!
Sadece bu fotoğraf yani seçim öncesinde yapılan bu operasyon olayı bile Türkiye’de yargı ile polisin ne hale geldiğini ortaya koymuyor mu?
Bu vesile ile uyarılarımı tekrar etmek istiyorum:
AKP ve derin devleti çamur at izi kalsın işine daha yeni başladı!
Göreceksiniz önümüzdeki günlerde sırada daha çok şey var!
Hem Kılıçdaroğlu hem de Bahçeli için olmadık iftiraları dillendirebilirler!
Peki bu rezilliğe karşı ne mi yapılmalı?
Göğüs göğüse muharebe yani karşı savaş ilan edilmeli.
Altını çizerek yazıyorum; AKP seçimi kaybedeceğini anladığı an zaten seçim-falan yaptırmaz yani bir gerekçe uydurup seçimi ileri bir tarihe erteletir.
Bu arada anketlerin habire AKP’yi önde göstermesi ise seçim günü yapılacak olan sandık ve bilgisayar hilelerine zemin inşa etme adınadır!
Ey CHP, ey MHP dikkat edin!
AKP gemileri yakıp geliyor. Ahlak ve kural tanımıyor. Siz de ona göre taktik ve strateji
geliştirin!