Konuşur kardeşim konuşur! Hele futbol ille de Trabzon'da futbol olunca herkes konuşur! Konuşmak, daha doğrusu fikir için bilgi sahibi olmasına gerek yoktur! Çünkü, gazeteci yazar rahmetli Uğur Mumcu'nun "Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olanlar" takımına kayıtları bulunduğu için "lâf olsun torba dolsun" ya da "el alem işte görsün" hesabıyla "ağızlarından çıkanı akılları duymayacak" şekliyle zırvalar dururlar!
Şimdi diyeceksiniz ki; "Trabzonspor, Galatasaray'dan yediği son dakika golüyle 2 puandan oldu. Sen bu maçın kritiğini yapacak yerde kalkmış, başka havadan dem vuruyorsun!"
Vururum arkadaş vururum! Hem de en ağırından dem vururum!
Koskoca Trabzonspor'un genel kurulunda Ahmet Ağaoğlu'na, "Ünal Karaman'ın arkasında durun" diye adeta durmamış gibi saçma sapan lâf edilirse, fazlası ile vururum.
Gerçi başkan Ağaoğlu'da, "Ünal Karaman takımın başında. Fatih Terim ile kalan iki teknik adamdan biri. Sen hangi havadan çalıyorsun" şeklindeki cevabını da almış ama, olsun artık bu tür saçma sapan söylemlerin, dahası gerçeği görmeden konuşan adamların bu camialarda yeri olmaması gerekir.
***
Şimdi gelelim, Trabzonspor'un Galatasaray'ı elinden kaçırmasına. İstanbul'un 3 büyükleri karşısında karnesi başarılarla dolu olan Ünal Karaman, bunu taçlandıracak birini kaçırması büyük şanssızlık. Şansızlık diyorum, çünkü Adem'e çarpan top Nagatomo'nun önüne düşmese, dahası kaleci Uğurcan'ın top ile arasında görüşünü engelleyen bir arkadaşı bulunmasa idi Trabzonspor'un hanesine bir GS galibiyeti daha yazılacaktı.
Ancak yine de beraberlik yazılmasını çok kötü bulmak da doğru değil. Zaten çok kişi de bulmadı. Ama yükselen değer Sörloth ile hızlı adam Yusuf biraz daha dikkatli ve paylaşımcı olabilselerdi Trabzonspor maçı çok farklı kazanabilirdi. Onun için, başta bunların ikisi olmak üzere hücum hattına geçenlerin, gol atma kadar asist yapmayı da düşünmeleri gerekiyor. Hadi neyse ki bir aradan sonra Ekuban sahalara döndü. Dönüşü de sanki hiç sakatlık yaşamamış görüntüsünde oldu. Ekubanlı Trabzonspor'un bundan sonraki süreçte daha güçlü olacağını söylemeye gerek yok. Bir de artık şu Sturridge beklentilerini kenara koymanın, bu adamın Trabzonspor'a öyle ahım şahım faydası olmasını beklemenin bir anlamı yok. Olmayacağı da ortada zaten. O nedenle "En kötü gerçek en güzel yalandan iyidir" diyerek Trabzonspor'un bu tür beklentilerini bir kenara koyması gerekiyor. Bana göre Ünal Karaman koymuştur da, bu adama onca parayı verenleri kızdırmamak için fazla söz etmiyor.
