Dini bilgiler veriyorlar, menkıbeler anlatıyorlar, izleyenlerden gelen sorulara yanıt veriyorlar..
Sorular kısmı bir hayli problemli..
Buram buram bilgisizlik kokuyor..
Cahillik haykırıyor...
Belli ki; İslam'ı okuyarak değil, orada burada söylenenleri duyarak öğrenmişler..
Veya öğrendiklerini zannetmişler..
Bir örnek vereyim gerisini siz düşünün..
Soru şu; İftarda ciğer yersem orucum sakatlanır mı?
(...)
Televizyondaki hocalara benim de bir sorum var..
Yanıt verirler mi bilmiyorum..
Şöyle ki..
Allah bu dünyayı bizler için özene bezene yarattı.. Doğayı korumamız, doğadan yararlanmamız gerekir..
Bir sahil şeridi düşünün.. Ağaçlık, yeşillik alan denizle kucaklaşıyor.. Bir gün birileri geliyor.. O yeşili tahrip ederek duvar gibi binalar dikiyor..
20-30 katlı.. Kimi beton kimi cam.. Oteller, rezidanslar.. Sıra sıra.. Denize sıfır..
İnsanların denizle olan temasını kesiyor..
Allah'ın yarattığı o güzellik yok olup gidiyor..
Sorum şu; insanları bu güzellikten mahrum etmek günah mıdır, değil midir?
Örnek ver derseniz.. Çok!.
Mehmet Tezkan Milliyet
***
Ahlaksız dindarlık(!)
------
"Asıl olan, ibadetlerin helal parayla yapılmasıdır. Bununla birlikte haram parayla hacca giden kişinin haccı sahih olup, üzerinden hac yükümlülüğü kalkmış olur" fetvası, ibadeti artı bir değer olmaktan çıkarttığı gibi sorumluluk kavramını da tartışmalı hale getirmektedir. Ahlakın ve ibadetlerin merkezine, sorumluluk kavramını koymadan, evrensel nizama iten insani kaygıyı oluşturamayız. Son tahlilde ibadetler birer vasıtadır; amaç güzel ahlaktır.
Ayşe Sucu Sözcü
***
Çöl kültürü
--------
Şarkıcı Tarkan Meclis'teki "Zeytin Ağacı Koruma Kanunu" değişikliğine anlamlı bir tepki verdi "Rant için zeytin ağaçlarına kıymayın" dedi. Sanayi Bakanı Fikri Özlü de cevaben dedi ki:
- Tarkan'ın zeytinlikleri mi varmış, ne yapacakmış zeytinlikleri?
(...) bu iktidarı oluşturanlar insanların ülkelerini, doğasını, ağaçları, hayvanları, çiçekleri, dağları, ovaları, suları, toprakları sevebileceğini tahayyül edemiyor. Sevgi damarları körelmiş. Vardır bir çıkarları diye düşünüyorlar.
Bir şeyin o andaki parasal değeri hariç hiçbir değer ölçüleri yok. Bunun adı "Çöl Kültürü"dür..
Melih Aşık Milliyet
***
Ne zaman...
+++
Diyanet'in Din İşleri Yüksek Kurulu'na sormuşlar:
"Haram parayla hac olur mu?"
*
Din İşleri Yüksek Kurulu da...
"Pek uygun değildir ama hac geçerli olur" diye cevap vermiş.
*
Oysa Din İşleri Yüksek Kurulu...
"Haram parayla hac olur mu?" sorusuna şu cevabı vermeliydi:
"Şu merak ettiğin şeye bak! Haram para ile haccı aynı anda düşünebilen kirli bir muhayyileyle bizim hiç işimiz olmaz... Yürü git işine a be sersem herif."
*
Çok merak ediyorum:
Din İşleri Yüksek Kurulu, bu tür buram buram saçmalık ve buram buram hikmetsizlik kokan soruların hak ettiği cevabı vermeyi ne zaman öğrenecek?
Ahmet Hakan Hürriyet
***
Müslümana yakışan...
++++
Müslümana her şeyin en iyisi yakışır sözü yanlıştır. Doğru olan sözler şunlardır: Müslüman her şeyin en doğrusunu ve iyisini yapar... Müslüman kanaatli yaşar... İsraf haramdır... Allah israf edenleri sevmez... İnsanların rütbe ve derece itibarıyla en büyüğü olan Resulallah (Salat ve selam olsun ona) mütevazı bir hayat sürmüş, israftan ihtişamdan uzak durmuştur... Mesken, otomobil, mobilya, cep telefonu gibi şeyleri statü haline getirmek Müslümana yakışmaz... Her şey ihtiyaca göre edinilmelidir...
Mehmed Şevket Eygi Milli Gazete
***
KARİKATÜR: LATİF DEMİRCİ/HÜRRİYET