Ülkücüdür her mevkide oynar

Eski dost, yazar Mustafa Aslan’dan dinledim. Mustafa bir süre Ankara’da ikamet etmişti. İşte o yıllarda, Anadolu’dan bir dostu, bir gencin eline bir mektup verip yanına yollar Mustafa’nın.

“Bu genç bizdendir, ocaktandır, çok iyi futbolcudur, bunu ne yap yap, Gençlerbirliği’ne aldır.”
Mustafa, kendi deyimiyle “Topu görse bomba zanneden” takımdandır, hiç anlamaz bu işlerden. O gence “Sen hele bekle” der, biraz soruşturur, Gençlerbirliği Kulübü Başkanı İlhan Cavcav’la Haluk Pirimoğlu’nun arasının iyi olduğunu öğrenir. Ve varır gider o günün MHP Genel Sekreter Yardımcısı Haluk Pirimoğlu dostumuzun yanına. Haluk, eski bir sporcudur (boksördü).
Hemen telefonu çevirir Cavcav’ı bulur Pirimoğlu, durumu anlatır. Cavcav sorar:
-Halukcuğum, hangi mevkide oynuyormuş, eğer ihtiyacımız varsa deneriz, alırız tabii ki...
Haluk döner Mustafa’ya sorar, Mustafa:
Ne mevkisi gardaş, ben bilmem, deyince Haluk taşı gediğine koyar:
-Yahu İlhan Abi, ülkücü bu çocuk, ülkücü her mevkide oynar!
Haluk doğru demiş, bence tarihi bir laf etmiş, yalnız ufak bir eklemem olacak bu söze “Ülkücüler yalnız her mevkide değil, her takımda da oynuyorlar, o takımın as oyuncusu, vazgeçilmezi, kaptanı da oluyorlar...”
Öyle çok uzağa gitmeden örnekleyeyim bu dediğimi. Haluk, son kurultayda MHP’nin MYK’sına seçilmişti, şimdilerde Merkez Partili, orada kurucu ve genel başkan yardımcısı. Mustafa, Haydar Baş’ın yanında, Yeni Mesaj’da yazıyor, son yerel seçimde İzmir’den BTP’nin Büyükşehir adayı idi. Bendeniz de HEPAR’dayım 2008 yılından bu yana, değişmez genel başkan yardımcısıyım.
Peki neden böyle oluyor, ülkücüler (ya da bazı ülkücüler diyelim), altyapısından yetiştikleri kendi takımlarında neden oynamıyorlar, oynatılmıyorlar?
Bunun sebebi tek değil; dar kadroculuk var, derdini anlatamama yani iletişimsizlik var, ideolojik omurgasızlık var ve tabii ki nefsi ve hissi sebepler var...
Aslında bu durum olağan siyasal koşullarda olağan karşılanabilir, “zenginlik” olarak nitelendirilebilirdi. Fakat durum vahim, ülke bölünüyor, rejim çöküyor, karşıda çok güçlü bir şer ittifakı var. Bunların karşısında güçlü bir ülkücü ittifak şart ve elzem... Adres de tabii ki MHP.
Bu ittifaka, başka partilerde olan ülkücüler ne der bilmem ama bendeniz HEPAR Genel Başkan Yardımcısı sıfatımla ve Genel Başkanım Osman Pamukoğlu Paşa’nın bilgisi dâhilinde şunu derim: “HEPAR; MHP ile yapılacak adil ve onurlu bir ittifaka açıktır. Sayın Devlet Bahçeli’nin ittifak yerine iltihak istediği bilinen bir durumdur, biz bütünleşmeye de varız, ancak bunu 2015 seçimleri sonrasında yapabiliriz, bunun makul ve zorunlu nedenleri vardır, bunlar görüşülür.”
Daha ne diyeyim, gayet açık... Olursa olur, olmazsa yola yalnız devam ederiz, günah bizden gider, bize her Allah’ın günü “Niye MHP ile birlikte değilsiniz, ne farkınız var, bölünmeyin ki, biz de güvenelim ve yüklenelim” diyenlere, biz o dediğinizi yaptık ama... deriz.
Burada önemli bir farka da değineyim, bazıları bizim teklifimizi son Cumhurbaşkanı seçimindeki o saçma, temelsiz, tutarsız “Ekmel İttifakı” ile karıştırmaktalar. Hiç ilgisi yoktur. 14 benzemezin bir araya gelmesi değildir bu, bu ittifak büyük bir sinerji yaratacaktır, MHP üst yönetimi “Osman Paşa Farkı” nın ne olduğunu çok iyi araştırmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları