Saray mutfağında padişahlar için pişirilen yemeklerin tanıtımının amaçlandığı “Osmanlı Saray Yemekleri Yarışması”nın ilki, 15-17 Ağustos’ta Amasya’da yapılacak
Amasya Valiliği’nin desteği ve Anadolu Halk Mutfağı Derneği’nin moderatörlüğünde dünyanın üç büyük mutfak kültüründen biri olan Osmanlı mutfağının günümüzde de bilinirliğinin artırılmasına katkı sağlayacak bir yarışma düzenleniyor. Türkiye’nin en ünlü otellerinin şeflerinin katılacağı “Osmanlı Saray Yemekleri Yarışması”nın ilki Şehzadeler Şehri olarak bilinen Amasya’da 15-16-17 Ağustos 2008 de başlayıp, Bursa, Edirne ve Manisa’da devam edecek. Yarışmanın finali ise İstanbul’da yapılacak.
Para ödülü
Yarışmanın en önemli amacı: Osmanlı saray mutfağındaki “malzeme seçimi”, “pişirme teknikleri” ve “sunumların” kayıt altına alınması, günümüz şartlarında orijinalliğini bozmadan yenileyerek ulusal ve uluslararası profesyonel mutfaklarda uygulanma oranını artırılması. Yarışmada birinciye 10.000, ikinciye 5.000, üçüncüye ve Şehzade Özül Ödülü alana 2.500 YTL para ödülü verilecek.
Katılacak oteller ve şefleri
Ankara Sheraton-Zeki Açıköz ile İstanbul’dan Conrad-Batuhan Piatti, Çırağan Palace Kempinski-Uğur Alpaslan, Dedeman-Adnan Öztürk, Four Seasons Hotel Sultanahmet- Mehmet Gök, Hilton-Hasan Sabuncu, Holiday Inn Airport North Hotel-Mehmet Siriş, Marriott Hotel Asia-Eyüp Kemal Sevinç, Polat Renaissance-Yücel Dereyayla, The Marmara-Sedat Özkan ve Aytekin Karakaya, Wow Hotel-Mehmet Yalçınkaya.
Saray mutfağıyla ilgili notlar
* Sultan II. Abdülhamid’in en çok sevdiği yemek soğanlı yumurtaydı. Soğanlı yumurtanın yapılması marifet gerektirirdi ve 3.5 saatte pişerdi.
* Halkın tükettiği bulgur yerine pirinç, bal- pekmez yerine şeker, esmer ekmek ve yufka yerine beyaz mayalı ekmek çeşitleri tüketilirdi.
* Osmanlı sofralarında su yerine şerbet ve hoşaf içilirdi.
* Et ve balık pişirilirken tarçın kullanılırdı.
* Ençok sevilen sebze patlıcandı.
* Fasulye, patates, hindi, kakao, mısır, bazı kabak çeşitleri 15. yüzyıldan sonra Osmanlı mutfağına girdi.
* Domates, 18. yüzyıl sonu Osmanlı mutfağına ’yabani’ olarak girdi. Daha sonra bugün bildiğimiz domates haline geldi. Yeşilken tüketilir, kırmızıya döndüğünde de çöpe atılırdı.
* Şiş kebapta demir şiş değil defne dalı ya da patlıcan sapı kullanılırdı. Isıyla bunların aromaları ete geçerdi.