Üniversitemi Geri İstiyorum
Medeniyet Üniversitesi adlı bir üniversitemiz de var ama Türkiye gittikçe medeniyetten uzaklaşıyor. İnsanlar arasındaki ilişkiler medenî olmaktan çoktan çıktı. Birbirlerine vahşice saldıran insanlar ortalığı sardı.
Vahşilik aşağıdan yukarıya mı bulaşıyor, yukarıdan aşağıya mı, bilmiyorum. Ama ülkenin en üst katlarındaki davranış ve konuşma biçimlerinin vatandaşları da etkilediği muhakkak.
Üniversitelerin bir gecede bölünmesi de medenî tutum ve alışkanlıklarla açıklanamayacak bir tarzda oldu. Üniversitelere sorulmadı, konunun uzmanlarına danışılmadı, ben yaptım oldu, zihniyetiyle hareket edildi. Yüz binlerce insan bir gecede kendilerini kurumlarının dışında buldu. İnsanların yarınından emin olmadığı bir ülke hâline getirildiğimiz bir kere daha tescil edildi.
Tarihi ve geleneği olan üniversiteler parçalandı. Dünyada yüzümüzü az da olsa güldüren büyük üniversitelere vahşice girildi. Gelenek, kendilerine muhafazakâr diyenler tarafından tahrip edildi. Kalitenin üzerine kara bulutlar kaplandı.
ABD'nin en köklü ve güçlü sekiz üniversitesine Ivy League denir. Yale, Harvard, Columbia, Cornell gibi üniversiteler Ivy League üniversiteleridir. Bu sözler, "sarmaşık ligi" anlamına gelir. Yerleşkelerini gezerseniz, tarihî binaların sarmaşıklarla sarıldığını görürsünüz. Manzara, tarih ve geleneği gözünüzün önünde canlandırır. Tabii bizim muhafazakârlarımız bu tür muhafazakârlığı bilmezler. Köklü ve tarihî üniversitelerimize baltayla girer gibi girerler. İstanbul, Ankara, Gazi vb. üniversiteler de Türkiye'nin "sarmaşık ligi"dir. Sarmaşık, çınar, ladin, köknar... Ormanlarımıza vahşice girildiği gibi sarmaşıklara da vahşice girilmelidir ki muhafazakârlığın ne olduğu dünya âleme gösterilsin.
Köklü üniversitelerimizi bölen yasanın çıkarılmasında, bu üniversitelerde, özellikle Gazi Üniversitesi'nde yıllarca çalışmış bazı milletvekillerinin de payı var. Kendi üniversitelerine bu haksızlığı reva görenler için söyleyecek söz bulamıyorum.
Medenî tutum ve davranışlar, medenî konuşmalar elbette öncelikle yöneticilerden beklenir. Yönetenler, vatandaşlara örnek olmalıdırlar. Ancak medenî tutum ve davranışlar sadece yönetenlere mahsus değildir. Yönetilenler de medenî olmalıdır. Medenî olmanın şartlarından biri de medenî tepkiler göstermektir. Toplumlar, kendilerine yapılan haksızlıklara tepkisiz kalmamalıdırlar. Tepki göstermelidirler ki yapılanlara müstahak olmadıklarını ispat etsinler. Haksızlıklara, zulümlere tepkinin de birçok medenî yolu vardır. Bunlardan biri istifadır. Hiç kimse idareci olarak doğmamıştır. İstifa, haksızlıklar karşısında gösterilecek en medenî yollardan biridir. Bölünen üniversitelerin yüzlerce yöneticisi hep birden istifa edebilmeliydiler.
Toplumu temsil eden siyasilerin tutum ve konuşmaları da medenî tepkinin yollarından biridir. Siyasi partiler, özellikle bu seçim arifesinde, iktidarın haksız uygulamalarını ortadan kaldıracaklarını açıkça beyan etmelidirler. Cumhurbaşkanı adayı Meral Akşener, ATO'daki konuşmasında başta Kuleli olmak üzere askerî liseleri yeniden kuracağını, üniversiteleri bölen yasayı lağvedeceğini açıkça ve yüksek sesle söylemiştir. Diğer muhalifler de buna katılmalıdır.
Son zamanlarda yaygınlaşan imza kampanyaları da medenî tepkinin güzel yollarından biridir. Yüz binlerce genç bir anda kendilerini başka bir üniversitenin öğrencisi olarak buldular. Onlar da bu muameleye müstahak olmadıklarını göstermelidirler. Tabii ki meydanlarda gösteri yapmak da bir haktır. Fakat baltalarla ormanlara girenler TOMA'larını da göstericilerin üzerine salmaktadırlar. Öyleyse bir başka yol daha deneyelim ve bir imza kampanyası açalım. Başlık "Üniversitemi Geri İstiyorum" olmalı. Yüz binlerce öğrencinin imzalarıyla katılacağı bu kampanya, hiçbir sonuç alamasa bile, hiç olmazsa yapılanlara razı olunmadığını gösterecektir.