İran’ın İsrail’e yönelik gerçekleştirdiği gece saldırısının ardından, birçok uluslararası hava yolu, uçuş rotalarında büyük değişiklikler yapmak zorunda kaldı. Bu durum, Avrupa ve Kuzey Amerika’dan Körfez ve Güney Asya’ya giden uçuşların güvenliğini tehdit etti, yolcuları da zor durumda bıraktı.
Özellikle Paris’ten Mumbai’ye giden bir uçağın, 8 saatlik yolculuğun ardından yeniden Paris’e dönmesi, bu kaosun çarpıcı bir örneğini oluşturdu.
Normalde Türkiye’nin güneydoğusundan geçerek Irak ve İran üzerinden ilerleyen uçaklar, bu kriz nedeniyle rotalarını değiştirmek zorunda kaldı. İran’dan fırlatılan füzeler nedeniyle Irak ve İran hava sahaları kapatılırken, Ürdün hava sahası da geçici olarak uçuşlara kapatıldı.
Uzmanlar, bu durumun, bölgedeki güvenlik endişelerinin artmasından kaynaklandığını ve uluslararası hava trafiğinin ciddi şekilde etkilendiğini belirtiyor.
MALİYETİ ÇOK YÜKSEK OLDU
Bu kaosun en dikkat çekici örneği, Air France’ın AF218 sefer sayılı uçağı oldu. Airbus A350, Charles de Gaulle Havalimanı’ndan dört saatlik bir gecikmeyle havalandı. Ancak Irak hava sahası kapanınca, uçak geri dönmek zorunda kaldı. Sonuç olarak, yolcular, başlangıç saatinden 12 saat sonra tekrar Paris’e ulaştı. Bu tür durumların, hava yolu şirketleri için büyük maliyetler doğurduğu belirtiliyor.
Air France’ın bu seferinin yanı sıra, birçok uçuş da yeni rotalara yönlendirildi. Uçaklar, Mısır üzerinden Suudi Arabistan'ın iç bölgelerine gitmek zorunda kaldı. Bu uzun rotalar, bazı uçakların yakıt ikmali yapmasına ve birçok seferin iki ila üç saat gecikmeli olarak varış noktasına ulaşmasına neden oldu. Emirates ve Qatar Airways gibi havayolu şirketleri, bu süreçten en çok etkilenenler arasında yer aldı.
SOSYAL MEDYADAN YARDIM ÇAĞRISI
Yolculukları etkileyen değişiklikler, pek çok yolcunun aktarma uçuşlarını kaçırmasına yol açtı. Özellikle Dubai’ye gitmek için Viyana’ya yönlendirilen bir yolcu, sosyal medyada yardım çağrısında bulundu: “Bağlantılı uçuşumuzu kaçırdık, yardım edin lütfen.” Uzmanlar, bu tür durumların yolcular üzerinde yarattığı stresi ve maddi kayıpları vurguluyor.
Bölgedeki hava trafiğinin geleceği hakkında uzmanlar, bu tür olayların, hava yolu şirketlerinin kriz yönetim planlarını gözden geçirmesine neden olacağını belirtiyor. Uçuş güvenliği ve yolcu memnuniyeti açısından daha esnek stratejilerin geliştirilmesi gerektiği ifade ediliyor.