Bayrağın indirilmeyeceğini, Kerkük'ün özerk Kürt bölgesine ilhak edileceğini ve IKBY'nin bağımsızlığı için referanduma gidileceğini dünyaya ilan etmiştir.
Öte yandan konuyla ilgili olarak gerek Kerkük gerek Irak genelinde yapılan protesto ve kınamalarla eş zamanlı Irak Millet Meclisi'nin de Kerkük'ün Kürdistan bölgesine bağlı olmadığı ve bayrak asılmasının Irak Anayasasının 53. Maddesine aykırı olduğuna dair karar almıştır. Bu karara rağmen Kerkük Valisi ve IKBY, krizin boyutlarını daha da derinleştirerek bayrak asılmasının yalnız resmi dairelerde değil Kerkük'teki tüm siyasi parti ve STK'larında da asılması zorunlu kılınmıştır.
Bölgede yaşanan gerginliğin yanı sıra Kerkük, Tuzhurmatu, Tavuk gibi Türkmeneli bölgelerinde yaşayan Türkmenler hemen hemen her gün suikast, fidye karşılığı insan kaçırmaları ve binaların yakılması gibi had safhaya varan olaylarla karşı karşıyadır. Birkaç gün önce Kerkük'ten Tuzhurmatu'ya kız öğrencileri taşıyan aracın bilinmeyen kişilerce kurşunlanması sonucu birçoğunun ağır bir şekilde yaralandığı bildirilmiştir. Hedef Türkmenlerin direncini kırmak ve göçe zorlamaktır.
Irak'ta Türkmenlerin karşılaştıkları sıkıntıları görüşmek amacıyla Kopenhang'ta 29 Nisan tarihinde Avrupa'da yerleşik Türkmen dernekleri platformu veya federasyonu tarafından yapılan 2. Kurul Toplantısında görüşüldü. Bilindiği gibi Avrupa Irak Türkleri Federasyonu 24-25-26 Temmuz 2015 tarihlerinde Türkmeneli Stratejik Araştırma ve Düşünce Merkezi'nin öncülüğünde düzenlenen İstanbul Çalıştayı'nın tavsiye kararları sonucu kurulmuştur. Sözü edilen Kopenhang'taki Kurul Toplantısına Irak'tan Türkmen Kökenli Milletvekili Niyazi Mimaroğlu ve Türkmeneli Stratejik Araştırma ve Düşünce Merkezi Başkanı olarak şahsım da katılmıştır.
Platform başkanı Sündüs Abbas kurulda yaptığı konuşmada; platformun amacının Avrupa'da faaliyet gösteren dernekler arasında birlik ve beraberliğin sağlanması olduğunu, geçen yıl Türkmenlerin sorun ve sıkıntılarıyla ilgili bölgeden alınan raporların İngilizceye çevrilip İngilizler başta olmak üzere Avrupa'daki yetkili kurumlara sunulduğunu, Türkmen meselesinin Irak'taki Türkmen halkının hacmi ve ağırlığıyla orantılı olarak uluslararası konuma gelmesi için çalışmaların yapılmasının gerekli olduğunu ifade etti.
Mimaroğlu konuşmasında Türkmenlerin bugünkü sıkıntılarını dile getirerek, süresi dolan 140. Maddenin canlandırılmasıyla ilgili girişimlerin Türkmenler üzerinde oynanan büyük oyunun bir parçası olduğunu, Türkmenlerin sorun ve stratejileriyle ilgili 16 Mayıs 2017'de Irak'ta eski ve yeni bakanlar, milletvekilleri, il meclis üyeleri, siyasi parti başkanları, STK başkan veya temsilcileri ve Türkmen kanaat önderlerinin katılımıyla yapılması öngörülen toplantıda görüşüleceğini belirtmiştir.
Kurulda bu satırların yazarıysa günümüzde toplumların yaşamında sivil toplum örgütlerinin önemine değinerek özellikle Avrupa'da bu tip çalışmalara ihtiyaç olduğunu, Türkmen toplumun her ferdinin üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmesi gerektiği, bunun da yetmeyeceğini herkesin çaba harcayıp katkı sağlaması gerektiğini ifade etmiştir.
Kurulda ayrıca Türkmenlerin halen bulundukları genel durumun çeşitli yönleriyle tartışılarak çözüm önerileri de masaya yatırıldı. Irak dışında faaliyet gösteren STK'ların karşılaştıkları sorunlar da dile getirildi. Türkmen meselesinin uluslararası platformlara taşınması için yapılması gerekli olan çalışmalar etraflıca görüşüldü.
DEAŞ saldırıları nedeniyle göç eden Türkmenlerin geri dönmeleri veya gittikleri yerlerde yaşamlarını devam ettirebilmeleri için gerekli önlemler üzerinde duruldu.
Türkmen davasını tanıtmak için platformun hazırlayacağı projeler ve lobi faaliyetlerinde bulunmak amacıyla komisyonların kurulacağı da görüşüldü.
Kurulda tekrar seçilen Sündüs Abbas ve ekibini kutlar çalışmalarında başarılar diler ve Türkmenlerin herhangi bir mezhepsel ayırışıma girmeden bir bütün olarak 16 Mayıs'ta yapılacak toplantının başarılı geçmesini temenni ederim.
