Türk-Turan Birliğinin Kuruluş Öyküsü - Necati Gültepe

Türk-Turan Birliğinin Kuruluş Öyküsü - Necati Gültepe

Bu durumlarda tek çözüm vardır o da aklın millileştirilmesi...

Aklı önceleyen filozoflar insanı şöyle tarif ederler:

"İnsanla koyun arasındaki fark şudur:

Koyun, her gün otlağa yayılıp otlar, ne bir gün öncesini hatırlar

ne de bir gün sonrasına birikim yapar. İnsanı ise tarihi olan varlıktır,

bu sebepten Geleceğe ilişkin kaygı ve düşüncesi vardır."

Türk milleti binlerce yıllık tarihi yolculuğunda

genelde aklın kılavuzluğunda yol almıştır.

Elbette ki bu uzun yolculukta zaman zaman

Büyük açmazlara düştüğü, Siyasal İslam''ın zoru ile

Girdiği skolastik mağaralardan bir türlü çıkamadığı

Dönemler olmuştur.

Bu durumlarda tek çözüm vardır o da aklın millileştirilmesi,

TÜRKLEŞTİRİLMESİDİR.

Bu TÜRK TARİHİNE geri dönüş anlamına gelir.

TÜRK TARİHİ ise bir bütündür;

Kabileci mantığı ve kafası ile tarihe bakılmaz.

Bunun için Tarihi Topluluk ve Devletleri:

"Türk''tü-Türk değildi-Türk düşmanı idi"

Diye ayıramazsınız.

Mesela Osmanlı Devleti''ni ve hükmettiği milletleri

Türklük çizgisinden çıkaramazsınız.

Bunun için Türk''ün Bilge Tarihçisi Nihal ATSIZ'' ın

Bütün öğrencilerine söylediği:

"OSMANLILAR da GÖKTÜRKLER kadar TÜRK'' tür Evladım."

Sözü yada vecizesi idraklere yerleşmeli.

Anlayacağınız öncelikle

Varlığımızı borçlu olduğumuz tarihi idrak etmeliyiz.

Tarih bir yönüyle akıldır;

Ve Türk aklının "Maya" lama özelliği vardır

Canlı varlığı (beşer) insana dönüştürmek demektir.

Demem o ki "Türk''ün Mayası" insan henüz ''sıradan bir canlı'' iken onu

insana dönüştürür.

Mayanın özelliği dönüştürme eylemidir.

Aksi takdirde, yani dönüştürmüyorsa mayadan söz edilemez.

İnsan olmak ise kendi dışındaki tüm canlara karşı sorumlu olmaktır.

Canı yanana canlı denir-canı yanan her varlık bağırır yani canlıdır.

Ama başkasının canının yandığını hissedene, onu anlayana insan denir…

Biz tarihinden geri kalmış

bir millet haline geldiğimiz için sorun yaşıyoruz.

Biz yakın geçmişe kadar FELSEFİLEŞMİŞ bir millettik.

Yani neyi, nasıl ve niçin yaptığını bilen bir millettik.

Bu idrak kül halinde halen mevcuttur.

Yoksa bu konuları ne konuşur ne de sözünü ederdik.

Ancak bu olguyu akıl ve bilgi ekseninde tekrar var etmeliyiz.

Tekrar ediyorum bu da ancak AKIL VE BİLGİYLE olur.

Akıl ve bilgiyle yol almayan kişi ve milletler

İyi niyet sahibi olsa bile en nihayetinde yok olurlar.

Şu konuda tekrar düşünün ve unutmayın.

Çağdaş bir felsefecimizin söylediği gibi:

"1774 Küçük Kaynarca Antlaşmasından bu yana

Millet olarak yaşadıklarımız

Gündüzün başına gelse gece olurdu."

Biz ise millet olarak her ne pahasına olursa olsun

Aydınlığımızı korumayı bildik.

Bunun en muhteşem şahidi İSTİKLAL SAVAŞI'' dır.

O aydınlığı besleyecek aklı ve bilgiyi devreye sokmalıyız.

Bunun için öncelikle kendi gettolarında (mahallelerinde)

Tek-tip düşünen ''kabile-aşiret''- kafasını kesinlikle bırakmalıyız.

