Hazırlayan: Timuçin MERT
(...)
-15 Temmuz gecesi neredeydin?
-Sabaha kadar çatıştım.
-Kiminle çatıştın?
-FETÖ darbecileri ile...
-Sonra ne yaptın?
- Şehit yakınlarına yardıma koştum.
Savcı, bu demokrasi kahramanı (!) Başbakanlık danışmanın o geceki telefon kayıtlarını inceledi. O gece Antalya'da 5 yıldızlı bir otelde tatil yaptığı ortaya çıktı. Yalancı, utanmaz!
16 Temmuz günü de önde gelen 4 FETÖ sivil imamı; Adil Öksüz, Kemal Batmaz, Harun Biniş, Nurettin Oruç, Hakan Çiçek'in yakalanıp götürüldüğü Kazan'daki Kışla Karakolu'nda Adil Öksüz'ün diğer imamlardan ayrılıp salıverilmesinde etkili olan emniyet görevlisi Serter Kocak ile telefon görüşmeleri yaptığı belgeleriyle saptandı. Belgeler, Ankara Cumhuriyet Savcısı Ramazan Dinç'in hazırladığı ayrıntılı iddianameye girdi.
(...)
Bir savcı çıkmayacak mı? Sormayacak mı? Bu danışman, size danışman olmadan önce ar damarı çatlamış, yalancı, utanmaz adamın biri idiyse siz nelerine aldandınız da bu kadar yıl bu adamı devlet parası maaşla besleyip yanınızda tuttunuz?
Necati Doğru Sözcü
***
Hiçbir hukuk masalı Altan'ı aklamaz
-------
... Ahmet Altan savunması ile bir hukuk dersi vermiş, gerçekleri herkesin yüzüne çarpmış, falan.
(...)
Bu savunma metnini, kimin olduğunu hiç söylemeden biri bana verse ve okutsa az önce söylediklerimi tekrarlardım. Ama bunu yazanın kim olduğunu öğrenince durum değişiyor. Bu sözleri Ahmet Altan'ın söylemiş olması bana hiç samimi gelmiyor.
(...)
Ahmet Altan yönettiği Taraf adlı paçavrada medya tarihinin en rezil işini yaptı. Sırf AKP iktidarına destek vermek için kişileri karaladı, aşağıladı, yalan ve kumpaslarla yüzlerce insanın mağdur olmasına, yıllarca hapishanelerde en ağır koşullarda kalmalarına neden oldu. Gazetecileri jurnalledi, onların hapislere düşmesinden aldığı derin hazzı manşetlerine taşıdı.
(...)
O zaman aralarında benim de olduğum bir avuç insan yapılan haksızlıkların, hukuksuzlukların karşısında durduk. Hukukun bu kadar örselenmesinin bir süre sonra bu yolu açanları içinde boğacağını söyledik. Dinlemediler, alay ettiler, güç sarhoşluğunun etkisiyle ülkeyi kendilerinin yönettiğini zannettiler. Bugün kendi kazdıkları kuyunun içindeler artık. Bu saatten sonra demokrasi; hukuk masalları anlatarak, ki ifadeler muhteşem olsa bile, artık bir değeri ve geçerliliği kalmadı. Geçmiş olsun.
Can Ataklı Korkusuz
***
Bu daha başlangıç
--------
Bir ara düşünüyorum, yanımda cüppesiyle yürüyen avukat hanıma "Neden yürüyorsunuz" diyerek, hayatımın en saçma sorusunu sorsam ne kadar şaşırır diye. O yürüyüşte avukatlar olmayacak da kimler olacak? Kimbilir, şu anda vicdanını hâlâ boğamamış olup da bir rahat uykuya hasret kalmış yargıçlar arasında o avukatların yanında olmayı isteyen kaç kişi vardır?
Kılıçdaroğlu'na "Bu yürüyüşten sonra başka eylemler de olacak mı, yoksa bu eylem bir son mu" diye sorduğumda, "Bu daha başlangıç" yanıtını veriyor. Meclis etkisizleştirilmiş, yargı bağımsızlığının ortadan kaldırılmış olduğu bir ortamda gündüz otasında elinde fenerle adam arayan Diyojen'in ülkesinde ana muhalefet lideri sokakta adalet arıyor. Bu onun hakkı, hakkı olmaktan öte görevi...
