2014 yılı Ocak ayında Adana'da TIR'lar yakalandığında hükümet kanadından bir Türkmen hikâyesi yayılmıştı ortaya...
TIR'ları yakalatan savcılar paralel yapının yani cemaatin savcılarıydı, hükümeti uluslararası arenada zor durumda bırakmak için paralel operasyon yapmışlardı...
Dönemin Başbakanı Erdoğan, "TIR'ların içinde silah değil, gıda yardımı" olduğunu söyledi...
Dönemin Dışişleri Bakanı, "Silah değil gıda-makarna" dedi...
AKP milletvekili Yasin Aktay, "TIR'ların içinde silah vardı ama ÖSO'ya gidiyordu" dedi...
Dönemin MHP milletvekili ve şimdinin yeni yetme AKP milletvekili Tuğrul Türkeş, "Vallahi billahi Türkmenlere yardım, silah gitmedi, IŞİD'e gidiyordu o TIR'lar" dedi...
MİT Müsteşarı Hakan Fidan, "İki bin TIR silah verdik ama şimdi namlu bize döndü" dedi fakat kim çevirdi o namluları bize açıklamadı...
TIR şoförleri mahkemede, "Malzemeleri IŞİD kontrolünde bir yere götürüyorduk" dedi...
Türkmenler "Bize yardım gelmedi" dediler pek çok kanaldan...
Ve bu kadar fırtına koparan sadece iki adet TIR'dı... Tamamı silah dolu olsa ve tamamı Türkmenlere gidiyor olsa da sadece iki adet TIR'dı hepsi...
Başbakanından Dışişleri Bakanına, İçişleri Bakanından Milletvekillerine ve bürokratlarına kadar AKP iktidarının köşeye sıkışıp panikle verdikleri çelişkili beyanatlarıyla topluca yine paralel hikâyesinin içinde buldu TIR'lar kendilerini...
Davutoğlu'nun stratejik iflâsının bir neticesi de Adana'da yakalanan o TIR'lardı...
Türkiye'yi Orta Doğu'nun yüz yıllık bataklığının içine santim santim gömen bu stratejik iflâsın pek çok neticesi olacaktı oldu ve olmaya da devam edecek...
Üniversite sıralarında beslendiği hamâseti Orta Doğu'ya sığdırmaya uğraşan ve Türk dış politikasını kendi hezeyanlarına, kendi Türk komplekslerine, kendi Türk'süz ümmet komplekslerine deneme tahtası yapan AKP hükümetleri ve bunun mimarı Davutoğlu bugün Türkmenlerin katliamı karşısında yine aynı pişkinlikle tavır alıyor... Bölgeye kurdukları yardım çadırlarını açıklayabiliyor yalnızca. Ve dünyaya sesleniyor, "Bunun hesabını tarih sizden soracak" diyor...
Burnunun dibinde kendi toprağı hükmündeki Süleyman Şah Türbesi'ni gece karanlığında bilmem kaç kilometre içeriye kaçırdıklarında askerî kamuflaj yelekleriyle Genelkurmay Başkanlığı'ndan pozlar veren ve Cumhurbaşkanıyla türbe kaçırma operasyonunun liderliğini paylaşamayan Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı ve Orta Doğu uzmanı Davutoğlu, aynı kamuflaj yeleğini bugün giyemiyor nedense!
Abesle iştigâl etmeye devam ediyor Davutoğlu. "İki yıl evvel TIR'ları durduran çevreler bugünkü Türkmen katliamının sorumlularıdır" diyor.
İki yıl önce o TIR'ları durduranlar bugün hükümetin Türkmenlerin yanında olmasını da mı engelliyor? Bugün Türkmenleri katleden güçleri, Rusya'yı, Esad'ı da mı paralel yapı idare ediyor? Putin ve Esad da mı paralel yapıya bağlı çalışıyor ve emirleri Pensilvanya'dan mı alıyor?
Bunun adı aczdir. Bunun adı korkaklıktır. Bunun adı Türksüz ümmet kompleksidir.
