Üretici de tüketici de hükûmete güven duymuyor

Kasım ayı yıllık TÜFE oranı yüzde 61,98 olarak açıklandı. TÜFE’ye yakın bir gösterge olan İTO ücretliler geçinme endeksi ise yüzde 73,89 olarak açıklandı. Arada 11,91 yüzdelik puan fark var.

Dünya yüzde 5 üstünde bir enflasyonu riskli görürken, bizde iki kamu kurumu arasında açıklanan enflasyon farkı 11,91 yüzdelik puandır.

TÜİK yıllık yurt içi ÜFE oranı daha düşük 42,25 olarak açıklandı. İTO’nun toptan eşya fiyatları ise yüzde 65,01 olarak açıklandı. Arada daha yüksek 22,76 yüzdelik puan fark var.

Yİ-ÜFE maliyetleri gösteriyor. Üretimde ithal girdi payı yüksektir. Yüksek maliyet artışları kurların enflasyonun üstünde artışından ileri geliyordu. Demek ki şimdi kur artışı enflasyonun altında kaldı. Mamafih 2023 başından beri 11 ayda TÜFE artışı yüzde 60,9 iken dolar kurundaki artış daha düşük yüzde 54,16 oldu.

Sorun yıllık TÜFE olarak, çekirdek enflasyon (B)’nin 67,27 olarak yıllık TÜFE oranından, yüzde 61,98’den, daha yüksek olmasıdır. Bunun özeti şöyledir; “enflasyonun nedeni yapısaldır ve yapısal sorunları çözmeden TÜFE’yi düşürmek zordur.’’

Buna rağmen Sayın Cumhurbaşkanı “Vatandaşı enflasyona ezdirmeyeceğiz’’ diyor.

Türkiye 2021 faiz Nas sonrası zaten yüksek enflasyon yaşıyor. Ezildiği kadar ezildi. Bu nedenle de halkın, artık Cumhurbaşkanlığı sistemine ve hükûmete güveni kalmadı.

Cumhurbaşkanlığı sisteminden önce; 2017 Kasım ayında yıllık TÜFE oranı yüzde 12,98 idi. Bu kasımda 61,98 oldu.

30 Kasım 2017’de dolar/TL kuru 3,95 iken 2023 Kasım ayında 28,92 oldu. TL dolara karşı yüzde 86 oranında değer kaybetti.

Üstelikte, hükûmet enflasyonu hâlâ para ve faiz politikası ile çözmeye çalışıyor. Oysaki enflasyonu çözmek için önce yapısal sorunları çözmek gerekir. Bunun için;

*Oligopol piyasa yapısını çözmek ve rekabeti getirmek,

*Kamu kaynaklarını ve bütçe kaynaklarını popülist amaçlı kullanmaktan vazgeçmek ve harcamalarda etkinlik getirmek;

*Devleti kurumsal devlet yapmak, eğitim sistemini ideolojik tasalluttan kurtarmak;

*Finans sektöründe ve dış ticarette kartelleşmeyi kaldırmak;

*Faktör verimliliğini artırmak,

*Gelirin yeniden dağılımında; toplum vicdanını rahatsız etmeyecek şekilde adil gelir dağılım politikası uygulamak;

*İnovasyonu ve teknolojik gelişmeleri teşvik etmek ve kaynak ayırmak.

*İthal girdi ara malı ve ham maddeyi içerde üreterek, üretimi dışa bağımlı olmaktan kurtarmak.

Bunları bir plan dahilinde ve istikrar programı ile yapmak.

Hükûmetin resmî verilerde yer alan; bu dediklerimden haberi bile olduğunu sanmıyorum. Bunun içindir ki, aşağıdaki tabloda görüldüğü gibi; artık toplumda güven sorunu oluştu. 2017 sonrasında Üreticinin ve tüketicinin sisteme olan güveni düştü, ailenin maddi durumu bozuldu, ekonomik durum bozuldu ve halkın umudu da kalmadı.

kasim-ayi-guven-endeksi.jpg

Yazarın Diğer Yazıları