Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Ahmet B. ERCİLASUN
Ahmet B. ERCİLASUN

Türkologlar ayakta

Bir yanda manzara şöyle: Memleket yangın yerine dönmüş. Her yanda alevler ve cinayetler. Ülkeyi seçilmişler mi yönetiyor, PKK ve onun lideri mi, belli değil. Kuzey Irak’ın peşmergeleri silahlarla donatılmış vaziyette topraklarımızdan geçiyor. Bu manzaralar içimizi dağlıyor.
Bir yanda da Türkolojiyle uğraşan bilim adamları var. Konferanstan konferansa, sempozyumdan sempozyuma koşuyorlar; Türk dili ve kültürüyle ilgili bildiriler sunuyorlar, sunulanları dinliyorlar, tartışmalara katılıyorlar.
Ben de sık sık Türkoloji toplantılarına katılıyorum ve o zaman ülkedeki acı tabloyu, gafletleri, hamakatleri, dalaletleri ve ihanetleri unutur gibi oluyorum. İnsanoğlu bir tuhaf. Acı ve sevinci bir arada yaşayabiliyor.
3-5 Eylül 2014 tarihlerinde birçok Türkolog ve dil bilimci Fransa’nın Rouen şehrinde idi. Mehmet Ali Akıncı ve Kutlay Yağmur’un düzenlediği 17. Uluslararası Türk Dilbilim Kurultayı’na katılmışlardı. İki yılda bir düzenlenen kurultayın 18.si Çukurova Üniversitesi’nde olacak.
18-19 Eylül 2014 tarihlerinde Mustafa ve Hülya Argunşah’ın davetiyle Kayseri’ye gittik. Erciyes Üniversitesi’nin düzenlediği İç Anadolu Bölgesi Dilcileri Sürekli Kurultayı’nda genç yaşlı birçok meslektaşımızla tarihî metinlerin yayımlanmasındaki yöntem ve sorunları tartıştık.
14-16 Ekim 2014 tarihlerinde birçok Türkolog Ardahan’da toplanmıştı. Üniversite rektörü Ramazan Korkmaz’ın daveti ile. 1. Uluslararası Tehlike Altındaki Diller Konferansı’nda, konuşanlarının sayısı azalan Türk boyları ve onların dilleri üzerinde duruldu. Aynı konudaki bir toplantı daha önce Hacettepe Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü tarafından düzenlenmişti.
Ahmet Buran ve arkadaşlarının davetiyle 16-18 Ekim’de Elazığ’a gittik. 7. Uluslararası Dünya Dili Türkçe Sempozyumu’nu bu yıl Fırat Üniversitesi üstlenmişti. Köktürkçe, Uygurca, Çağataycadan çağdaş lehçelere uzanan, Türkçenin öğretim meselelerini ele alan bildiriler dinledik. Türkolojinin aksakallarının açılış konuşmalarına ve değerlendirmelerine kulak verdik. Azerbaycan, Türkmen, Tatar, Kazak, Kırgız, Uygur Türkçeleri ile ve tabii Harput ezgileri ile kulaklarımızın pasını sildik; Esat Kabaklı’nın yiğit sesi ve edası ile coştuk.
24 Ekim’de Gazi Üniversitesi’nin Mimar Kemalettin salonunda idik. Hülya Kasapoğlu Çengel’in başında bulunduğu Gazi Türkiyat Uygulama ve Araştırma Merkezi de bir toplantı düzenlemişti: Türk-Moğol Araştırmaları Çalıştayı. Evet, Türk-Moğol ilişkilerinden biz Türkologlar ve tarihçiler her zaman bahsediyorduk ama konuyu ilk defa bir çalıştayın gündemine almıştık.
Fakat aklımız başka yerde kalmıştı. Hörmetli Tofig Hacıyev’in davetine icabet edememiştik. Ben gidememiştim ama Türkiye’den ve Türk Dünyası’ndan pek çok Türkolog orada idi. 1.ci Selefler ve Halefler Beynelhalk Konferansında. Azerbaycan Milli Elmler Akademiyasının İ. Nesimi Adına Dilçilik İnstitutu, Türkolojinin seleflerini anıyor, haleflerini selamlıyordu. Buradan ancak selamlarımızı iletebildik kendilerine.
Kasım ortalarında lağman ve mantı yiyeceğiz. Türkiye’deki Uygur kardeşlerimizin, Erkin Emet’in düzenlediği bir toplantıda Uygur Türklerinin dillerini, edebiyatlarını, tarih ve kültürlerini konuşacağız. Yemekler ve müzik de elbette kültürün en önemli unsurları. 11-12 Aralık’ta Uludağ Üniversitesi’nin Görükle yerleşkesinde olacağız. İsmail Gaspıralı Bilgi Şöleni’nde. Mustafa Abdülcemil Kırımoğlu’nun konferansını dinleyecek, Zafer ve Neşe Karatay’ın Kırım belgesellerini izleyeceğiz. Türk Ocakları Bursa Şubesi ile Uludağ Üniversitesi’nin düzenlediği toplantıda da Kırım’ın acısını yaşayacağız. Evet, Türkologlar ayakta ve bunlar sadece son aylarda benim izleyebildiklerim.

Yazarın Diğer Yazıları