BirGün''den İsmail Arı''nın haberine göre, Türkiye''nin Yükseköğretim Kurulu’ndan (YÖK) bağımsız ilk üniversitesi olan Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin kurulmasına ilişkin kanun 2017 yılında TBMM’de kabul edildi. Japonya ile yapılan ikili anlaşma neticesinde kurulan üniversiteye İstanbul’un Pendik ve Tuzla ilçesindeki ormanlık Hazine arazisi tahsis edilmişti.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ise geçen yıl Türk-Japon Bilim ve Teknoloji Üniversitesi’nin Çataldağ Devlet Ormanı ve 75. Yıl Devlet Ormanı arazisine kurulacağını belirterek bölgenin imar planlarını değiştirdi. Sabiha Gökçen Havalimanı’nın yakınında yer alan arazi için yapılan imar planı değişikliğiyle devlet ormanlarının içerisinde en fazla 24 buçuk metre uzunluğunda binalar inşa edilmesinin önü açıldı. Ayrıca üniversitenin 382 bin metrekare büyüklüğündeki bir orman arazisine kurulacağı ifade edildi.
TMMOB Şehir Plancıları Odası (ŞPO) İstanbul Şubesi ise imar planı değişikliğini yargıya taşıdı. Açılan davada “Resmi bina statüsünde olmayan ve Türkiye’deki bütün gençlere açık olarak eğitim vermeyen bir kurumun devlet ormanlarını tahrip ve işgali yönünde hükümler içeren dava konusu imar planlarının yürütmesinin durdurulması ve iptali gerekmektedir” denilerek planların iptali istendi.
AYM KARARI UMURSANMADI
Dava dilekçesinde, orman arazinin Türk-Japon Üniversitesi’ne tahsisine ilişkin Anayasa Mahkemesi (AYM) kararı bulunduğu ve hazırlanan imar planlarında AYM’nin iptal kararına Ormana 8 katlı bina yapacaklar! Ormanlık arazide kurulacağı açıklanan Türk-Japon Üniversitesi’nin imar planları yargıya taşındı.
ŞPO İstanbul Şube Başkanı Giritlioğlu, “Plana göre ormanda 8 katlı binalar yapılabilecek” diye tepki gösterdi Yapılaşmaya açılan orman arazisi Sabiha Gökçen Havalimanı uyulmadığı vurgulandı. Ayrıca dava dilekçesinde şu ifadelere yer verildi:
“Anayasa Mahkemesi tarafından tahsis işleminin iptaline karar verilmesinin ardından sanki böyle karar verilmemiş gibi üniversite kampus alanı içerisine alınan orman alanlarına kamunun kullanımı da kısıtlanmış olacaktır. Çünkü, üniversite kampüsü belli koruma ve güvenlik alanları ile erişime kapalı olacak orman alanları üniversiteye tahsisli olmasa bile üniversitenin uhdesinde yer alacaktır. Devlet ormanlarının bir vakfa tahsisi ne kadar Anayasamızın 169. maddesine aykırı bir durum ise yukarıda açıklanan orman alanlarına kamunun erişiminin dolaylı yollarla engellemesi de bir o kadar Anayasamıza aykırılık teşkil etmektedir.”
BİR KESİM YARARLANACAK
ŞPO İstanbul Şube Başkanı Pelin Pınar Giritlioğlu, vakıf üniversitesi statüsündeki Türk-Japon Üniversitesi’nin devlet ormanlarına 8 katlı inşatlar yapabileceğinin altını çizerek şunları söyledi:
“Pendik ve Tuzla ilçesindeki mülkiyeti Hazine’ye ait ormanlık araziler üniversiteye bedelsiz olarak tahsis edildi. Biz de bu karara ilişkin hazırlanan imar planlarına dava açtık. Orman Kanunu’nun 17. maddesi orman alanları içerisinde yapılar inşa edilmesini ve bu alanlarda yerleşimi yasaklıyor. Özetle orman alanı içinde domates bile ekemezsiniz diyor kanun. Aynı kanunun 3. maddesi de ‘devlete ait sağlık ve eğitim tesislerinin yapımı için, kamu yararı ve zorunluluk varsa bakanlık tarafından orman alanlarının kullanımına izin verilir’ diyor. Ancak söz konusu ormanlık arazilerin tahsis edildiği üniversite bir vakıf üniversitesi. Burası vakıf üniversitesi olduğu için bu alandan belli bir ücret karşılığında, belli bir kesim yararlanacak. Yani kamu yararı açık bir şekilde yok. Dava açtığımız imar planlarında, 24 buçuk metre yüksekliğine kadar, yani 8 kata kadar bina yapımına izin veriliyor. Orman arazisi içinde böyle bir yapılaşmaya müsaade ediliyor."
SINIRSIZ YAPILAŞMA
"Üniversitenin burada ne tip yapılar yapacağı da net olarak da belli değil" diyen Giritlioğlu sözlerini şu şekilde tamamladı:
"Sınırsızca yapılaşmanın önü açılıyor. Bu kabul edilebilir bir durum değil. Bu nedenle bu planları dava ettik. Türk Alman Üniversitesi ile Koç Üniversitesi de orman arazileri yapılmıştı. Bu örnekleri daha önce de gördük bu şekilde. Orman arazileri vakıf üniversitelerine tahsis edildi. Türk- Japon Üniversitesi’ne ilişkin sürecin de takipçisi olacağız."