''Beşbin yıllık Türk Tarihini

ve zorlukla muhafazaya çalıştığımız

''Vatan'' sathında, çok yönlü ve farklı düşünen ''MİLLET'' yani;

''OĞUZ HAN'' kafasıyla iş görmeye başlamalıyız.

O zaman her şey düzelir ve gerisi kendiliğinden gelir...

ATATÜRK, Türk aklını geri getirmede Son örnektir.

Günümüzden otuz yıl evvel bu gelenek tekrarlandı

En başta Alpaslan Türkeş olmak üzere

bir gurup Türkçü Aydın''ın organizasyonu ile:

"Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı"

Dünya tarihinde ilk kez; 21 Mart 1993 Cuma günü Antalya''da düzenlendi.

Sonra bu 11 kere daha tekrar etti.

Son olarak ta 17 Kasım 2007 de Bakü de düzenlendi….

Bu kurultaylara başta Türkiye olmak üzere

Bütün dünya Türklüğü aktif olarak katıldı:

Devrin Cumhurbaşkanı Turgut ÖZAL,

Özellikle Kurultayı himayesine alan

Başbakan Süleyman DEMİREL Ve hükümeti,

Muhalefet partilerinin Başkanları

Erdal İNÖNÜ ve Bülent ECEVİT,

Azerbaycan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Ebülfez ELÇİBEY;

Kazakistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Nursultan NAZARBAYEV,

Kırgızistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı Askar AKAYEV,

K.K.T.C. Cumhurbaşkanı Rauf DENKTAŞ,

Özbekistan Cumhuriyeti Devlet Başkanı İslam KERİMOV ve

Türkmenistan Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Saparmurat NİYAZOV

Bizzat katılımları ve katkıları ile Kurultaylar düzenlenmeye başlandı…

Ve tarihte ilk defa top yekûn Türk dünyasının iktidarı muhalefeti omuz

omuza vererek el ele tutarak Ergenekon çıkışını temsilen Örste demir

dövdüler….

+++++++++++

FOTOĞRAFLAR

+++++++++++

Oğuzhan''dan bu yana süre gelen Türk Dünyasının Birliği Bütünlüğü

düşüncesi, bir kere daha düşünceden pratiğe gerçekliğe dökülmüştü….

Bu kurultaylarda yapılan onlarca komisyon çalışmaları neticesi yıllarca

etkisini sürdürdü ve yenilendi.

Ortak dil/Alfabe çalışmaları başta olmak üzere sosyal siyasi hayatın her

alanında büyük atılımlar ve yakınlaşmalar oldu…

Bu kurultaylar Bütün Türk toplumlarını devletlerini ve topluluklarını

etkiledi….

Başta Türk Bürokrasisi olmak üzere bütün Türk toplulukları yönetimleri

kendilerinin dışında her şeyi ile kendilerinden olan Türk toplumlarının da

olduğunu fark ettiler…

Bunun ilk reel neticesi olarak da bütün Türk dünyasından Türkiye''ye binlerce

öğrenci getirildi ve Türk üniversitelerinde eğitildi…

"Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayları"

Türk dünyasının ve Türkiye''nin gelecekteki siyasetini, stratejisini de tanzim

etti; Şöyle ki:

Küresel güçler tarafından, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping''e

2013 yılında ilan ettirilen Ve daha sonra Çin anayasasına da sokulan

"Bir Kuşak Bir Yol" (One Belt One Road-OBOR) projesi,

Bu asrın en büyük küresel projesidir.

Önümüzdeki 50 seneyi şekillendirecektir diye takdim edilen bu proje,

2 trilyon dolarlık yatırımı ve 3 milyardan fazla nüfusu

Bünyesinde taşıyacağı iddia ediliyor.

65 ülkenin dâhil olduğu proje, Asya''nın en doğusu ile

Atlas Okyanusu''nun Avrupa kıyılarını birbirine bağlamayı amaçlıyor.

Bu projede Çin''in Hubei eyaletinin başkenti Wuhan''dan,

Yani doğu Türkistan''ın doğu sınırından yola çıkan bir tren

Fransa''nın Lyon şehrine 16 günde ulaşacağı söyleniyor.

