Ünlü psikiyatrist çocuk hastalarının hayatları ile oynadı: Uyuşturucu verip, ailelerini tecavüzle suçlattı

Ünlü psikiyatrist çocuk hastalarının hayatları ile oynadı: Uyuşturucu verip, ailelerini tecavüzle suçlattı

İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı eski Başkanı Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu, çocuk hastalarına uyuşturucu ilaç verip manipüle ederek ailelerini tecavüzle suçlattığı iddiasıyla tutuklandı. İddiaya göre Zoroğlu, onlarca çocuğa ‘çoklu kişilik bozukluğu’ teşhisi koydu.

İstanbul Çapa Tıp Fakültesi Çocuk Psikiyatrisi Ana Bilim Dalı eski Başkanı Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu, çocuk hastalarına uyuşturucu ilaç verip manipüle ederek ailelerini tecavüzle suçlattığı iddiasıyla tutuklandı.

Birgün gazetesi yazarı Timur Soykan'ın köşesinde yayınladığı habere göre, Prof. Dr. Salih Zoroğlu, İstanbul'un Bakırköy ilçesindeki özel kliniğine getirilen onlarca çocuğa disosiyatif (Çoklu kişilik bozukluğu) teşhisi koydu.

Çocuklara, sadece hastane ortamında anestezi sırasında verilen "ketamin" isimli ilacı hayvanlarda kullanılan oranda veren Zoroğlu, bu çocukları onlarca kişilikleri olduğuna ve aile bireylerinin tecavüzünü bilinçaltına gömdüklerine inandırdı.

Zoroğlu, etkisine giren bazı çocukları, annelerini, babalarını zehirleyip öldürmeye ikna etmeye çalıştı. Soykan'ın aktardığına göre, bir çocuk, annesine "Profesörde bir zehir var. Bunu yemeğe kattığında ortaya çıkmıyormuş. Babamın çorbasına sen bunu koyabilirsin. Profesör böyle yapabileceğimizi söyledi" dedi.

Timur Soykan'ın "Profesör Kabus" başlıklı haberinin bir bölümü şöyle:

“Süleyman Salih Zoroğlu, İstanbul Çapa Tıp Fakültesi’ni bitirdi. Aynı fakültede çocuk ve ergenlerde disosiyatif bozukluklar, çocukluk dönemi travmaları, çocuk istismarı alanında uzmanlaştı. Uzmanlık tezi bu konudaydı. 1999-2006 yılları arasında Gaziantep Üniversitesi Tıp Fakültesi’nde Çocuk Ruh Sağlığı ve Hastalığı Anabilim Dalı’nı kurdu, başkanlığını yaptı. 2011-2016 yılları arasında İstanbul Tıp Fakültesi (Çapa) Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanı’ydı. 2010-2016 yılları arasında Adli Tıp Kurumu’nda görev yaptı. 6. İhtisas Kurulu üyesiydi ve çocuk cinsel tacizlerine bakan tek uzmandı. 15 Temmuz Darbe Girişimi’nden sonra FETÖ’nün İstanbul Üniversitesi yapılanmasına yönelik operasyonda tutuklandı. Sosyal medyada Fetullah Gülen’i öven paylaşımları vardı. 1 yıl tutuklu kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul Bakırköy’de çocuk psikiyatri kliniği açtı.

KLİNİĞİNDE HASTALAR KUYRUK OLUYORDU

Eşi Özgül Zoroğlu, diş hekimiydi. Bir kızı psikiyatrist, diğer kızı psikologdu. Çocukları psikolojik sorunlar yaşayan aileler, 5 yıl Çapa’da Çocuk Psikiyatrisi Anabilim Dalı Başkanlığı yapmış profesörün kliniğinde uzun kuyruklar oluşturuyordu. İddiaya göre; Salih Zoroğlu, kliniğine getirilen çocuklara sürekli dissosiyatif (Çoklu kişilik bozukluğu) teşhisi koydu. Birbirinin kopyası onlarca vaka yaşandı.

