Sabah gazetesinden Kısmet Zeynep Akbaş’ın haberine, Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, korona virüse karşı vücudu korumak için yalnızca vitamin desteği almanın yeterli olmayacağını bunun yanında düzenli ve sağlıklı beslenmenin de büyük önem taşıdığını vurguladı.
“HER ORGANIN BAĞIŞIKLIK SİSTEMİ FARKLI ÇALIŞIR”
Saraçoğlu, "Her organın bağışıklık sistemi farklı çalışır. Genel olarak bazı mineraller ve vitaminler bağışıklık sistemini güçlendirir. Karaciğerin, kalbin, böbreğin kendine özgü bağışıklık sistemi vardır. Bağışıklık sistemi deyince akla yalnızca antioksidan ve vitaminler geliyor. Bağışıklık sistemini güçlendirmek için işi bir tek vitamine bağlayamazsınız. Sadece C, E veya B1, B2 vitaminler alarak bağışıklık sistemi güçlenmez. Vücudun kendini ürettiği antioksidanlar var. Bunları güçlendirmeniz lazım." dedi.
“KORONANIN VÜCUDUNA GİRİŞİ İÇİN 3 KAPI VAR”
Saraçoğlu, "Korona virüse karşı bağışıklık sistemini güçlendirmede beslenme birinci derecede rol oynuyor. Korona virüsün insan vücuduna girişi için üç kapı var. Bunlardan bir tanesi göz… Elinizi yüzünüze, gözünüze götürmediğiniz sürece bir problem yok. İkinci kapı; burun, üçüncü kapı ise ağız" dedi. Korona virüs testi pozitif çıkanların burun ve boğazında virüs bulunuyor." diyen Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, sözlerine şöyle devam etti; "Kişi hiçbir belirti hissetmiyorsa ''Virüs daha demir atmamış!'' diyebiliriz. Yani virüs henüz akciğerlere inmemiş demektir. Virüs akciğerlere indiğinde akciğerde bulunan enzimlere tutunup enfeksiyon başlatıyor. İşte virüsün burundan akciğerlere inmesini engellemenin yolu etkisi kanıtlanmış olan adaçayı ve ebegümeciden geçiyor. Adaçayı ve ebegümeci ile gargara yapabilir veya burnunuza damlatabilirsiniz. Böylelikle birinci derece ağız ve burundaki virüsü yok etmiş olursunuz." ifadelerini kullandı.
İKİ BİTKİNİN KORONAYA KARŞI ETKİSİ KANITLANDI
Adaçayı ve ebegümecinin korona virüse karşı etkisinin kanıtlandığına dikkat çeken Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, "Adaçayı ve ebegümeci hem tedavi edicidir hem de önleyici ve koruyucudur. Bu konudaki kanıt ise; Duisburg-Essen Üniversitesi''nden Tıp Fakültesi Viroloji Enstitüsü Öğretim üyesi Vu Thuy Khanh Le-Trilling ve arkadaşları tarafından yapılan laboratuvarında yapılan çalışmadır. Adaçayı hem virüsün replikaz enzimini inhibe ediyor hem de onu yok ediyor. Biz beş kimyacı adaçayı ve ebegümeci karşımının in-silico çalışmasını yaptık ve gördük ki adaçayı ve ebegümecini karıştırdığınız zaman 2 misli daha etkili oluyor. Bu zaten biliniyordu bu çalışma ile kanıtlanmış oldu." dedi.
Adaçayının etkinliğinin nasıl kanıtlandığını anlatan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, "Profesör Trilling''in makalesinde de belirttiği gibi adaçayını süzen poşeti alıyor. Bunu bir bardak suda 10 dakika kaynatıyor ve ılımaya bırakıyor, daha sonra bunu içiriyor. Yaklaşık olarak bir buçuk ile iki gram civarında ölçüsü olduğunu belirtiyor." dedi.
LAVANTA BÜTÜN VİRÜSLERE KARŞI KORUYOR
Lavantanın bütün virüslere karşı oldukça etkili olduğunu belirten Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü; "Sadece korona virüse karşı değil bütün hastalıklara neden olan virüslere karşı bir avuç lavantayı alıp, kaynar suyun içine atın, daha sonra onu salonda masanın ortasına koyun ve akşam yatağa gitmeden yatak odanızda da bunu bırakırsanız, antiviral etkisi yaratarak ortamdaki virüsleri yok etmiş oluyorsunuz."
EMA''DA BU BİLGİLER KAYITLI
Bitkilerin etkisinin doğruluğunun bilimsel olarak kanıtlandığına vurgu yapan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, "Bugün Avrupa Birliği üye ülkelerde bir ilacı veya bir bitkiyi, bir hastalığa karşı koruyucu veya önleyici olarak önermek istediğinizde mutlaka EMA ( kayıtlarında yer alması lazım. Burada hem adaçayını hem de ebegümecini (Malva sylvestris) göreceksiniz. EMA''da bu bilgiler kayıtlı. Oradan girip bu bilgilerin doğruluğuna bakabilirsiniz." dedi.