Bu güzergahın ve bu yolun onda dokuzu Türklerin yaşadıkları ülke topluluk

ve bölgelerden geçiyor.

Aslında "Bir Kuşak Bir Yol" projesi

tarihi "İpek yolu" nun modern versiyonudur.

Tarihi İpek yolu:

İpek yolu Çin''den başlayarak Anadolu ve Akdeniz aracılığı ile

Avrupa''ya kadar uzanan dünyaca ünlü tarihi ticaret yoludur.

Bu yol sadece tüccarların değil aynı zamanda, doğudan batıya

Ve batıdan doğuya; Bilgelerin, orduların, fikirlerin, dinlerin

Ve kültürlerin de yolu olmuştur

Herodot''un tarifine göre İpek Yolu;

Tanrı Dağları''nın kuzeyinden geçmekte idi.

Büyük bölümü, Türklerin yaşadığı coğrafyada uzanmaktaydı.

İpek Yolu''nun, Milattan önceki en aktif zamanı S a k a l a r ı n

Ve H u n l a r ı n hâkimiyet döneminde idi.

Dünya ticaretinin şah damarı sayılan,

Çin ile Bizans''ı birleştiren büyük ticaret yolu,

En aktif döneminde Türklerin elindeydi.

Tarihin en eski ve en uzun karayolu özelliğinde olan

Milattan önce 2.Yüzyıldan 1800 yıllarına kadar

2000 yıl önemini koruyan İpek Yolu,

Doğu Batı, Kuzey Güney etkileşiminin sağlanmasında etkin rol oynamıştır.

İpek Yolu farklı medeniyetlerin, Farklı kültürlerin,

Farklı siyasi olayların, farklı dil ve dinlere sahip milletlerin,

Aynı anda üç farklı ırktan insanların Yaşadığı coğrafyaları birbirine

bağlamıştır.

Sözünü ettiğimiz bu küresel "Bir Kuşak Bir Yol" projesine

Mayıs 2017''de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan''ı da dahil

ettiler. Böylece Türkiye de Uluslararası İş Birliği Zirvesine katılmış oldu…

Ama bu projenin uygulamasında Çin ve onun arkasındaki güçler (küresel

güçler) i ürküten uykularını kaçıran bir problem var; O da Türk yani Türk

dünyası.

Yukarıda da ifade ettiğim gibi;

"Bir Kuşak Bir Yol" güzergahı ve bu yolun onda dokuzu Türklerin

yaşadıkları ülke topluluk ve bölgelerden geçiyor.

Yukarıda ayrıntılı bilgisini verdiğim "Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk,

Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayı" larının

Devamı mahiyetinde; "Türk Devletleri Teşkilatı" 2009 yılında kuruldu

5

30 Nisan 2018''de Özbekistan da Türk Keneşi ''ne katılma isteklerini açıkladı

ve 14 Eylül 2019''da tam üye oldu.

Aynı yıl Macaristan ise gözlemci üye oldu, ancak gelecekte tam üyelik

başvurusu yapabileceklerini belirtmiştir.

2020 yılında Ukrayna Dışişleri bakan yardımcısı Emine Ceppar,

Ukrayna''nın gözlemci olmak istediğini söyledi.

2021''de Afganistan,

Türk Keneşi''ne resmi olarak gözlemci statüsü başvurusunda bulundu.

12 Kasım 2021 tarihinde İstanbul''daki Demokrasi ve Özgürlükler Adası''nda

gerçekleştirilen 8. Türk Devletleri Teşkilatı, İstanbul Zirvesi''nde, güç birliğini

yinelediler.

Kazakistan Cumhurbaşkanı ve Türk Devletleri Teşkilatı Onursal Başkanı

Nursultan Nazarbayev tarafından verilen bir önerge ile:

"Türk Dünyası 2040 Vizyonu" hazırlandı.

Bu belge; stratejik temel metin olarak kabul edildi.

Uygulanması için "2022-2026 Türk Devletleri Teşkilatı Stratejik Yol

Haritası" hazırlanmasının talimatı verildi.

