Üçüncü çeyrek büyüme analizi
2023 üçüncü çeyrek (Temmuz-Ağustos-Eylül) döneminde Gayri Safi Yurt İçi Hasıla geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,9 oranında büyüdü. 2022 yıl aynı çeyrekte büyüme oranı yüzde 4,1 olmuştu.
Yine GSYH bir önceki çeyrek olan, 2023 ikinci çeyreğine göre de yüzde 0,3 oranında büyüdü.
OECD 2023 küresel büyüme oranını yüzde 2,9 olarak tahmin ediyor. 2023 üçüncü çeyrekte Çin’de büyüme yüzde 4,9 ve Meksika’da 3,3 oldu. Dünya ile karşılaştırırsak Türkiye’nin yüzde 5,9 büyümesi başarıdır. Elbette büyüme kadar istikrarlı büyüme de önemlidir.
Bugünkü koşullarda, istikrarlı büyüme sağlamak zor görünüyor. Zira; demokratik ve hukuki altyapı sorunu var, güven yok, yatırım ortamı yok. Dahası üretimde ithal girdi oranı yüksek olduğu için Türkiye cari açıkla büyümek zorundadır.
Sektörler itibarıyla;
Tarım sektöründe büyüme yok. Bu durum gıda ithalatı ve dış ticaret açığının artmasına neden olur.
Sanayi sektöründe geçen sene aynı çeyrekte eksi büyüme vardı. Bu sene yüzde 5,7 büyüme oldu. Bu büyümede geçen yılın eksi 1,1 büyümesinin baz etkisi de var.
Sektörler içinde en fazla büyüyen sektör inşaat sektörü oldu. İnşaat sektöründe geçen sene aynı dönemde eksi 13,6 oranında daralma vardı. Bu seneki yüksek büyümenin bir nedeni baz etkisi, bir nedeni de Güneydoğu’daki depremdir.
Deprem nedeniyle hem inşaat faaliyetleri arttı; hem de hasar kaldırma, riskli binaları yıkma da büyümeye yansıdı. Çünkü hasar kaldırma ve riskli binaları yıkmak için makine ve insan çalıştı. Bu çalışmalar ile katma değer yaratıldı ve büyüme arttı.
Net bir örnek vereyim; Bir binayı yıkarsanız servet kaybı olur. Ama aynı zamanda bu binanın yıkılmasında makine ve işçi çalışır. Bunlara yapılan ödemeler katma değer ve büyümeye yansır.
Bu nedenle bir ülkenin kalkınması için büyüme gerekli ve fakat aynı zamanda yaratılan katma değerin dağılımı ile büyümenin refah artışına yol açması gerekir. Binanın yıkılması refah artışı yaratmaz.
Kalkınma büyümeyi de içine alır ve fakat kalkınmanın temel kuralı sosyal değerlerin iyileşmesi ve insani gelişmenin sağlanmasıdır.
Finans sektörü üçüncü çeyrekte geçmiş yıllardaki yüksek büyümeyi sağlayamadı. Nedeni Merkez Bankası’nın bankaları kur korumalı mevduattan çıkışa ve eksi reel faizli devlet iç borçlanma senetleri almaya zorlamasıdır.
///////////////////////
///////////////////////
Harcama yöntemi ile GSYH’da büyümeyi yine toplam talep etkiledi. Hane halkı tüketimi yüzde 11,2 oranında büyüdü.
Tüketim artışının iki kaynağı var; Birisi popülist politikalar, bütçeden hane halkına yardım I ve II başlıkları altında dağıtılan karşılıksız paralardır. Diğeri de faizlerin enflasyonun altında kalmış olması ve halen eksi reel faizin devam etmesidir. Bu nedenle TL’den kaçış tüketimi artırmıştır.
Cari açıkla büyüme sorununa gelince; Büyümenin her zaman ve her ülkede cari açık yarattığını söylemek doğru olmaz. Bunun en iyi örneği Çin’dir. Çin birkaç yıl öncesinde dünyanın en yüksek büyüme hızına sahip bir ülkedir. Buna rağmen sürekli cari fazla vermiştir.
Türkiye’nin cari açıksız büyümesi için üretimde kullandığı ithal girdi oranını düşürmesi gerekir. Bunun için de yatırımlara yüksek teşvik vermelidir. Gerekirse geçici olarak ithal girdi yerine ara malı üretmek için devlet piyasaya girmelidir. O zaman hem dış açıklarımız azalır, hem de daha yüksek büyüme sağlarız.