KOKLADIĞINIZ ANDA VİRÜSÜ YOK EDEN BİTKİ
"Adaçayı, lavanta ve kekik antiviraldir. Uçucu yağları olan bu bitkilerin ayrı ayrı çayını içebilirsiniz. Bu bitkilerin içinde pentenil gruplar yer alıyor. Bunlar yeni keşfedildi. Beş halkalı uçucu yağlar yani esansiyel yağları kokladığınızda aynı şekilde burundaki virüsü yok ediyorsunuz." diyen Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, bu konuda yayınlanmış makalelerin varlığına dikkat çekerek, "Bununla ilgili yayınlanmış onlarca makale var. Klinik deneyleri yapılmış. Ortadoğu Teknik Üniversitesi''ndeki 4- 5 tane kimyacı bu kokuların korona virüse karşı ne kadar etkili olduğunu da televizyona çıkıp açıkladılar. Eğer bunları koklamak istemezseniz ve şişe olarak bulamazsınız, bununla ilgili balmlar var. Bal mumuna yedirilmiş, emdirilmiş kekik, adaçayı, okaliptüs gibi uçucu yağları gün içinde kalabalığın içine girdiğinizde koklayabilirsiniz ya da burun deliklerinize sabah, öğle akşam sürebilirsiniz. Böylelikle bir virüs geldiği zaman hava kanallarından içeriye girerken, içeride parçalanıyor. Replikaz enzimi virüsün çoğalmasından sorumlu enzimdir. Bu uçucu yağlar, bunun aynı zamanda inhibitörüdür. İnhibitör demek frenleyicisi demektir yani frene basıyorsunuz ve durduruyorsunuz." dedi.
KORONA VİRÜSÜ GEÇİREN KİŞİLER NELERE DİKKAT ETMELİDİR?
"Korona virüs geçiren kişilerin tekrar korona virüse yakalanmayacağının bir garantisi yok. Vücutta oluşan antikorun koruyuculuğu kişiden kişiye farklılık gösteriyor ve en fazla 6 ay koruyuculuk sağlıyor." diyen Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, koronavirüs geçiren kişilerin mutlaka yapması gerekenleri şöyle sıraladı;
-Korona virüsü geçiren kişilerin yapacağı en önemli şey taze tere tüketmektir.
- Sabah, öğle ve akşam birer tatlı kaşığı keçiboynuzu pekmezi kullanabilirler.
- Adaçayı ve ebegümeci gargarası yapmalılar.
- Mercimek, nohut, fındık, badem gibi lektin içerikli gıdalar tüketmeliler.
- Kolajen bakımından zengin gıdalar tüketmeliler.
KORONAVİRÜSE KARŞI ''LEKTİN'' ÇOK ÖNEMLİ
Lektin ve korona virüs ilişkisini detaylı bir şekilde açıklayan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, "Korona virüsün dışında bulunan dikensi yapıya spike deniyor. Bu dikensi yapı protein ve şekerden oluşuyor. Lektin, virüsteki o dikensi yapının içindeki şekeri kendine bağlıyor. İmmobilize ediyor yani spike''ı etkisiz hale getiriyor. Hücre zarından içeri girerek engel oluyor. Her hücre duvarının önünce ECM (Ekstraselüler Matriks) dediğimiz bir alan var, bu alanı çok iyi bir şekilde korumamız lazım. Beslenmeyle, koklamayla, içeceğiniz çaylarla burayı güçlendirirseniz, virüsün direncini kırıp güçlü hale gelirsiniz." dedi.
Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu hamilelerin korona virüse karşı hangi önlemleri alması gerektiğini şöyle sıraladı;
Hekimlerine danışarak kekik çayı içebilirler.
Lektin bakımından zengin gıdaları tüketmek hamileler için hem koruyucu hem de önleyicidir.
Ortamı temizlemek adına, yatmadan önce kaynar suyun içine bir avuç lavanta veya adaçayı atarak havadaki mikropları yok edebilirler.
KORONAVİRÜSTE KOKU VE TAT KAYBI İÇİN
Korona virüs geçirenlerin en büyük sorunu tat ve koku kaybı. Tat ve koku kaybına çare olan besinleri sıralayan Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, "Koku kaybı için en etkili bitki üzerlik tohumudur. Üzerlik tohumunu bir yemek kaşığı kaynayan suyun içine atıp kokladığınızda koku alma reseptörlerini aktive ediyor. Tat kaybı içinse en etkili bitki karabaş otudur. Karabaş çayı içerek tat reseptörlerini aktive edebilirsiniz." dedi.
BU BİTKİLER, KÜRLER MUTASYONLU VİRÜSE KARŞI DA ETKİLİ Mİ?
Korona virüsün sık sık mutasyona uğramasının virüsün yapısını değiştirmediğini bu nedenle de adaçayı, ebegümeci gibi birçok bitkinin mutasyonlu virüse karşı da etkili olduğunu belirten Prof. Dr. İbrahim Saraçoğlu, "Korona virüsün spike''ı değişmiyor. Bu nedenle sıraladığımız besin ve bitkilerin tamamı tüm mutasyonlara karşı etkilidir. İnsanlık tabiata geri dönmek zorunda. Bütün hastalıkların çaresi doğadadır." dedi.