Ülkenin geleceğinde hangi görüş hâkim olacak?
Hemen söyleyeyim. Çağdaşlığı benimsemiş milliyetçilik. Türkiye’nin geleceğine hâkim olacak görüş budur.
CHP çağdaşlığı benimsemiştir. Ancak açılım politikalarına benzer söylemleri dile getirdiği müddetçe, HDP’ye göz kırptığı sürece milliyetçilik iddiasında bulunamaz. Bunlar Atatürk’ün söylem ve eylemlerinde de hiçbir zaman olmamıştır. Atatürk, ülkenin Türk kimliğinden ve bütünlüğünden asla taviz vermeyen, Türklüğe gönülden bağlı bir Türk milliyetçisi idi. CHP, Atatürk çizgisine dönerse Türkiye’nin geleceğinde yer alabilir. Aksi takdirde % 20’lerin de altına düşen bir kıyı (marjinal) partisi olur.
İYİ Parti, milliyetçiliği benimsemiş bir partidir. Çağdaşlık konusunda yalpalamayı bırakır; laik, çağdaş, Atatürkçü çizgisini açık ve sürekli bir şekilde vurgularsa Türkiye’nin geleceğinde yer alabilir. Aksi takdirde AKP’ye destek veren MHP’den hiç farkı kalmaz. Bu durum zaten partinin çıkış ve kuruluş felsefesine de aykırıdır.
MHP, milliyetçi olduğunu iddia eden bir partidir. Ancak siyasal İslamcı bir parti olan AKP’ye verdiği destek, MHP’nin milliyetçiliğini sorgulanır hâle getirmiştir. AKP’ye verdiği destek dolayısıyla MHP, çağdaş değerler konusundaki duyarlılıklarını da kaybetmiş görünüyor. Bu tutumu devam ettiği sürece MHP de ancak bir kıyı partisi olarak siyasi hayatına devam edebilir. AKP’yi desteklemekten vazgeçtiği ve çağdaş değerleri benimsediği takdirde MHP de Türkiye’nin geleceğinde söz sahibi olabilir.
AKP’yi konuşmaya gerek yoktur. AKP, siyasal İslamcı ve yanlış muhafazakârlık anlayışı dolayısıyla oylarını kaybetmeye devam edecektir. Kaybedecektir çünkü Türkiye Türklerinin gidiş yönü çağdaşlığa ve milliyetçiliğe doğrudur. Laikliği, çağdaşlığı ve Atatürk’ü reddeden muhafazakâr anlayış Türkiye’nin geleceğinde olmayacaktır.
Zafer Partisi hem milliyetçi hem çağdaştır. Doğru ve kucaklayıcı politikalarla kendini hissettirebilir, duyurabilirse Türkiye’nin geleceğinde önemli rol üstlenebilir.
HDP/Yeşil Sol, bölücülüğü benimsediğini ve Atatürk’e, Lozan’a karşı olduğunu artık saklamıyor. Türklüğü benimsemiş olan Kürt kökenli vatandaşlarımız da onları bırakacaktır. HDP de bölücü politikalar üreten bir kıyı partisi olmaya mahkûmdur.
Çeşitli adlarla faaliyet gösteren sosyalist partilerin çağdaş oldukları şüphesizdir. Ancak Atatürkçülük iddialarına inanmak mümkün değildir. Atatürk sosyalist veya komünist değil, tam bağımsızlıkçı bir Türk milliyetçisi idi. Esasen tam bağımsızlık, Türk milliyetçisi olmanın vazgeçilmez şartlarından biridir. Sosyalist partiler, bölücülüğe göz kırpmaktan, onlarla iş birliği yapmaktan vazgeçerler, Türklük değerlerine bağlanırlar ve Atatürk’ün tam bağımsızlık / milliyetçilik fikrini öne çıkarırlarsa Türkiye’nin geleceğinde yer alabilirler.