Ayşe (Gerçek adı değil, kimliğini gizlemek için adını değiştirdik) 15 yaşındaydı. Ekim 2022’de derslerindeki başarının düşmesi ve içine kapanması nedeniyle annesi ve ağabeyi tarafından Prof. Dr. Salih Zoroğlu’nun Bakırköy İncirli’deki kliniğine getirildi. Burada Zoroğlu’nun yardımcısı olarak psikologlar Ahmet A. (27) ve Zeynep A. (32) çalışıyordu. Ayşe’nin annesi ve babası boşanmıştı ve babası başka bir şehirde yaşıyordu.

“48 AYRI KİŞİLİĞİ VAR”

Prof. Dr. Salih Zoroğlu, kısa sürede Ayşe’ye ‘Çoklu kişilik bozukluğu’ teşhisi koydu. 48 ayrı kişiliği olduğunu ve bunun nedeninin babasının tecavüzleri olduğunu söyledi. Anne ve ağabey bunun imkansız olduğunu, babasının asla böyle bir şey yapmayacağını anlattı. Kliniğe gitmeye başlamasından sonra Ayşe’nin durumu çok kötüleşmişti. Yüzü, sesi, hareketleri değişiyor ve kendisinde başka kişiliklerin ortaya çıktığını anlatıyordu. Evde sesler duyuyor, karanlık gölgelerin geçtiğini söylüyordu. Kabuslar görüyordu. Krizler geçirmeye başlamıştı. Kimi zaman kilitlenip hiç hareket edemiyor kimi zaman ağlama krizleri geçiriyordu. Ailesi onu Salih Zoroğlu’na götürüyor ve burun spreyi ile bir madde verilince sakinleşiyordu. Çocuk kendine zarar vermeye başlamıştı. Kollarını kesiyordu. Bir seferinde ağabeyini kırık soda şişesiyle tehdit etmişti. Daha sonra bunları hatırlamadığını, diğer kişiliklerinin yaptığını söylüyordu.

KETAMİN ENJEKTE ETTİ

Ayşe bir gün kolunun acıdığını söyledi ve ağabeyi iğne deliklerini fark etti. Kız kardeşine ilaç enjekte edildiğini doktor söylememişti. Ailesi Ketamin enjekte edildiğini sonra öğrenecekti. Bu hayvanlarda kullanılan bir dozdu. Sadece hastanede anestezi sırasında hastalara verilebiliyordu. Burun spreyi ile verilen daha düşük doz Ketamin’di. Bu sırada Zoroğlu, şizofreni vakalarında kullanılan ağır ilaçlar yazıyor ve bunları hep onun söylediği eczaneden alıyorlardı.

“BABANIN TÜM MALVARLIĞI ALIN”

Profesör, anneyle yaptığı bir görüşmede babanın Ayşe’ye 5 yaşından itibaren yüzlerce kez tecavüz ettiğini söylemiş ve “Babayı tehdit edip tüm malvarlığını Ayşe’nin üzerine geçirin” demişti. Anne ise tepki göstermişti. Bu süreçte profesör aileye dini içerikli mesajlar da gönderiyordu.

Salih Zoroğlu, Ayşe’yi babasının tecavüzüne uğradığına ama bunu gizleyen, hatırlamasını engelleyen kişilikleri olduğuna tamamen ikna etmişti. Seansta Ketamin verdiği çocuğa “Babanın tecavüzlerini hatırla” diyordu. İlacın etkisindeki çocuk farklı kişiliklere bürünerek “Hatırlıyorum” diye karşılık veriyor ve anlatıyordu. Profesör geçirdiği krizlerin de ‘hatırlamalar’ olduğunu söylemişti. Aslında her krizi Ayşe için bir başarıya dönüştürmüştü.

“BENİM EVİMDE KALMAZSA ÖLECEK”

Tüm yaşadıklarına karşın aile, Ayşe’yi Prof. Dr. Salih Zoroğlu’ndan kopartamıyordu. Çocuk seanslara gitmezse, ilaç almazsa krizlere giriyordu. Profesör, seansların 6. ayında, geçen Haziran’da aileye “Bu kız elinizde kalırsa ölecek. Bir süre benim evimde kalsın. Evde eşim, 3 kızım, hizmetlimiz var. Evimde kalmak zorunda” dedi. Aile önce kabul etmedi. Ama Ayşe’nin sinir krizleri ve intihar etmesi korkusuyla başka seçenekleri kalmadı. Ağabeyi, Ayşe ile profesörün evindeyken telefonla konuştuğunda Ketamin etkisinde olduğunu anlıyordu. Çocuk sarhoş gibiydi, dili dolanıyordu.

