Altınbaş Üniversitesinin düzenlediği Ekonomi Söyleşileri programında konuşan ekonomistler Dr. Mahfi Eğilmez ve Prof. Dr. Işın Çelebi, Rusya-Ukrayna Savaşının etkileriyle değişen dünya düzeninin doların tahtının sarstığını ama yıkılmasının o kadar kolay olmayacağını dile getirdi.
Ekonomistler, Putin’in doğalgazı ruble ile satma kararının savaşın başından itibaren değer kaybeden rubleye eski değerini geri getirdiği saptamasında bulundu.
DOLAR KARŞISINDA YUAN
Ekonomist ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Mahfi Eğilmez, dünyadaki gelişmelerin doların tahtını sarsacak nitelikte olduğunu dile getirdi. Eğilmez’e göre, bu gelişmelerden ilki Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı ciddi tepkiler olması; ikincisi, Çin’in çok büyük bir güç halibe gelmesi. Eğilmez, “Mesela Japonya, dünya ikincisi konumundayken ABD’ye yetişemedi ancak Çin yetişti. Şu anda Yuan da ister istemez ABD’nin istememesine rağmen CDR sepetine girerek rezerv para haline geldi” dedi.
Her geçen gün Yuanın güçlendiğini dile getiren Eğilmez, dünya ticaretinin 1 numaralı ülkesinin bugün Çin olması nedeniyle ağırlığın o tarafa doğru kaydığına dikkat çekti. Ayrıca hacimleri 2 trilyon dolar civarında olan kripto paraların da doların gücünü sarstığını belirtti.
Eğilmez Rusya’nın swift sisteminden dışlanmasına karşılık doğalgazını rubleyle satacağını açıklamasıyla rubleye bir talep yaratılmasının da etkili olduğunu belirtti. Eğilmez, “Öyle tahmin ediyorum ki dünyanın geleceğinde uzun vadede dolar egemenliğini sürdüremeyecek, bölgesel rezerv paralar oluşacak. Mesela Asya’da Uzakdoğu’da Çin yuanı giderek dual para sistemine gelecek” değerlendirmesinde bulundu.
‘TÜRKİYE RUSYA VE UKRAYNA İLE BARTER YAPMALI’
Eski Devlet Bakanı ve Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Işın Çelebi de 10 sene daha doların rezerv para olabileceğini söyledi. Ancak 2030’da Çinin dünyanın bir numaralı ekonomik ve siyasal gücü olacağı öngörüsünü paylaşarak o zaman doların daha çok tartışılacağını ve Çin Yuanının daha etkili olacağını dile getirdi.
Çelebi ayrıca Türkiye’nin Ukrayna ve Rusya ile barter anlaşmaları yaparak, ruble, Türk lirası ve Ukrayna parasının bütün ürünleri karşılıklı olarak temin edebilir hale gelmesi gerektiğini söyledi. Çelebi, “Ukrayna halkı da Rus halkı da açlık çekmemeli. Bu barışın gelmesini de hızlandırabilir ve Türkiye’nin etkinliği açısından da önemli” diye konuştu.
‘ENERJİ VE GIDA ARZI DÜNYANIN EN BÜYÜK PROBLEMİ’
Yaptıkları bir araştırmaya göre dünyada iki temel ögenin ön plana çıktığına değinen Çelebi, birincisinin gıda arz güvenliği ikincisinin ise enerji arz güvenliği olduğuna dikkat çekti. Çelebi şöyle konuştu:
“Petrol, doğal gaz ve kömür, uzun yıllardır vazgeçilmeye çalışılan yakıtlar. Alternatif enerji kaynakları bulunacağı söylendi maalesef bulunamadı. 1972-73 de birinci petrol krizi başladığında petrolün varili 2.5 dolardı. Bittiğinde 1974 yılında 11 dolardı.
Bugün petrolün varili 110 dolarla 120 dolar arasında dalgalanıyor yani Petrol krizinin başladığı yıllara göre yaklaşık 10 kat artmış vaziyette. Petrol fiyatı da ve tüketimi de artmış vaziyette. Bu yüzden de enerji arz güvenliği çok önemli bir konumda devam ediyor.
Petrol üretmeyen ülkelere de ciddi biçimde yük geliyor. Bu Türkiye’de yaşadığımız sorunlardan birisi. İkincisi de gıda arzı güvenliği problemi. Dünyanın temel meselesi haline geldi. Artık paranız olsa bile buğday, arpa ya da mısır alamıyorsunuz. Mısır alamayınca yem yapamıyorsunuz hayvancılığınız ölüyor.”
‘DÜNYA 2023’TE EKONOMİK DURGUNLUĞA GİRECEK’
Eğilmez, dünyanın 2023’e doğru bir de resesyonla karşı karşıya kalacağını öngörerek “Enflasyonun bu kadar hızlandığı, tedarik zincirlerinin kırıldığı, arz yönünde sıkıntıların olduğu böyle bir ortamda artık para basarak da bu işin devam edemeyeceği çok açık. FED, faiz artırmaya başladı. İngiltere ve Kanada’da başladı. Mecburen Avrupa’da faiz arttırmaya başlayacak” dedi.
Eğilmez, 2023te gelişmiş ülkeler yavaş yavaş parasal sıkılaştırmaya ve resesyona gideceğini ve bütün bunların sonucunda da büyümeyi yavaş yavaş kaybedeceklerini belirtti.
Çelebi ise bununla mücadelenin tek yolunun, Türkiye’nin ihracatını ve döviz kazandırıcı hizmetlerini geliştirmesi olduğunu söyledi. Çelebi, Bütün bu yıkıntının savaştan yeniden yapılacağını hatırlatarak, “Türkiye bir yandan turizmi geliştirmeli, beyin göçünü kendine yönlendirmeli ve Türk müteahhitlik hizmetleri dahil ihracat gelirlerini artırmalı. Bu alanlara yatırım yaparsa ciddi bir sinerji yaratabilir diye düşünüyorum” dedi. (DHA)