Üniversiteli Oğuzhan neden cezaevinde?

Bir zamansız ölümler bir de haksız-hukuksuz biçimde ömründen aylar-yıllar gasp edilenler; günlerdir yazdığımız üzere, en çok bu ikisine isyan ettik son dönemde.

Ölen için bir Fatiha'dan -bir de varsa eğer bir davası onu sırtlayıp da hiç düşürmemek yere- gayrısı gelmiyor biz fanilerin elinden. Ama kalanları yaşarken öldürmemek elimizde!

Silivri'de, Mamak'ta, Sincan'da, Şirinyer'de, Maltepe'de bir avuç avukatı, bir avuç gazetecisi, bir avuç milletvekili bir olup da azıcık yorulmayı, azıcık hırpalanmayı, kendileri de haksızlık ve hukuksuzluğa uğramayı göze almasaydı -tamam konjonktür hazretlerinin böyle buyurması da önemli tabii ama- çöker miydi o "kumpas", kuranların kafalarına!

Önceki gün, isim isim sıraladığım milletvekillerinin Hacettepe başta olmak üzere PKK tehdidi altındaki üniversitelerde okuyan öğrencilerin can güvenliğinin korunması için TBMM Genel Kurulu'na nasıl bastırdıklarını aktarınca, Mustafa Kemal Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nafiz Çeliktaş bir hatırlatmada/uyarıda bulunmuş.

Mevzu, "yeterince sahip çıkılamadığı için şu an cezaevinde olan bir gencin geleceği."

Önemli yani. Hayati derecede önemli üstelik de.

Nafiz Hoca'nın "sevgili öğrencimiz" diye bahsettiği gencin adı Oğuzhan Ahmet Dağ. Mustafa Kemal Üniversitesi Öğrenci Komitesi Başkanı olan Dağ aynı zamanda Ülkü Ocakları Eğitim ve Kültür Vakfı'nın Hatay İl Temsilciğinde de görevliydi. Bölücü terör örgütü yanlısı bir grupla yaşadığı kavgadan dolayı 52 ay hapse mahkum edildi. Ben demiyorum, hocalarının dediğine göre bu bedel "çözüm süreci hatırına, bölücüleri incitmemek adına" ödetiliyor Oğuzhan'a.

Yine hocalarının dediğine göre "nefsi müdafaa"dan başka bir şey değildi Oğuzhan'a atfedilen suçun aslı.

***

Cezası kesinleşip de cezaevine girdiği sırada 5 aylık evliymiş Oğuzhan. Hocasının yolladığı gazete kupürlerinden birinde eşinin mesajı var; dimdik, Oğuzhan'la gurur duyan bir genç kız. Soruyor:

- Var mı içinizde tanıyan beni?

Cevabı manidar:

- Ben birinci sevdası "vatan" olan bir yarin "ikinci" olanıyım! Ben bir mertin, delikanlının, "reis"in 5 aylık eşi, 10 yıllık bekleyeniyim...

Genç kız "yıldırmaz bu ceza beni" diyor Oğuzhan'a seslenirken ama ne diye 52 aylık bir zulüm girsin bu en güzel zamanlarında aralarına, anılarına?

***

Bu ibretlik olay ile "seçim dönemlerinde ülkücülere 'kardeşim' diyen zihniyetin gerçek yüzünün de ortaya çıktığını" savunan sevdikleri, tıpkı üniversitelerdeki öğrenciler gibi hali hazırda Hatay Cezaevi'nde olan Oğuzhan'ın ve ailesinin de arkasında durmasını bekliyor "vekalet" verdikleri vekillerden...

Elçiye zeval olmaz, kaldı ki son tahlilde hayra vesile olacaksa, bir mağduriyetin telafisine vesile olacaksa elçiye zeval olsa ne gam, soruyor Oğuzhan'ın yakınları:

-Şimdi sahip çıkılmayacaksa ne zaman?

Cinayeti gördüm...

İki gün­dür İz­mir Çeş­me­'de kan don­du­ran ger­çek­le­re ta­nık olu­yo­rum.

Yaz ay­la­rın­da tek­ne­siy­le tu­rizm hiz­me­ti ve­ren bir kap­ta­nın söy­le­dik­le­ri ise tüy­ler ür­per­ti­yor.

"İf­lâs et­mek üze­rey­ken göç­men­le­ri Sa­kız Ada­sı­'na gö­tü­re­cek bot­la­rı yap­ma­ya baş­la­yan bir plâs­tik üre­ti­ci­si bu yol­dan müt­hiş pa­ra­lar ka­zan­dı.

... Bu söz­de bot­lar de­ni­ze açıl­dık­tan bir sü­re son­ra can hav­liy­le bi­nen göç­men­le­rin de ağır­lı­ğıy­la su al­ma­ya baş­lı­yor. Bu sı­ra­da olu­şan kar­ga­şa­da da, uy­du­ruk mal­ze­mey­le ya­pış­tı­rı­lan yer­ler pa­tır pa­tır pat­lı­yor!.."

Es­na­fa "Pe­ki can ye­lek­le­ri im­da­da ye­tiş­mi­yor mu?" di­ye sor­du­ğum­da "Can ye­le­ği mi?

On­lar can ye­le­ği fa­lan de­ğil, in­san öl­dür­mek için üre­til­miş ci­na­yet alet­le­ri!.." ce­va­bıy­la kar­şı­la­şı­yo­rum.

Şo­ke ol­du­ğu­mu gö­ren es­naf, "Gi­din Ma­ri­na­'da, ya da Dal­ya­n'­da­ki çöp kon­tey­ner­le­ri­ne ba­kın, bu ür­per­ti­ci ger­çe­ği göz­le­ri­niz­le gö­re­cek­si­niz!.." di­yor.

* * *

De­di­ği­ni ya­pı­yo­rum.

Söy­le­di­ği mev­ki­de­ki ilk kon­tey­ne­re bak­tı­ğım­da, içi­nin tı­ka ba­sa can ye­lek­le­riy­le do­lu ol­du­ğu­nu gö­rü­yo­rum.

... Top­la­dı­ğım can­ye­lek­le­rin­den bi­rin­de, 90 ki­lo­dan faz­la yü­kü kal­dı­ra­bi­le­ce­ği­ni gös­te­ren AB gü­ven­ce­li eti­ke­ti gö­rün­ce bir de­ne­me yap­ma­ya kalk­tım. Yak­la­şık 20 ki­lo ağır­lı­ğın­da­ki ta­şı can­ye­le­ği­ne bağ­la­yıp de­ni­ze at­tı­ğım­da ne ol­du bi­li­yor mu­su­nuz? 15-20 da­ki­ka son­ra bat­tı!..

90 ki­lo­yu taşıyabileceği garantisiyle sa­tı­lan ye­le­ğin mi­ni­cik bir ço­cu­ğu bi­le kur­ta­ra­ma­ya­ca­ğı or­ta­ya çık­tı!..

Uğur Dündar/ SÖZCÜ

Yazarın Diğer Yazıları