Tuzaklar içindeki Orta Doğu ve Katar!
Gerçekten de, topraklarımızın içinde bulunduğu Orta Doğu çok uzun yıllardan beri "tuzak-tuzak içinde" bir yapıya sahip olduğunu, bir kez daha kanıtlamış bulunuyor.
Hangi devletin, kimin topraklarında gözü olduğu hep değişkenlik yaşandığı için kesin olarak belli olmuyor.
Ancak, ABD'nin dolayısıyla İsrail'in hedefinin belli olduğu apaçık anlaşılıyor. Hatta ABD; Genişletilmiş Büyük Orta Doğu Projesi ile bütün gayesini ve yıllara yayılmış emperyal planını öteden beri açık açık deklare ediyor.
Kimi vakit, projesine ortak olarak Türkiye'yi, Mısır'ı, Ürdün'ü ve Suudi Arabistan'ı bile gösteriyor. Düşmanlarını ise biteviye değiştiriyor.
Yani sanki satranç tahtasında oynarcasına piyonlara hükmediyor.
Tabii ki, geleneksel müttefiki İsrail ve İngiltere başta olmak üzere kendini Batılı ülkelere desteklettiriyor.
Bu "kanlı satranç"ın en "iğrenç" evresi ise ABD'nin terörist örgütlerle birlikte savaşa girmesi ve üstelik orijini yine terörist olan bir güçle savaşması gösteriliyor.
Sözüm ona, süper Amerika'nın teröristlerle iş birliği yapıp yine teröristlere saldırması ve şimdilik olsa da başarılı olmaması da dikkatlerden kaçmıyor.
Aslında, sahada ABD ve müttefikleri başta olmak üzere Rusya, Türkiye, İran, Suudi Arabistan ve Katar'ın önemli roller oynadıkları da göz ardı edilmiyor.
Bu meşum projenin temelinde de "mezhep kavgaları" yatması başka bir endişe doğuruyor.
Katar ne yapmak istiyor?
Söz Katar'dan açılmışken, Irak ve Suriye'nin kuzeyinde oynanan oyunları bir yana bırakarak Emir Sani'nin gizemli ülkesinde yaşananlardan da bahsetmemiz gerekiyor.
Her şeyden önce, Katar Emiri Şeyh Temim'in dedesi Halife bin Hamad'ın bu ay içinde 84 yaşında hayatını kaybettiğini hatırlatmamız icap ediyor.
1932 yılında doğan Halife bin Hamad Al Sani, 1960 yılında veliaht prens ilan edilerek ve Katar'ın bağımsızlığından beş ay sonra Şubat 1972'de ağabeyinden tahtı devralıyordu.
İstanbul'da görüşme fırsatı bulduğumuz Halife bin Hamad, 1995 yılında İsviçre'nin Cenevre kentindeyken oğlu Hamad bin Halife tarafından kansız bir saray darbesiyle tahtından uzaklaştırılıyordu.
2004 yılına kadar yurt dışında yaşayan Halife bin Hamad, kendisine darbe yapan oğlu ile barışarak 2004 yılında ülkesine dönüyordu.
"El Cezire" televizyon kanalının Arap Baharı'nda oynadığı rolle tanınan Katar'ın eski emiri şeyh Halife Bin Hamad El Sani'nin ölmesi, Katar'ın bir kez daha dünya sahnesine gelmesine neden olurken bin Hamad'ın döneminde, Katar'ın kuzeyinde dünyanın en büyük gaz rezervlerinden birinin keşfedildiği ve Katar'ın petro karbon ile doğal gaz gelirlerini yabancı enerji şirketleriyle yapılan anlaşmalarla yükselttiği yeniden dile getiriliyor.
Bu arada Katar Emiri Şeyh Temim bin Hamad el Sani'nin Cumhurbaşkanı Erdoğan'la çok yakın dost olduğu da biliniyor.
Petrol ve doğal gaz zengini olan 2.5 milyon nüfuslu Katar'ın AKP dönemindeki ülkemizle ilişkileri dikkatleri çekmeye devam ediyor.
Özellikle, sık sık karşılıklı ziyaretler yapan Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Emir Sani'nin "Arap Baharı" kararında öncülük ettikleri de öne sürülüyor.
Öte yandan, Emine Erdoğan'ın da, eşinden ayrı olarak 14 Şubat 2009'da Katar'a giderek bir konferansa katıldığını Katar Emiri'nin annesi Şeyha Moza'nın Gaziantep'e gelerek Suriyeli mültecileri ziyaret ettiğini ayrıca Emir'in eşi Mozah'ın da defalarca İstanbul'a geldiği medyada yer alıyor.
Nereden bakılırsa bakılsın, tuzaklar içindeki Orta Doğu'nun önemli aktörlerinden Katar Emiri Sani'nin "Türkiye muhabbeti" ileride ortaya çıkacak veya açıklanacak çok ağırlıklar taşıyor.