MHP yönetiminin, emanete halel getirdiğini belirten Hakkı Şafak Ses, Ülkücü Hareket’i yeniden şahlandırmak için genel başkan adayı olduğunu söyledi.
Adayım, çünkü birçok emanete halel getirildi
Genel başkanlığa aday olan Hakkı Şafak Ses, MHP yönetimini eleştirdi. Ses, kongreden galip çıkması durumunda Türk Milliyetçilerinin ortak aklını bir araya getireceğini söyledi
Haber: Macit SOYDAN
Kasım ayında yapılacak olan büyük Kongre öncesi MHP Genel Başkanlığı için adaylığını açıklayan MHP’nin Eğitimciler kadrosundan olan Hakkı Şafak Ses, neden aday olduğunu, MHP’nin bugün içinde bulunduğu durumu, Ülkü Ocakları ile ilgili düşüncelerini anlattı.
Hepsi gölgelendi
- MHP Genel Başkanlığı için neden adaylığınızı koydunuz?
Hepimizin bildiği gibi 12 yıl önce rahmetli Başbuğ’umuzun vefatını müteakip sayın Devlet Bahçeli’ye ve onun çalışma arkadaşlarına Türk Milliyetçileri, Ülkücüler sadece siyasi bir partiyi değil, o siyasi partiyle beraber 30 yıllık birikimlerini ve bunlarla birlikte üç önemli emaneti teslim ettiler. Sayın Devlet Bahçeli ve çalışma arkadaşları, süre içerisinde bu üç emaneti taşımakla sorumluluk yüklendiler. Bu emanetler, 40 yılı aşkın bir teşkilatın yüz yıllık bir fikrin MHP’de temsiliyle birlikte birincisi, fikirlerimiz ve fikirlerimizin müesseseleri, ikincisi, MHP’lilerin 30 yılda oluşturduğu kadroları, üçüncüsü de hedefleriydi. MHP bu anlamda sadece bir siyasi parti değil, aynı zamanda Türk milletinin bekası... Dolayısıyla bugün geldiğimiz noktada alınan bu emanetleri, fikirlerimiz ve fikirlerimizin müesseseleri, kadrolarımız ve hedeflerimizin yeteri kadar temsil edilmemesinin ötesinde bu emanetlerin gölgelenerek birçok noktada bu emanetlere halel getirildiğini düşünüyoruz. Bu emanetler maalesef birçoğumuza hicran yarası olan noktadadır.
Ortak akıl yokoldu
- Kararınızda en önemli faktör bu emanetlerin gündeme getirilmesi miydi?
Evet, aday olmaya karar vermemdeki en önemli faktör bu emanetlerin gündeme getirilmesi ve bu emanetlerin ehil kadrolara devredilmesiyle ilgilidir. Özeti bu. Bugün fikir ve fikirlerimizin müesseseleri dediğimiz zaman Türklüğün tanımından başlamak üzere MHP kadrolarının siyasi mücadelesi süresince oluşturduğu bir çok fikri müessesesi de var. Bugün maalesef bu müesseseler icra noktasında yoktur. Yüz binlerce yetişmiş ülkücü kadro sebebi ve gerekçesi şu veya bu şekilde olan bir tabloda maalesef ülkücü hareketi, Türk Milliyetçilerinin ortak aklını bir araya getirecek zeminlerden uzaklaşmıştır. Kadrolarımızın ve bugüne kadar yetişmiş insan gücümüzün partimizde temsil kabiliyeti maalesef istenilen seviyede değildir. Hedeflerimize gelince, MHP’nin bize göre diğer siyasi partilerden farklı bir konumu var. MHP, siyasi parti programını ilan edip seçimden seçime seçmeninin karşısına geçip “Bize rey verirseniz şu doğrultuda ülkeyi yönetiriz” diyen klasik partilerden farklı bir partidir. MHP’nin görevi ve sorumluluğu seçimden seçime değildir. Bizim gözümüzde partimiz ve ona bağlı gönüllerin seçim olmadığı dönemlerde de yapması gereken çok ciddi faaliyetler vardır. İşte bu anlamda MHP bir okuldur diyoruz ve bu okul vasfını maalesef geçen bu on iki yıl süre içerisinde yeterli ve ihtiyaca cevap veren noktada faaliyetini görememekteyiz. Gerekçemiz bunlardır.
Birlik sağlanmalı
- Türkeş’in vefatının ardından yapılan kongre sonrası birçok Ülkücünün partiden dışlandığını, uzaklaştırıldığını ifade ettiniz. Siz Genel Başkan seçildiğiniz taktirde yeniden toparlanma sürecine girmeyi düşünüyor musunuz?
