Bünyamin Öztürk / Yeniçağ
Ankara'nın içme su şebekelerine Kızılırmak suyunun dahil edildiğini geçen günlerde Büyükşehir Belediye Başkanı Melih Gökçek'in açıklandığını, bu suda ağır metal ve sülfat bulunduğunu ifade eden Türkiye Mimar ve Mühendisler Odaları Birliği (TMMOB) Kimya Mühendisleri Odası Başkanı Ali Uğurlu, kentteki su arıtma teknolojilerinin de yetersiz olduğunu söyledi. Ankara'da şebeke suyuna yüzde 30 Kızılırmak, yüzde 70 diğer rezervlerden su verildiği belirten Uğurlu, şöyle dedi:
"Kızılırmak suyunda sülfat ve metal var. Sülfat, İvedik'te bulunan arıtma teknolojisi ile arıtılamıyor. ASKİ'nin verilerine göre, şu an barajların doluluk oranı yüzde 16'lara düşmüş durumda. Böyle giderse, şubat ayında Ankara'da içme suyu kalmıyor. Ankara'nın su sorunu kötü yönetim nedeniyle çözülemedi. Böyle devam ederse Kızılırmak suyu daha fazla verilecek. Dolasıyla ishal gibi benzeri vakalar daha da artacak."
Ankara'nın su sorununu defalarca TBMM gündemine taşıyan tıp doktoru kökenli CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ise ağır metal ve sülfatın insan vücudunda kronik hastalıklara neden olduğunu belirtti. "Bu tip hastalıklar bir anda ortaya çıkmaz ve zamanla belirtisini gösterir" diyen Emir, şunları kaydetti: "Sülfat ve ağar metal birçok hastalıkların ortaya çıkmasına neden olur. Vücudun kritik organlarında birikirler ve şekerden tutun böbrek hastalığına kadar birçok kronik hastalığa sebep olurlar. Bunların kanserojen etkileri de söz konusudur. Özelikle hücre yapısını bozmaları nedeniyle vücudun her yerinde hastalık oluşturma potansiyeline sahiptirler."