Bu belgelere imza koyanlar:

Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan

Azerbaycan Cumhurbaşkanı Sayın İlham Aliyev,

Kazakistan Cumhurbaşkanı Sayın Kasım Cömert Tokayev,

Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sayın Sadır Caparov,

Özbekistan Cumhurbaşkanı Sayın Şevket Mirziyoyev,

Türkmenistan Cumhurbaşkanı Sayın Gurbangulu Berdimuhamedov,

Macaristan Başbakanı Sayın Viktor Orban

Türk Devletleri Teşkilatı Genel Sekreteri Sayın Bağdat Amreyev.

121 maddelik Türk Evrensel (Turan) Bildirgesinde

Güncel olarak dikkat çeken ifadeler şunlardır:

-"Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Konseyi"

12 Kasım 2021''de İstanbul''da ''Dijital Çağda Yeşil Teknolojiler ve Akıllı

Şehirler'' temasıyla toplanmıştır.

-Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi Kurulmasına Dair Nahçıvan

Anlaşması''nın amaç ve ilkeleri doğrultusunda ve Türk Dili konuşan halkların

ortak tarih, dil, kültür, gelenek ve değerlerine dayalı işbirliği ve dayanışmayı

derinleştirme ve genişletme konusundaki taahhütlerini…

-Özellikle egemenlik, toprak bütünlüğü ve uluslararası kabul görmüş

sınırların dokunulmazlığı ve iç işlerine müdahale etmeme hususlarına saygı,

Üye Devletlerin güvenliğini ve istikrarını güçlendirme,

Üye Devletler arasında konsolide bir tutum geliştirmek için Türk Dünyasının

çıkarlarını etkileyen bölgesel ve uluslararası konularda istişarelerde bulunma

-Bildirinin 29. Maddesinde "…Türkistan''da Türk devletleri için kurulacak

''TURANSEZ'' özel ekonomik bölgesine katılma davetini memnuniyetle karşıladıklarını"

İbaresi ile "TURAN" Kavramı vurgulanmıştır.

21''inci Yüzyıl dünyası şu an yeniden şekillenmektedir.

Birinci ve İkinci Dünya Savaşı öncesinde olduğu gibi bir kutuplaşma var.

Saflar netleşiyor. Herkes alabildiğine kazanımlar peşinde. Taraflar, yeni

strateji bilgileri, doktrinler açıklıyorlar

Bu yüzyılda ana iki şey var:

Soğuk savaş döneminde olduğu gibi farklı dengeler kuruluyor.

Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri karşıtlığına alışmışken şimdi

Amerika Birleşik Devletleri ve Çin karşıtlığı oluşuyor.

Bu karşıtlığın arka yüzü ve anlaşılabilir tercümesi şu:

Ulus devletler ile küresel güçler ''firmalar'' çarpışıyor.''

Dünya buna göre yeniden şekillensin isteniyor.

İşte tam da bu arada ''Türk Dünyası'' bir çıkış yaptı kendi tarafını kurdu.

Bu kuruluşun adı ''Türk Devletleri Teşkilatı'' dır.

Bunun önemi ne?

Jeopolitik olarak önemi çok büyük ama klasik mantıkla bakıldığında; Büyük

bir Ortak Pazar oluşuyor;

Enerji burada, petrol burada, doğalgaz burada, Maden burada

ve aynı zamanda Çinin ''Bir Kuşak Bir Yol Projesi''nin geçiş güzergahı

Burada.

Böylece dünyanın en önemli projelerinden biri sayılan

''Bir Kuşak Bir Yol Projesi'' Türk Dünyasının merkezinde yer almaktadır.

Peki Türkiye İç Politika ve Yönetimiyle Bu Konuların Neresinde

Bizim içerde çok ciddi problemlerimiz var.

Ekonomi, adalet ve sosyal siyaset çöküntünün eşiğinde.

Yirmi yıldır ''Siyasi İslam İdeolojisi'' güden bir ekip tarafından yönetiliyoruz.

Bu ekip son beş senedir Türkçü-Milliyetçi olduğunu iddia eden bir partinin de

desteğini almaktadır.

Söz konusu iki partinin de liderlerinin Türk dünyasına ve Türk birliğine

bakışları maalesef ciddi anlamda olumsuzdur.

Mesela, Recep Tayip ERDOĞAN'' nın Türk dünyası için:

"Müslümanlıkları yok sayılır, Türklükleri de bizi ilgilendirmiyor" sözü

kayıtlara geçmiştir.

Zaten 20 yıllık iktidarları döneminde Türk ve Türklük'' kavramını çağrıştıran

bütün kayıtları levhalardan ve söylemlerden çıkardığı herkes tarafından izlendi…

İktidarın destekçisi Partinin lideri Devlet BAHÇELİ'' nin ise Türkeş''ten

sonra,

Kurultaylara "Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği

Kurultayı" olumsuz tavır almıştır.

Peki bu durumda günümüzde ne olacak?

Yukarıda sözünü ettiğimiz ve ''11 kere tekrarlanan Kurultaylar'' Türk

dünyasında ve bütün dünyada müthiş bir sinerji oluşturdu.

Artık ne Türkiye''de ne de bütün Türk Dünyasında Türk birliğinin

gerçekleşmesinin önünde kimse duramaz…

Burada net olarak ifade edeyim ki karşıtları tarafından istense de istenmese de

Türkiye büyüyecek, Türk dünyası büyüyecek, bu yüzyıl Türk, Türklerin

yüzyılı olacak.

Biliyorsunuz eskiden böyle bir birlikten bahsetmek nerdeyse suç demekti

Ama işte bir rüya gerçekleşti; Türk devletler Teşkilatı kuruldu.

Ve hepimiz gurur duyuyoruz.

Aman bir aksilik olmasın diye de içimiz titriyor.

Her biri bir Türk Devletinin başkanı beş esas ve iki gözlemci üye geldi aynı

masaya oturdu ve 120 maddelik bir sonuç bildirisi açıkladılar.

Merak edenler bunu hemen bulup okuyabilir.

7

Diğer devletlerin bu kuruluşu nasıl karşılayacakları yani bakış açılarını ABD

üzerinden değerlendirelim.

Türk devletleri Teşkilatı, Amerika''nın Türkiye ye Bakışında biraz daha

temkinli olmaya zorlayacaktır.

Çünkü sonuç olarak burada bir pazar var ve burada muazzam bir üretim

olacak. Sonuç olarak burası Bir Kuşak Bir Yol''un ana güzergahı

İşte Amerika Bundan dolayı Türkiye''yi Öncelikle yanına almaya çalışacaktır

Amerika Birleşik Devletleri''nin Çine karşı G7 ile geliştirdikleri bir proje var

Buna da ''Yeşil Kuşak'' diyorlar

Bu proje ile geri kalmış ülkelerin alt yapılar için 40 trilyon dolar gibi bir

kaynak ayıracağız dediler.

Joe Biden Amerika''nın kendi içinde alt yapı hazırlaması için

200 milyar dolar kaynak zor çıkarttı. Bu bile büyük tartışmalara yol açtı.

Ayrıca 40 Trilyon dolar bir kaynak batıda var mı yok mu bu da tartışılır şu an

Amerika şimdi diğer ülkelere bunu özelikle Türkiye''ye:

"Gel bizim Çin''in Bir Kuşak Bir Yol'' una karşı kurmuş olduğumuz bu proje

içerisinde yer al diyecektir.

Gelmeyeceğine gayetle iyi biliyor ama Türkiye ile bir şekilde Türk dünyasına

nüfuz etmek isteyecektir.

Dış dünyadaki etkin devletler istese de istemese de,

Ülke içindeki etkin güçler ve liderler istese de istemese de

Türk Devletler Teşkilatı kurulmuştur.

Süreç yürüyor; Türk dünyasının gençleri 2022 yılında

"Tuna Nehri''nden Orhun Vadisi''ne İpek Yolu Rallisi"ne katılmaya

hazırlanıyor.

"Altaylardan Tuna''ya" gecelerinden "Tuna''dan Orhun''a" rallilerine geldik.

Dışarıda etkin devletler, içeride; Falan parti başkanı, filan reis vız gelir;

Süreç yürüyor ve yürüyecektir.

Türkiye''nin ve Türk dünyasının önünde geleceğe bir kapı açılmıştır:

4. Sanayi devrimi, yani dijital dünya, hemen önümüzdedir artık.

Dört asırdır kaçırdığımız treni yakalayabiliriz…

Bir sonraki makalemde bunu anlatacağım…