Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ ve TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) Başkanı Mustafa Koç, sivil anayasa konusunda hükümete yüklendi, endişeleri giderme çağrısı yaptı ve laiklik uyarısında bulundu.
Sabancı Center'da bu yıl üçüncüsü gerçekleştirilen YİK toplantısının açılış konuşmasını Mustafa Koç yaptı. Koç, daha önceki eleştirilerinin ardından hükümet kanadından aldıkları tepkilere karşı temkinliydi...
Çağdaş toplumlarda sivil toplum örgütlerinin hükümetleri izlemek, icraatlarını değerlendirmek, eleştiri ve uyarılarda bulunmak gibi görevlerinin bulunduğunu söyleyen Mustafa Koç, buna tahammül edemeyen siyasetçilerin çağdaş demokrasinin gereklerini benimsemediklerini ortaya koyacağını söyledi.
TÜSİAD'ın anayasa sürecini, hükümet icraatlarını çok yakından takip edeceğini kaydeden Koç, "Mevcut hükümet programının parti programının gerisinde olması bu izleme faaliyetinin önemini daha da artırıyor" diye konuştu.
Koç: "Yeni laiklik tanımı peşinde koşulmamalı"
Mustafa Koç, hazırlıkları süren sivil anayasanın sadece iktidar partisi AKP'nin elinden çıkmaması gerektiğini belirterek "geniş bir uzlaşma" çağrısı yaptı. Koç ayrıca, "Yeni laiklik tanımlarının peşinde koşulmamalı" diyererek ifade özgürlüğü ve demokrasiye vurgu yaptı.
Mustafa Koç, yeni anayasanın Cumhuriyet'in temel ilkelerine sahip çıkan, Batı normlarında bir özgürlük anlayışını benimseyen, laik, demokratik bir siyasal yapı öngören, toplumsal kesimleri birleştiren nitelikte olmasının önemine işaret etti.
"Ayrışma ve kutuplaşma düşünülemez" diyen Koç, bunun içte ekonomik ve sosyal sorunların çözümünü güçleştireceğini, ayrıca Türkiye'nin dış itibarını ciddi biçimde zedeleyeceğini ve ülkeyi zayıf düşüreceğini kaydetti.
Koç, "Yeni anayasanın sadece iktidar partisinin elinden çıkmamasını, geniş bir uzlaşmanın ürünü olmasını fevkalade önemsiyoruz" diye konuştu.
"Uzlaşma, olağan dönemlerde yapılan anayasa değişikliklerinin ılımlı olması gereğini de karşılayacaktır" diyen Koç, bu çerçevede yeni laiklik tanımları peşinde koşmak yerine, Türkiye'nin Batı normlarında ifade özgürlüğünün önünü açan bir siyasal rejime, gelişmiş demokratik bir işleyişe kavuşmasına odaklanmasının daha doğru olacağını söyledi.
Koç, gerek yapısal müdahaleleri gerektiren ekonomik ve sosyal sorunlar, gerekse dış dünyada meydana gelen değişimlerin, hükümetin bir an önce icraat gündemini oluşturmasını ve takvimini yapmasını zorunlu kıldığına işaret etti.
Irak'ın parçalanmasını, bölge açısından tarifsiz sorunlar yaratacak, dünyayı ciddi krizlere sürükleyebilecek bir gelişme olarak değerlendiren Mustafa Koç, "Bu bağlamda ne yazık ki müttefikimiz ABD, Kuzey Irak'ın Türkiye açısından bir terör odağı olmasına son vermek için bir türlü somut bir adım atmamaktadır" dedi.
YİK Başkanı, AB uyum sürecinin yeniden canlandırılmasının önemine de işaret ederek, Türk Ceza Kanunu'nun ifade özgürlüğüyle ilgili 301'inci maddesinin değiştirilmesinin önemini vurguladı.
Koç ayrıca, AB sürecinde Türkiye'nin eline geçen fırsatları değerlendirmesi gerektiğini, Türkiye'nin eline yeni ve çok önemli bir kozun, Fransa'nın NATO'nun askeri kanadına dönme arzusuyla geçmiş olduğunu, burada Türkiye'nin veto anahtarını, dolayısıyla da pazarlık gücünü elinde tuttuğunu kaydetti.
Yalçındağ: "Toplumun endişeleri giderilmeli"
Sivil anayasanın tüm kesimleri temsil edecek biçimde hazırlanması gerektiğini söyleyen TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, henüz ellerinde resmi bir taslak olmadığını, ancak bir tek tehlikenin altını kuvvetle çizmek istediğini kaydetti.
Yalçındağ, bu tehlikenin laiklik konusunun ön plana çıkması olduğunu, bunun da görev başındakilerin geçmiş dönemdeki eylem ve söylemlerinden kaynaklandığını belirtti.
Yalçındağ, hükümet, toplumun endişelerini gidermekte yetersiz kalırsa, tartışmaların kaçınılmaz olarak tek bir noktaya odaklanacağını ve diğer unsurlarının tartışılmasının imkansız hale geleceğini belirtti.
"En önemli prensip birleştirici, bütünleştirici olmaktır" diyen TÜSİAD Başkanı, "rejim mücadelesi sürüyor" izlenimi yaratacak bir anayasının ülkeye zarar getireceğini söyledi.