Türklere bir sorun bakalım; var mı sorun!
Dün sabah Fox TV'de İsmail Küçükkaya ile Çalar Saat'in konuğu olan Başbakan Yardımcısı Mehdi Eker, Gezi sürecinden Güneydoğu politikasına kadar bir dizi değerlendirmede bulunurken "AK Parti'nin hatası gibi bir şey söz konusu değil" dedi ve ekledi:
"Kürt sorununu çözerken Türk sorunu yaratmadık."
***
Ağzım açık kaldı.
Sayın Eker'e tavsiyem -öncesi de var da- özellikle 2009 yılından itibaren gazete arşivlerini bir taratsın bakalım sadece başlığı "Türk sorunu" olan kaç köşe yazısı çıkacak karşısına?
Bunun dışında kaç analiz yapılmış "Türk sorunu" hakkında?
Hem de öyle "marjinal" addettikleri gazetelerde değil topal ördek gibi de olsa var olmaya çalışan ana akımda.
***
Dehşetengiz ifadeler uçuşuyor hafızamda:
Dönemin AKP Diyarbakır Milletvekili İhsan Arslan'ın "Dağlardaki 'Ne mutlu Türk'üm diyene' yazısının sosyal tedbir çerçevesinde silinmesi gerekir. Bunlar daha önce başçavuşun talimatıyla yazılmış yazılardır. Bugün de başçavuşun talimatıyla silinir" sözleri, iddia olunan "Kürt sorununu Türk sorunu yaratmadan çözmek" miydi?
Ya Abdullah Gül'ün, "'Ne mutlu Türk'üm diyene' lafını tutup her yere yaza yaza, Türkiye aslında ilkel bir hale dönmüştür" ifadesi?..
Peki ya o dönem Başbakanlık koltuğunda oturan Sayın Erdoğan'ın;
- Sen 'Ne mutlu Türk'üm diyene' dersen, doğal olarak etki tepkiyi doğurur o da 'Ne mutlu Kürt'üm diyene' der...
- Yahu milletin bütünlüğü 'Ne mutlu Türk'üm diyene' ifadesi ile sağlanır mı?..
- Kimse bizim karşımıza Türklükle çıkmasın...
Çıkışları?
Türklerde hiç mi rahatsızlık yaratmadı varsayıyorsunuz?
Yasin Aktay'ın "Türk diye bir ırk yok" buyurmasını "elle gelen düğün bayram" vurdumduymazlığında mı karşıladı yani Türkler?
Ne ara "kandırıldık"tan, zeytinyağı gibi üste çıkma kıvamına geldiniz yine "hatamız yok" diye!
***
"T.C." ibaresi "sığmıyor" gerekçesiyle tabelalardan kaldırılacak...
"Ayet değil" denilerek Atatürk'ün Gençliğe Hitabesi tartışmaya açılacak...
"Irkçılığı öne çıkarıyor" diye Andımız yasaklanacak...
"Çocuklarda olumsuz duygular uyandırıyor" denilip Arif Nihat Asya'nın "Bayrak" şiiri sansürlenecek...
Anayasa'dan Türk'ü silmek için girilmedik arkadan dolanma yolu kalmayacak...
Ve "Türk sorunu" yaratılmamış olacak ha!
Türkler, 100 yıldır başka ne zaman kendilerini, bu derece, öz vatanlarında "öteki" hissettiler acaba!
***
Kadın da susarsa...
----------
Birçok şeyi onaylamasam da anlayabiliyorum da, kadınların bu iktidara "hayranlık besliyor" pozu kesmesini anlamakta sahiden çok zorlanıyorum;
Siyasi menfaat için olsa bile...
Ticari menfaat için olsa bile...
***
Nasıl oluyor da;
Ülkenin "ennnnnnnn" başarılı, kariyerli, donanımlı iş kadınları, işsizlikten ahlaksızlığa bütün fenalıkları kadına bağlamışlığı bulunan bir iktidarın başını, her sözüne kafa sallayarak dinleyebiliyor acaba?
Hakikaten unuttu mu herkes o hakaretleri?
"Kadın mı kız mı bilemem"ler, "kadın çalışarak fuhuşa hazırlık yapıyor"lar,"ben de sizin bacak aranızı çeksem"ler; hepsi unutuldu mu?
Dün, Türkiye İş Kadınları Derneği'nin Olağan Genel Kurulu'nda, onca kadından hiç değilse biri, Başbakan'ın kadına nasıl da değer verdiklerini anlattığı konuşmaya itiraz edemez miydi?
Saygısızlıktan, ayar vermekten, posta koymaktan filan bahsetmiyorum, ama hiç değilse bir tek kadın çıkıp da Başbakan'dan "14 yaşında hamile kız çocuklarının kol gezdiği bu toplumun yozlaşmasında siyasetin payı"nı sorgulamasını, özeleştiri yapmasını, özür dilemesini ve bir zihniyet değişikliği sözü vermesini isteyemez miydi?
***
Herkesi anlarım da...
Canı yanan bu kadar çok kadının olduğu bir toplumda kadınların susması akıl almaz geliyor bana.
***
GÜNÜN SORUSU
---------
Gazeteciler Millî Takım'a sponsor olan Ali Koç'a soru sorarken, Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören'in araya girip gazeteciye "sen bana sor" demesi ve Koç'u konuşturmamasına ne denir?
a) Nezaketsizlik
b) Terbiyesizlik
c) Saygısızlık
d) Hepsi
e) Hiçbiri
***
Zayıflama cinayetleri
------
Tayfun Talipoğlu'nun ölümüyle, reklamlarında da yer aldığı zayıflama kreminin ilgisinin olup olmadığı araştırılıyor.
Dünya Sağlık Örgütü'ne göre her yıl 1 milyon civarında insan bu ilaçlar yüzünden sağlığını kaybediyor.
Talipoğlu'nun ölüm nedeni bu olsun olmasın, elde böylesine ürkütücü bir veri varken, nasıl oluyor da bu ürünler, reklamlarında ünlü isimleri de kullanarak, ulu orta pazarlanabiliyor?
Buna göz yuman, yol veren cinayete yardım ve yataklık etmiş olmuyor mu?