Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Mustafa Hakan ÜNSER
Mustafa Hakan ÜNSER

Türklüğü Çarpıtmak

Diyanet Akademisi Başkanlığı 1. Dönem Aday Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi'nde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan "Yaklaşık bin yıldır Türkler İslam'ı, İslam da Türkleri muhafaza etmiş; Türkler İslam'ın, İslam da Türklerin kılıcı olmuştur. Tarih kitaplarına şöyle bir göz attığınızda karşınıza çıkacak hakikat şudur: Türk demek, aynı zamanda Müslüman demektir." dedi.

O makamda bulunan birinin neyi, nerede, ne zaman, nasıl söylediği tesadüfle, rastgelelikle, sadece kulağa hoş gelsin diye söylenmiş olmakla veya boş bulunmakla izah edilemez. O sözlerin bir maksadı ve hedefi olmalı, size bu sözlerin bende uyandırdığı etkiden bahsetmek istiyorum.

Bu sözler kimlik tartışmalarında yeni bir aşamaya geçtiğimizi gösteriyor.

Uzunca bir süredir sayın cumhurbaşkanının söylemlerinde yerlilik, millîlik ve milliyetçilik vurguları dikkatinizi çekmiştir. Milliyetçi olup bunu hayra yoranlar da var ama ben o kesimden değilim bence milliyetçilik biraz da şüpheciliktir. Neden sormuyoruz dili milliyetçileşirken demokrasiden, hukuktan ve hukukun üstünlüğünden hiç bahsetmez oldu. Milliyetçi söylemleri ne kadar samimi? Ne kadar bir şeyleri perdeleme amaçlı? Gerçekte bu kavramları dönüştürmek için mi bu söylemlere başvuruyor.

Siyasal İslamcıların ve sol hareketlerin milliyetçi akımlara göre en önemli avantajları tecrübelerini çağdaşlarına aktarabilmeleridir. Birbirine benzer ülkelerde örgütlenme, eylem ve söylem tecrübelerini çok rahat aktarırlar. Milliyetçiler ise maruz kalma süreleri içinde yaşayarak çözüm üretmek zorundadırlar.

Yaşadığımız süreci bazı bakımlardan Arap milliyetçilerinin yaşadıklarına benzetiyorum.

Osmanlı İmparatorluğuna karşı Araplık bilinci yaratmak amacıyla İngilizlerin ortaya attığı Arap milliyetçiliği önce isyan ve bağımsızlık dönemini yaşadı. Bakın bugün kullanılan Filistin, BAE, Irak, Kuveyt, Libya, Mısır, Sudan, Suriye, Ürdün ve Yemen bayrakları Osmanlı’ya karşı açılan Arap İsyan bayrağından esinlenmiştir.

Kaddafi, Saddam, Esat, Nasır gibi ihtilalci askerler dönemi monarşileri ve mandaları yıkıp bağımsızlık üzerinden hareket ettiler ve sosyalizme yakınlaştılar. Bu dönem Amerikalıların desteklediği İslamcıların başarısı sayılacak Arap Baharı ile son buldu.

Milliyetçiler ve İslamcıların çatışması bağımsızlık ilkesi gibi değerler üzerinden uzlaşırken Siyasal İslamcılık Arap milliyetçiliğini kendine uyarladı, terimlerini dönüştürdü, tema ve simgelerini İslamcılığın lehine değiştirdi. Sürecin sonuna gelindiğinde bugün için Arap dünyasında doğası gereği seküler olması beklenen bir milliyetçilikten söz etmek çok zor.

Milliyetçiliğin İslamcılık tarafından uyarlanması özellikle Mısır ve Lübnan'da tecrübe edildi. Bizde ise Tayyip Erdoğan'ın "Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet…" şeklinde sloganlaştırdığı milliyetçilik söylemleri, "Bu süreçte kimse bizim karşımıza Kürtlükle de Türklükle de çıkmasın. Biz her türlü milliyetçiliği, ayaklarının altına almış bir iktidarız. Kuru milliyetçilik yok" sözünden sonra milliyetçiliğin içini boşaltıp ümmetçilikle doldurma amaçlı, tüm kimlikleri kapsayan ve kardeşlik temasına dayanan anlayışı öne sürdüğü söylemlerle devam etti. Millî değerler bahsinde sürekli olarak milliyetçiliğin ayrılmaz parçası olarak görülen dine göre izahlar yapıyor.

1982 tarihli Anayasa'nın 66. maddesine göre, "Türk Devletine vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkes Türk'tür." Bence Tayyip Erdoğan’ın tanımı Türklüğü çarpıtarak, milleti din ve mezhep üzerinden bölmek anlamına geliyor. Türklüğü tanımlarken başta Türkçeyi görmemek ve Türk kimliğini oluşturan diğer ögeleri yok saymak maksatlıdır. AKP genel başkanının "Türklük tanımı" yapabilmesinden milliyetçi söylemleriyle bir yere geldiğini düşündüğünü, bu konuda özgüveninin tam olduğunu anlıyoruz.

Nihai amacının milliyetçiliği de bir cemaat haline getirip zaten bir kolektif olan AKP'nin bünyesine katmak niyetinde olduğunu düşünüyorum.

Tayyip Erdoğan'ın Türklük tanımının milliyetçi kesimlerden tepki almaması ise 66. Maddenin revize edilmesi projesinin geldiği noktanın başka bir boyutunu gösteriyor. Şimdi sormak gerekiyor Sayın Erdoğan ne yapmak nereye varmak istemektedir?

Yazarın Diğer Yazıları