Ülkücü irâde…
Sn. Genel Başkan Devlet Bahçeli ve yönetimi!
8 Nisan'da ilgili mahkemenin MHP tüzük kurultayı için hukukî veya değil herhangi bir gerekçe ile 'olumsuz' karar verdiğini ve kurultaya gerek olmadığını açıkladığını varsayalım… Olmaz ya, haydi bir ân öyle varsayalım…
Ne yapacaksınız?
Elinizde demir âsâ, çarıklarınızı giyip derhal yollara mı düşeceksiniz?
Şehir şehir, kasaba kasaba, köy köy, mahalle mahalle, sokak sokak, hâne hâne Ülkücü Hareketi mi anlatacaksınız?
"Bunca yıldır yapamadık / yapmadık ama aklımız başımıza geldi, baktık pabuç pahalı biz de düştük yollara" mı diyeceksiniz?
Nerede unutulmuş bir ülkücü varsa gidip bulacak ve kucaklayacak mısınız?
Fırat'ın cenâzesine bile katılmayan siz Sn. Genel Başkan, bundan dolayı Ülkücülerden özür mü dileyeceksiniz?
Bütün cenâzelerimize omuz verecek, bütün kabirlerimizi ziyâret mi edeceksiniz?
"İktidar her sıkıştığında yanında oldum, bundan sonra yalnızca MHP'nin varlığı, bekâsı ve iktidârı için siyâset yapacağım" mı diyeceksiniz?
"Eğer bundan sonraki seçimlerde başarılı olamazsam iki gözüm önüme aksın ki istifa edecek, yeni Genel Başkana ve yönetimine yardımcı olacağım" mı diyeceksiniz?
Bir seçim başarısızlığı yaşarsanız, il-ilçe başkanlarını ve yönetimlerini, sandık görevlilerini, santral memûrelerini, kat görevlilerini, medyayı, suçlamak yerine, sorumluluğu yönetiminizle birlikte üzerinize mi alacaksınız?
"Haftada yalnızca bir gün, yalnızca Salı günleri yokmuş, Pazartesi, Çarşamba, Perşembe, Cuma, Cumartesi, Pazar da varmış, bunu yeni fark ettim" mi diyeceksiniz?
"Bundan sonra hiç ama hiç kimse ne bana ne de bir başka ülkücüye hakâret edemez, ağzı salyalılar diyemez" diyerek yeni bir racon mu keseceksiniz?
"Söz size bir daha öyle rakamlarla falan oynamayacağım, bir daha rakamlarla mizah malzemesi olmayacağım" mı diyeceksiniz?
"Hangi makam için adaylık söz konusu olursa olsun, çıkaracağımız aday ülkücü bir aday olacak, kimsenin tavsiyesi ile bize dayatılan hiç kimseyi aday yapmayacağız, hiç bir ülküdaşımızı kendi mevkîlerimiz için tehdit görerek dışlanmasına sebep olmayacağız" mı diyeceksiniz?
Hasbe'l kader bir kongrede karşınıza çıkarak aday olan ya da aday olmak isteyenleri bundan gerû, ajanlıkla, CHP'lilikle, Saray'ın adamı olmakla, cemaatçilikle, bilmem nereden maaş almakla suçlamayacağınıza dâir söz mü vereceksiniz? Aday olana destek veren, oy veren il teşkilâtlarını odanızın lâmbasını kapatır gibi kapatmayacak mısınız?
Gazeteciler size partinizden bir ismin meselâ Meclis Başkanlığı adaylığının çok konuşulduğunu söylediğinde sinirlenip, "O isim fazla konuşulmaya başlandı" demek yerine, "Tabii ki, Meclis Başkanı olmasından gurur duyarım" mı diyeceksiniz?
Haydi, bütün bunları yaptınız diyelim, yapmazsınız, yapamazsınız da, haydi yaptınız diyelim…
Dilinize vird edindiğiniz o 'ülkücü irâde' var ya!
Hani o, Denizli'de, Uşak'ta, Manisa'da, Tekirdağ'da, Edirne'de, Aksaray'da, Elazığ'da, Çorum'da, Samsun'da, Tokat'da, Sivas'ta, Gümüşhâne'de, Bayburt'ta binlerle, on binlerle ayağa kalkan ve bütün teşkilâtlarınızda size karşı kıyâm eden 'ülkücü irâde'…
Size sormayacak mı?
"Bizi neden yok saydınız?" diye sormayacak mı!..
Size sormayacak mı?
"O imzâları biz verdik, hür irâdemizle, ülkücü irâdemizle verdik, siz neden bizi kongre salonuna değil de, mahkemeye dâvet ettiniz" diye sormayacak mı!..
Size sormayacak mı?
"Biz sizin Genel Başkan seçildiğiniz kongrede delege seçildik, yani Ülkücü irâdenin tercihiyle sizin Genel Başkan seçildiğiniz kongrede delege seçildik, o kongre yalnızca sizi Genel Başkan seçmedi, internet sâhifelerindeki rezillikleriyle Ülkücü irâde nin başını öne eğen, Ülkücü irâdeyi mahçup eden yönetiminizi seçmedi yalnızca o kongre, bizi de delege olarak seçti, oysa biz sizi ve Ülkücü irâdeyi hiç mahcup etmedik, neden bizim imzâlarımıza saygı duymadınız da mahkemenin yolunu gösterdiniz bize" diye sormayacak mı sanıyorsunuz!..
Sormayacak sanıyorsanız eğer, fenâ hâlde yanılıyorsunuz…