Ekonomist Meriç Köyatası, tam bir yıl önce sosyal medya hesabından dikkat çeken açıklamalar yapmıştı.
“BUNLAR DAHA İYİ GÜNLERİMİZ. NELER OLACAK NELER….”
Dolar kurunun 8,5 TL’yi açtığı o günlerde ekonomik durum ve döviz kurlarıyla ilgili olarak tahminlerini paylaşan Köyatası yaptığı açıklamada; “Bunlar daha iyi günlerimiz. Neler olacak neler? Ekonominin çöküşü, yıllardır bağıra bağıra geliyordu. Söyledik, ülkeyi yönetenlere de, günübirlik piyasa iktisatçılarına da laf anlatamadık.” ifadelerini kullanmıştı.
"ENFLASYON DAHA DA YÜKSELECEK”
Tahminlerinde enflasyonun yükselmeye devam edeceğini açıklayan Meriç Köyatası “ TUİK’e göre yüzde 15… Vatandaş en az iki katı olduğuna inanıyor. Üretici fiyatlarındaki enflasyon, tüketici fiyatlarına göre iki kat daha yüksek. Bu gelecek aylarda enflasyonun daha da yükseleceğini gösteriyor. Kuraklık ise gelecekteki enflasyon beklentisini daha da karamsar hale getiriyor. Bu enflasyonist ortam bir günde oluşmadı ki, kurun 8.5 lirayı geçmesi hayret verici olsun. Teknik analize gerek yok. Enflasyonun varsa döviz kurun yükselir.” şeklinde konuşmuştu.
İşte Meriç Köyatası’nın 28 Mayıs 2021’de yaptığı o açıklamaların tamamı:
“Dolar ve Euro, yine hareketlendi. Dolar, kritik seviye diye nitelenen 8.5 lirayı aştı. Finansal piyasacılar, dolar daha nereye kadar diye tartışıyorlar, teknik analiz grafiklerine bakıyorlar.
“İKTİSATÇILARIN YAPTIĞI TARTIŞMALAR ANLAMSIZ”
Öteden beri, para piyasası ve bankacı iktisatçılarının yaptığı yorumları ve tartışmaları anlamsız bulurum. Sonradan iktisatçı çoğu kişi, teknik analiz gibi pek de anlamı olmayan yöntemlerle kur, hisse senedi, kıymetli madenler, emtia fiyatları üzerine yorum yaparlar. “Falanca seviye direnç noktası, filanca seviyeyi geçerse alır başını gider, falanca seviyeden aşağı düşerse hızlı düşüş yapar gibi” ekonomi bilimi ile uzaktan yakından ilgilisi olmayan yorumlar...
Hangi direnç noktasından, hangi direnişten bahsediyorlar. Müteahhit ve madenci Cengiz İnşaatın doğa katliamına karşı İkizderelilerin direnişi mi bu?
Ne yazık ki devir öyle bir devir oldu ki, uzun süredir, medyadaki tartışmalarda gerçek iktisatçılar yerine, teknik analiz adı altında değerlendirme yapan piyasacılar yer almaya başladı. Olayların gerçek ekonomik değerlendirmesini yapanların pabucu da dama atıldı.
Mesela iki yıl önce düşük giden döviz kuru nedeniyle Türk ekonomisi iyi mi gidiyordu? İyi gidiyordu diyorsan, o zaman niye 128 milyar dolar nerede diye soruyorsun?
Dengelerin yerli yerinde olduğu istikrarlı ekonomilerde finansal piyasalarda günü birlik gelişmelerin anlamı vardır. Ama Türkiye piyasasında bir hareketi açıklamak için ABD’de tarım dışı istihdam verileri arttı diyerek kur artışını açıklamaya çalışan teknik analistler, bir ay sonra oluşan kur artışını yine ABD’de tarım dışı istihdam verileri arttı diye açıklamaya çalışmak zorunda kalınca komik duruma düşüyorlar mı? Yüzlerce benzeri örnek verebiliriz.
“DÖVİZ KURUNUN NEREYE GİDEĞİ BELLİ”
Türkiye gibi, hukuki altyapısı çökmüş, istikrarı kalmamış, ekonomik yapısı bozuk ülkelerde, döviz kurunun nereye gideceği bellidir.
Türk ekonomisinin kısa fotoğrafını çekelim. Ekonomik büyüme sıkıntılı. 2013’ten beri kişi başına milli gelir dolar bazında düşüyor. Sabit fiyatlarla, istatistik cambazlıklar yaparak milli geliri artmış gibi gösteriyorlar ama herkes her geçen yıl daha da fakirleştiğini hissediyor. Zenginleşen çok küçük bir kesim var. Onların kim olduğunu da herkes biliyor.
“ENFLASYON VARSA KUR YÜKSELİR”
Enflasyon yüksek seviyede… TUİK’e göre yüzde 15… Vatandaş en az iki katı olduğuna inanıyor. Üretici fiyatlarındaki enflasyon, tüketici fiyatlarına göre iki kat daha yüksek. Bu gelecek aylarda enflasyonun daha da yükseleceğini gösteriyor. Kuraklık ise gelecekteki enflasyon beklentisini daha da karamsar hale getiriyor. Bu enflasyonist ortam bir günde oluşmadı ki, kurun 8.5 lirayı geçmesi hayret verici olsun. Teknik analize gerek yok. Enflasyonun varsa döviz kurun yükselir.
“CARİ AÇIĞIN VARSA DÖVİZ KURUN YÜKSELİR”
Türkiye’nin yıllık cari açığı 35-36 milyar dolar seviyesinde. Bu sene de turizm olmayacak. Cari açık daha da şişecek. Sanayinin ihracat rekabet gücü de artan maliyetler nedeniyle zayıflıyor. Üretim, ithalata bağımlı. Teknik analize gerek yok. Cari açığın varsa, döviz kurun yükselir…
Türkiye’nin dış borcu 450 milyar dolar. Bu borç bugün ortaya çıkmadı. Türkiye’nin dış borcunun her sene arttığını dünya alem biliyor. Türkiye’nin kısa vadeli dış yükümlülükleri, bir yıl içinde ödemesi çevirmesi gereken döviz miktarı 185 milyar dolar. Teknik analize gerek yok. Dış borcun her geçen yıl artıyorsa, döviz kuru yükselir.
Merkez Bankası’nın 128 milyar dolarlık döviz rezervinin üzerine bir bardak soğuk su içtik. Merkez Bankası döviz rezervleri eksi 50 milyar dolar. (Belki daha da fazla) Teknik analize gerek yok. Kasanda döviz yoksa, döviz kuru yükselir.
“İÇ VE DIŞ AÇIK VERİYORSAN DÖVİZ KURUN YÜKSELİR”
Bütçen dikiş tutmuyor. Devletin iç ve dış borç toplamı, iki yıllık vergi gelirleri kadar devasa boyuta fırlamış. Teknik analize gerek yok. Hem iç hem dış açık veriyorsan döviz kurun yükselir.
Böyle bir ekonomik yapıda, döviz kurunun 8.5 liranın üzerine çıkmasından daha doğal ne olabilir? Az bile arttığını söyleyebiliriz.
Bütün bu ekonomik yapıya ek olarak ABD yıllık enflasyon oranı yüzde 3.6 beklenirken yüzde 4.2 çıktı. Bu, dolar faizinin artacağının habercisi. Bu rakam da bugün çıkmadı ki… En az 10 gün önce açıklanmıştı…
Hukukun çökmesi, devletin yapısının değişmesi, dış ve iç açıklar gibi yapısal nedenlerle ekonominin güven vermemesi nedeniyle yabancı fonlar Türkiye’yi çoktan terk etmeye başlamışlardı. Yukarıda saydığım bütün bu tespitler, dün bugün ortaya çıkmadı ki…
“BUNLAR DAHA İYİ GÜNLERİMİZ”
Türkiye’nin kronik sorunu. Kur sorunun hafif atlatmak için, pisliği halının altına süpürdük. Dış borcumuzu artırdık, ülkenin bağımsızlığını Katar üzerinden ABD ve İngiltere’ye peşkeş çektik, geleceği ipotek verdik, yetmedi Merkez Bankası’ndaki 128 milyar dolar rezervi sattık. Kuru bu seviyede tutmayı başardık. Başardık da ne oldu? Halının altı, artık yeni pislikleri gizleyemez hale geldi.
8.5 lirayı aşan dolar kuru için benim yapabileceğim tek yorum var. Bunlar daha iyi günlerimiz… Neler olacak neler? Ekonominin çöküşü, yıllardır bağıra bağıra geliyordu. Söyledik, ülkeyi yönetenlere de, günübirlik piyasa iktisatçılarına da, laf anlatamadık.”