Parti olsun, dernek olsun, vakıf olsun bir sosyal birliğin, sosyal ünitenin daha önce mensuplarının, gönüllülerinin dağılmış olduğu bir ortamda tek başına çağırmak, “Gelin hep beraber olalım” demek kuru bir ifade olur. İnsanların bir yerde toplanmasını, MHP’de Ülküdaşlarımızın, gönüldaşlarımızın toplanmasının yolu sadece çağırmak değildir. Bu birliği sağlayacak olan şey ortaya kişi koymak, faaliyeti koymak, duruşu koymak gerekir. Eğer siz MHP’nin gündemine sadece seçimden seçime ve bu süre içerisinde de grup toplantılarındaki konuşma ve partide sınırlı sayıdaki demeçlerle siyasetin günlük polemiklerine cevap vermekle geçirirseniz, bu birlik sağlanmaz.
Demeçle bu iş olmaz
Biz elbette MHP’nin mensuplarının ve bugün hepimizin hicranı olan bir çok arkadaşımızın parti dışında fikirleri ile, inançları ile dipdiri dururken MHP faaliyetlerinde olmamasının acısını çekiyoruz. Bunun yolu sadece çağırmak değil, “Ben Genel Başkan oldum gelin” demek değil. Bu ortaya yapılacak olan faaliyetle, işi koymakla, bu faaliyet ve iş sırasındaki sizin doğrularınız, temel inanç noktalarınız, MHP’nin hatıraları görev ve sorumluluklar gündeme geldikçe insanlar bu birliğe dahil olacaktır. Dolayısıyla ben emanetlerimizi gündeme getirirken şu gerçeği vurgulamak istiyorum. Fikirlerimizi layıkıyla temsil ettiğimizde, kadrolarımızı MHP’nin ortak aklının zeminine çağırdığımızda ve hedeflerimizi net koyduğumuzda herkes inanıyorum ki bir alacakaranlıkta evlerinden çıkacak, sessiz ve sakin “görev yeri belli oldu, arkadaşlarımız buralarda” diye o daha önce özlediğimiz tablodaki birliğe gelecekler. İnsanlara demeçlerle, toplantılarla gelin demekle hiçbir birliktelik sağlanamaz.
Milliyetçi Hareket Partisi Genel Başkanlığı’na aday olan Hakkı Şafak Ses, Türk milliyetçilerini bir araya getirmek için göreve talip olduğunu ifade etti.
Türk milliyetçileri hicranlıdır rahatsızdır
- MHP’ye mesafeli duran ülkücüleri “partiye gelin” demekle bir araya getirilemeyeceğini söylediniz. Peki nasıl sağlanabilir?
MHP, Türk milliyetçiliği derken Türk milletinin bekası, Türk devletinin geleceği ile ilgili fikirleri, inançları, kelimelere varıncaya kadar sahiplenmesi ve bu kelimelerin, bu kavramların Türk milletinin, vatandaşlarımızın zihninde yanlış değerlerle yer değiştirilmesinde ön ayak olmalıydı. O yüzden ateş çemberinden geçen bir neslin yüz binlere varan taraftarın mensubu, MHP’de “Tekrar gelin” demekle işin biteceğine inanmıyorum. Burada ortaya sorumluluğu alan insanların, emaneti yüklenen insanların neyi nasıl yapacaklarını ortaya koyup hareketin gündemine getirmesi lazım. Biz inşallah bu noktada bir hatırlatıcı olmaya çalışacağız ve ilk önce kendimiz ortaya emanetler ve sorumlulukla ilgili tavırlarımızı koyacağız, insanlar ondan sonra, davamızın arkadaşları bugüne kadar yüreğindeki bir çok hicranla kenarda duran insanlar görev ve sorumluluğun farkına varacaklar.
- Sizce Türkeş dönemi ile bugünkü MHP arasında ne tür farklar var?
Tabii Başbuğ ile bir mukayese yapmak hem doğru değil, hem çok zor. Rahmetli Başbuğ bir siyasi parti lideri olmaktan öte Türk milletinin umut ve ümidini birleştiren stratejik akla sahip bir liderdi. Onun zamanındaki MHP’yi alınan reylerle mukayese etmek doğru olmaz. Bugün Başbuğ’un zamanındaki MHP ile bugünkü MHP’yi mukayese ettiğimizde kemiyet olarak, rey olarak, rakamsal olarak daha yüksek bir artı görüyoruz ama sıkıntımız keyfiyet olarak ruh, inanç ve kadroların birbirine bağlılığı yönünden baktığımızda da iç açıcı bir tablo yok karşımızda. Rey, seçimden seçime alınan başarılar veya başarısızlıklar gelip geçicidir. Bunlar düzelebilir, düzeltilebilir, çok farklı faktörler devreye girer ama bir hareketin Başbuğ’un zamanındaki gibi inançlarının, birikimlerinin, ülkülerinin sağlamlığı, kalıcılığı bu rey mi başarı değil mi konusunda bize işaret veriyor. Şu anda rahatlıkla söyleyebiliriz ki Ülkücüler, Türk milliyetçileri bu noktada rahatsızdır, hicranlıdır ve anlam veremedikleri bir akıl tutulması yaşamaktadır.