"Ülkede gündem olan bir cinayette, katilin üstü neden aranmaz?"

"Ülkede gündem olan bir cinayette, katilin üstü neden aranmaz?"

Milliyet gazetesi yazarı Özay Şendir, evinin önünde kalbinden bıçaklanarak hayatını kaybeden Ceren Özdemir'in katilinin gözaltına alındığı esnada skandal bir hataya imza atıldığını belirtti.

Ordu'da evinin önünde kalbinden bıçaklanarak hayatını kaybeden Ceren Özdemir'in katili Özgür Arduç'un gözaltına alındığı esnada skandal bir hataya imza atıldığı belirtildi. Milliyet gazetesi yazarı Özay Şendir, o olayın perde arkasındaki hatayı kaleme alarak aktardı. 

Şendir, katilin gözaltına alındığı esnada üzerinin aranmadığını ve gözaltı esnasında iki polisin yaralanmasında ihmal olduğunu belirtti. Şendir, gözaltına alınan katilin üzerinin aranmadığını belirterek," O an tüm ülkede gündem olan bir cinayetin işlendiği şehirde, gözaltına aldığı bir şahsın üzerini nasıl aramaz polis?" ifadelerini kullandı.

İşte Şendir'in o yazısı:

"Ceren’in katledildiği cinayette kimsenin fark etmediği büyük bir skandal daha var.

Resmi açıklamada dendi ki, “Ceren’in katili gözaltına alınırken, direndi ve o sırada iki polis memurunu yaraladı”.

Öyle değilmiş aslında mesele...

Cani ifadesinde şöyle anlatıyor durumu:

“İki polis beni alarak arabaya bindirdi. Biri yanıma oturdu. Diğeri aracı sürüyordu. Biz hareket halindeyken cebimdeki bıçağı çıkardım. Amacım, bıçağı polislerin boğazına sokmaktı. Bıçağı yanımda oturan polisin boğazına sokacağım esnada kendisi bana döndü ve bu sebeple bıçağı göğsüne soktum. Aracı süren polis, aracı durdurdu. Bıçağı elimden almaya çalıştılar. Alan dar olduğundan polislere bir daha bıçak vuramadım. Bıçağı elimden aldılar.”

O an tüm ülkede gündem olan bir cinayetin işlendiği şehirde, gözaltına aldığı bir şahsın üzerini nasıl aramaz polis? Ve daha önemlisi, bir meslektaşı hayati tehlike yaşarken, polis neden belindeki silahı kullanmaz?

Soruları sordum ama cevaplarını da vereyim:

Polis teşkilatı mensupları, silah kullandıkları zaman, çok uzun ve genellikle tek başlarına kalacakları bir yargılama süreci yaşayacaklarını düşünüyor ve bu yüzden mümkün olduğunca silah kullanmıyorlar.

Bir zamanlar çok kolay silah kullanımına karşı çıkarılmış yasalar var, o yasalar gereksiz değil ama polise hakları doğru öğretilmeli.

Tıpkı bir şüpheliyi araca almadan önce üst aramasının mutlaka yapılması gerektiğinin öğretilmesi gerektiği gibi.

Yıllarca FETÖ’nün örgütlendiği Emniyet Teşkilatı, temizlik başladıktan sonra doğan boşluğu doldurmak adına eğitim süreçlerini hızlandırdı ama belli ki meslek içi eğitimin devam etmesi gerekiyor.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’nun bu zafiyetin üzerine gideceğini ve başka tür açıklamalarla sorunu saklama çabasını hoş karşılamayacağını umuyorum..."