Ali Sirmen Cumhuriyet
***
Şeytanlaştıranlara kanmayın
Arkadaşlar, "şeytanlaştırma" operasyonlarının beyninizi yıkamasına izin vermeyin, bu tuzağa düşmeyin:
Bu Adalet Yürüyüşü hiçbir terör örgütünün işine yaramaz, çünkü Hukuk Devleti ve şeffaf, bağımsız bir Adalet Sistemi, bütün terör örgütlerinin en etkili ilacıdır...
Ve unutmayın, böyle bir Adalet Sistemi ise ancak, haksızlık, hukuksuzluk ve adaletsizlik yapmış olanlara bile adil davranarak kurulabilir!..
Emre Kongar Cumhuriyet
***
Çocuk mu kandırıyorsunuz!
---------
Türkiye'nin bütün muhalefetine rağmen PYD ve YPG gibi terör örgütü PKK'nın uzantılarına "silah yardımını" sürdüren ABD adeta "çocuk kandırır" gibi açıklamalar yapıyor.
YPG'ye verilen silahların "DEAŞ yenilince" geri alınacağını söylüyor! Ayrıca YPG'ye verilen silahlarla ilgili olarak Türkiye'ye her ay "düzenli olarak bilgi" iletileceğini duyuruyor.
Hangi aklı başında insan bu yalanlara inanır ki!
(...)
Bugün DEAŞ ile mücadele bağlamında gönderilen silahların da yarın güneydoğu bölgemizde arz-ı endam edeceğinden hiç şüphemiz yok.
Bunun "danışıklı bir dövüş" olduğunun bilincindeyiz.
Amaçları belli!
Bölge ülkelerini "yeniden şekillendirmek" istiyorlar.
Bir devlet yerine bir sürü devletçik kurulmasını sağlayarak kontrolü ellerinde tutmak hevesindeler.
(...)
Bugüne kadar verdikleri hangi silahı geri alabilmişler de bunları da geri alacaklar...
Zeki Ceyhan Milli Gazete
***
Böyle sanatçı mı olur
--------
Eski film artisti Hülya Koçyiğit, Amerika'da "akciğer kanseri" ameliyatı olarak yurda döndü. (...) Dileriz tam anlamıyla şifa bulur.
Hülya Koçyiğit'in, yurda döndükten sonra İpek Özbey'le yaptığı röportajda söylediği bazı sözler dikkatimizi çekti. İşte birkaç örnek:
"Türkiye'de insan hakları noktasında eksikliklerimiz olduğunu düşünüyor musunuz?"
- "İnsan hakları noktasında yıllarca eksikliklerimiz vardı ve ne mutlu ki AKP hükümeti bu konuda önemli adımlar attı. İfade özgürlüğü diye bir şeyle tanıştık."
"Türkiye'de 150'nin üstünde gazeteci cezaevinde yatıyor."
- "Hayır, ben kabul etmiyorum. Bu insanların gazetecilik yaptıkları için suçlu olduklarına inanmıyorum. Teröre hizmet eden insanlar var. Her eline kalemi alan, her gazeteye yazı yazan gazeteci değildir."
"CHP lideri Kılıçdaroğlu 'Adalet Yürüyüşü' başlattı. Ne düşünüyorsunuz?"
- "Kendi canlarını yakan bir vakanın üzerine yürümeleri beni heyecanlandırmıyor."
***
Hülya Hanım'ın bu tür konuşması için iki ihtimal var:
1) Ya bu ülkede değil, ayda yaşıyor...
2) Ya da iktidardan kendisi veya yakınları için önemli beklentileri var!
Yoksa, bir sanatçı böyle mi olur!
Rahmi Turan Sözcü
***
Adalet yürüyüşü
***
Kemal Kılıçdaroğlu'nun parti amblemi kullanmadan, 'Adalet Yürüyüşü' yapmasına iktidar çevreleri tepki gösteriyor.
Bunu bir ölçüde anlamak mümkün çünkü iktidarın yargı ve adaletle ilgili tutumunu eleştiriyor.
İnkâr edilemeyecek gerçek, Türkiye'de öteden beri ve bugün bir adalet ve yargı sorunu olduğudur. Toplumda adaletsizlik duygusu ve yargının siyasallaşması endişesi yaygınlaşmıştır.
İktidar bunu gidermedikçe endişelerin artması kaçınılmazdır.
(...)
Siyasi tarihimizde kitlelerde büyük karşılık bulmuş birkaç kavramdan biri "hürriyet" ise öbürü "adalet"tir.
Bunlar eksik olduğu için sürekli talep edilmiştir.
Taha Akyol Hürriyet