Danıştay 10. Dairesi, Ayasofya'nın camiden müzeye dönüştürülmesine dair 24 Kasım 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararını iptal etti. Böylece Ayasofya, 24 Temmuz'da cami olarak ibadete açılacak.
Türkiye’nin Ayasofya’nın statüsünü değiştirme kararı uluslararası alanda da konuşulmaya devam ediyor. Ancak bu karar her yerden daha çok Yunanistan’da yankılandı. Yunan hükümeti, bu kararın ardından Türkiye’ye karşı yaptırım uygulanması için uluslararası alanda destek toplamaya çalışıyor.
Yunan hükümeti Ayasofya’nın camiye dönüştürülmesi kararını "tarihi bir hata" ve "provokasyon" olarak nitelendiriyor. Yunan Dışişleri Bakanı Nikos Dendias, önde gelen diplomatların Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararını engellemek için mücadele ettiklerini bu yöndeki çabaların önümüzdeki hafta da daha da hız kazanacağını söyledi.
Dendias, Erdoğan’ın Osmanlı dönemini yeniden canlandırmaya ve kendisini Türkiye’yi bölgenin karar vericisi haline getirmeye çalıştığının artık net olarak belli olduğunu ve bu yönde Erdoğan’ın uluslararası kurallar ve teamüllere karşı geldiğini savundu.
"TARİH TEKERRÜR EDİYOR"
Yunan Dışişleri Bakanı Dandias, Yunan diplomatların önümüzdeki günlerde Ayasofya’nın statü değişikliğiyle ilgili görüşmelerde bulunmak üzere hazırlıklar yaptıklarını söyledi.
Yunan tarihçisi Helene Ahrweiler, Ayasofya’nın statütüsünün değiştirilme kararıyla ilgili olarak tarihin tekerrür ettiğini söylüyor.
"BİZANS İMPARATORLUĞU'NUN İKİNCİ KEZ ÇÖKÜŞÜ"
Amerika'nın Sesi'nde yer alan habere göre, Ahrweiler, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ayasofya kararının Bizans İmparatorluğu’nun ikinci kez çöküşü olarak niteliyor. Ahrweiler, statü değiştirme kararının Hristiyanlığa karşı bir hakaret olduğunu savunurken, Ayasofya’nın içerisindeki müthiş güzellikteki mozaiklerin gözyaşı döktüğünü duysa buna bile şaşırmayacağını söylüyor.
Statü değişikliğine yönelik Vatikan’dan Rusya’daki Patrik’e Beyaz Saray’dan Kremlin’e kadar birçok noktadan sesler yükseldi.
Yunanistan ise tepkileri bir adım ileriye taşıyarak bunu Erdoğan’a ve hükümetine karşı yaptırıma dönüştürmek için destek toplamaya çalışıyor.
Ancak Uluslararası İlişkiler Uzmanı Constantinos Filis, Atina’nın bu konuda Amerika ve AB’den destek bulabilecek durumda görünmediğini söylüyor.
Filis, bunun Türkiye’nin iç meselesi olduğunu söylüyor. Yunan halkının karardan rahatsız olmasına karşın Yunanistan’ın tek taraflı olarak bir eylemde bulunamayacağına bu noktada uluslararası desteğe ihtiyaç duyduğuna dikkat çekiyor.
Filis, Avrupa Birliği ve ABD Başkanı Donald Trump’ın Türkiye’yle ilişkileri riske edecek bir adım atıp atmayacağının bir soru işareti olduğunu söylüyor.
DEĞERLENDİRMEYE BAŞLADILAR...
Son günlerde Erdoğan’ın Doğu Akdeniz’de doğal kaynak arama faaliyetlerini ilerletme planlarından bahsetmesi üzerine Avrupalı liderlerin Yunanistan’ın yaptırım çağrısını değerlendirmeye başladıkları iddia edildi.
Türkiye, Ayasofya kararından günler önce Akdeniz’de yeni arama faaliyetlerine başlayacağını ilan etmişti.
Yunan hükümetinden kaynaklar Amerika’nın Sesi’ne Almanya’nın Türkiye ve Yunanistan’ı masaya oturtmak ve tansiyonu düşürmek konusunda çaba sarf ettiklerini söylediler.
Ancak tansiyon halen yüksek. Yunan Dışişleri Bakanı Dendias, Yunan ordusunun da teyakkuz halinde olduğunu savundu.
Yunan Bakan, ülkesinin egemenlik haklarını sonuna kadar savunmaya hazır olduğunu ve bunun müzakere edilemez bir durum olduğunu belirtti.