Macaristan'da milliyetçi Başbakan Viktor Orban genel seçimlerden daha da güçlenerek çıktı.
Genel başkanı olduğu Fidesz ve küçük ortağı Hristiyan Demokrat partinin yüzde 48.8 oyla birinci çıkmasının kesinleşmesinin ardından konuşan Orban, seçim sonucunu "tarihi zafer" olarak tanımladı.
Diğer siyasi partilerin oy oranları Fidesz'in oldukça gerisinde kaldı. Bir diğer sağ milliyetçi parti Jobbik'in oy oranı yüzde 20, Sosyalist Parti öncülüğündeki sol ittifakın ise yüzde 12 civarında oldu. Yeşiller oyların yüzde 7'sini topladı. Yurt dışında yaşayan Macarların oyları henüz sayılmadığından resmi kesin sonucun önümüzdeki günlerde açıklanması bekleniyor.
Jobbik Genel Başkanı Gabor Vona sonuçların açıklanmasının ardından görevinden istifa etti.
KATILIM ORANI ARTTI
Seçime katılım oranı yüzde 69.26 ile dört yıl önceki katılımın 7 puan üzerinde oldu. Seçim sandıklarında uzun kuyruklar oluştuğundan nihai olmayan sonuçların alınması zaman aldı.
Katılım oranının yüksek çıkması Fidesz'in oy kaybına uğrayabileceği şeklinde yorumlanıyordu. Ancak Orban'a verilen destek, parti içindeki beklentilerin dahi ötesinde oldu.
Bu sonuca göre Fidesz liderliğindeki ittifak, parlamentoda üçte ikilik çoğunluğu elde etme başarısı gösterdi.
Böylece üç dönem üst üste iktidar olmayı başaran Orban'ın partisi Fidesz, 2010 ve 2014 yıllarındaki seçimlerde de üçte ikilik çoğunluğu yakalamıştı. Ancak 2015'teki ara seçimlerde bu üstünlüğünü kaybetti.
Orban ilk sonuçların alınmasının ardından destekçilerine hitaben yaptığı konuşmada "sonucun Macarlara kendilerini ve Macaristan'ı savunma imkânı yarattığını" söyledi.
IRKÇILIKLA SUÇLANIYOR
Fidesz 2010 yılında iktidara gelmişti. Milliyetçi ve göç karşıtı politikaları nedeniyle eleştirilen Orban, muhalifler tarafından hukukun üstünlüğü ilkelerini ihlal etmekle suçlanıyor.
Orban'ın mülteci politikasındaki sert tutumu, yargıya yapılan müdahale ve basın ve fikir özgürlüğünün kısıtlanması, Macaristan'ın Avrupa Birliği'ndeki (AB) ortakları tarafından eleştirilmesine neden oluyor. Fidesz iktidarı Macar asıllı ABD'li milyarder George Soros tarafından finanse edilen sivil toplum örgütlerine karşı takındığı tavır nedeniyle de eleştiriliyor. Birleşmiş Milletler temsilcileri Orban'ı ırkçılık ve yabancı düşmanlığı ile suçluyorlar.
AŞIRI SAĞCI AVRUPALI LİDERLER SEVİNDİ
Avrupa aşırı sağı ise Orban'ın zaferini sevinçle karşıladı. Fransız sağının lideri Marine Le Pen, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda "AB tarafından uygulanan değerleri tepetaklak etmenin ve kitle göçünü teşvikin bir kez daha reddedildiğini" yazdı.
Hollandalı Geert Wilders ise Orban'ın "muhteşem" bir sonuç aldığını belirtti.
GÖÇ KARŞITLIĞI GEÇER AKÇE
Seçim kampanyasının son haftalarına Orban'ın yakın çevresinde yer alan politikacılara yönelik yolsuzluk suçlamaları damgasını vurmuş, Orban da karşıtlarıyla açık oturumlara katılması ve bağımsız medyaya konuşması için yapılan çağrıları geri çevirmişti.
Orban özenle hazırlanan seçim kampanyası konuşmalarında göç karşıtı mesajlarını dile getirmeyi tercih etmiş, seçmenleri kitle göçü karşısında uyarmış ve ulusal egemenlik ve "Hristiyan Avrupa'nın" savunucusu imajını işlemişti.
Policy Solutions adlı düşünce kuruluşundan Andras Biro-Nagy, AFP'ye yaptığı açıklamada "günümüzün Macaristan'ında göçün en önemli konu hâline geldiğini" söyledi. Biro-Nagy "Orban'ın 15 Mart'ta muhaliflerine söylediklerinin ciddiye alınması gerektiğini" belirtti. Orban seçimden sonra karşıtlarını "ahlaki, siyasi ve hukuki önlemlerin beklediğini" söylemişti.