Bir süre sonra profesör, Ayşe’yi kliniğe götürüp orada çalıştırmaya başladı. Ayşe’ye beyaz önlük giydirerek diğer hastaların seanslarına sokuyordu. Profesör, ‘proje hastası’ olan Ayşe’yi diğer çocuk hastalarının kişiliklerini ortaya çıkarmakta kullandığını anlatıyordu. İddiaya göre; Ayşe, disosiyatif teşhisi konulan çocuklara tek başına seans yapmıştı.

“ANNEM DE TECAVÜZ ETTİ”

Temmuz ayında kliniğe gelen ağabeyi, Ayşe’nin uzun olan saçlarını kestiğini gördü. Çocuk saçlarını nasıl kestiğini hatırlamadığını, başka bir kişiliğinin saçlarını kestiğini anlattı. Ayşe, ağabeyine annesinin de çocukken kendisine tecavüz ettiğini söyledi. Ağabey, koşarak profesörün odasına daldı. Salih Zoroğlu, Ayşe’nin odasından baba çıktıktan sonra annenin girdiğini ve onun da tecavüz ettiğini anlatıyordu. Annenin de disosiyatif hastası olduğunu ve bunları hatırlamayacağını söylüyordu. Akabinde bilimsel literatürle ilgisi olmayan sapkın tarifler yapmıştı, hatta bunları WhatsApp mesajıyla da gönderdi.

‘ANNE VE BABANA DAVA AÇ’ MESAJLARI

Ayşe 1.5 ay Salih Zoroğlu ve ailesiyle yaşadı. Ağabey kliniğe giderek kardeşini görüyordu. Bir boşlukta Ayşe’nin telefonundaki Salih Zoroğlu ile mesajlaşmalarını aldı. Mesajlarda doktor, Ayşe’ye anne ve babasına nasıl dava açacaklarını anlatıyordu. Birlikte bowling oynamaya, sinemaya gittikleri fotoğraflar vardı. Profesör, çocuğa onu yurt dışındaki okullara göndereceğini söylüyordu.

Ayşe 31 Temmuz’da Salih Zoroğlu’nun evindeyken babasını CİMER’e şikayet etti. Profesörün 12 sayfalık raporunu şikayet dilekçesine eklemişti. Ağabeyine gönderdiği sesli mesajda “Babam tutuklanmazsa hoca ile birlikte suç duyurusunda bulunacağız” diyordu.

“SAVCIYA PROFESÖRÜN RAPORUYLA GİTTİ”

Birkaç gün sonra Ayşe, Bakırköy Çocuk İzleme Merkezi’ne (ÇİM) giderek babasından şikayetçi oldu. Ağabeyi onun aileden tamamen kopmaması için yanına gitmişti. ÇİM’de 2.5 saat Ayşe’nin ifadesi alındı. Babasının ve annesinin tecavüzüne uğradığını söyleyip ikisinden de şikayetçi olmuştu. Ayrıca Prof. Dr. Salih Zoroğlu’nun raporunu da savcıya vermişti.

Ayşe ifadeden çıktıktan sonra hemen telefonla profesörü aramıştı ve konuşmalarını ağabey de duyuyordu. “Aynı sizin söylediğiniz gibi anlattım hocam. Asla ağlamadım” demişti. Profesörü de duyuyordu ağabey. “Biraz ağlasaydın, inandırıcı olurdu” diyordu.

“SAVCI ŞÜPHELENDİ”

Savcı, Ayşe’nin koruma altına alınmasına, kızlık muayenesi yapılmasına karar verdi. Polisleri çağırdı. Ayşe, profesörü arayarak “Beni ÇODEM’e götürüyorlar” dedi. Profesör, Ayşe hakkındaki raporda kendi koruması altında olduğunu yazmıştı ve çocuğun bırakılacağını düşünmüştü. ÇODEM’e yerleştirilen Ayşe, krizler geçiriyordu. Ailesi artık bunun Ketamin yokluğundan kaynaklandığına emin olmuştu. Bu sırada Salih Zoroğlu’nun diş hekimi olan eşi, Ayşe’yi almak için kuruma başvuru yapıyordu. Kurum yöneticileri, Salih Zoroğlu’nun Ayşe hakkında hazırladığı akıl almaz rapora şüpheyle yaklaştı. Savcılığa bu konuda bilgi verildi.

5 ÇOCUK AYNI PROFESÖRÜN RAPORUYLA GELMİŞTİ

Bakırköy Cumhuriyet Savcılığı ise daha önceden Salih Zoroğlu’nu mercek altına almıştı. Çünkü son dönemde 5 çocuk benzer iddialarla savcılığa başvurmuş ve ailelerini cinsel istismarla suçlamıştı. Hepsinde Prof. Dr. Salih Zoroğlu’nun raporu vardı. Ayşe’ye Ketamin verilip verilmediğinin anlaşılması için saçından örnek alındı ve Adli Tıp’a gönderildi. Ayşe’nin kuruma alınmasından 10 gün sonra 'kızlık muayenesi' sonucu çıktı. Bakireydi. Saç telinde ise Ketamin bulundu.

“7 ÇOCUK DAHA PROFESÖRÜN ETKİSİ ALTINDAYDI”

ÇODEM’de kalan Ayşe ile ağabeyi görüşebiliyordu. Ketamin etkisinden kurtulan Ayşe, söylediklerinin gerçek olmadığını anlattı. Sürekli ağlıyor, özür diliyordu. İfadesini değiştirdi. Ağabey, Ayşe’nin ve kendisinin Salih Zoroğlu ile mesajlaşmalarını arşivlemişti. Kliniğe gittikleri dönemde verilen ilaçları ve diğer belgeleri bir klasöre dönüştürerek savcıya teslim etti. Ağabey de savcılığa ifade verdi. Ayşe ikinci ifadesinde kendisi gibi profesörün zorlamasıyla ailelerini tecavüz ile suçlayan 7 çocuğun ismini vermişti.

Savcılık Ayşe gibi 5 çocuğun aileleri hakkındaki şikayetleri inceliyordu. Bu olaylarda Prof. Dr. Salih Zoroğlu’nun birbirine çok benzeyen raporları vardı.

EVİNDE KETAMİN BULUNDU

Polis 11 Eylül’de operasyon yaptı. Prof. Dr. Salih Zoroğlu, eşi diş hekimi Özgül Z., psikologlar Ahmet A. ile Zeynep A. kliniğin sekreteri İnci A. ve ketamin ilacı yasa dışı şekilde temin edip Zoroğlu’na verdiği iddia edilen Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi’nde görevli doktor Hüsna A. gözaltına alındı. Zoroğlu’nun evinde cam tüp içinde Ketamin ilacı bulundu.

Salih Zoroğlu ifadesinde 40’ın üzerinde çocuk için cinsel istismar raporu düzenlediğini söyledi. Hastalara ketamin verilmesini tedavinin bir parçası olarak açıkladı. Çocukların istismarı kabullenmesi için telkinde bulunmadığını savundu. Çocukların ailelerini tehdit ettiği ve para istediği iddialarını kabul etmedi. 14-15 öğrenciyi yurt dışına gönderdiğini anlattı. 14 Eylül Perşembe günü Salih Zoroğlu ve Ahmet A. tutuklandı. Diğer şüpheliler adli kontrol şartıyla bırakıldı.

“180’DEN FAZLA ÇOCUK VAR”

Savcılığın Ayşe ve Elif gibi 15 vaka tespit ettiği öne sürülüyor. Geçmişte çocukların ailelerini suçladığı 7 olayda davalar açılmış ve Salih Zoroğlu’nun raporunun etkisiyle tutuklananlar olmuş. Savcılık, Prof. Dr. Salih Zoroğlu’nun 180’den fazla çocuğa çoklu kişilik bozukluğu teşhisi koyduğunu düşünüyor. Bu çocuklar ve ailelerinin akıbeti araştırılıyor.”

İlgili Haberler