Türkiye'yi yönetmek için harekete geçtik

Türkiye'yi yönetmek için harekete geçtik

İçişleri eski Bakanı Meral Akşener'in Hukuk Danışmanlığı'nı yapan eski Ağır Ceza Hâkimi Feridun Bahşi, kurulacak yeni partinin merakla beklenen tüzük çalışmalarında gelinen noktayı Yeniçağ'a anlattı.

Bünyamin Öztürk / Yeniçağ

"Kamuoyuna açıklandığında toplumun her kesiminin kendinden bir şeyler bulacağı, 'işte bu' diyeceği bir tüzüğün ortaya çıktığı görülecektir" diye konuşan Bahşi, Yeniçağ'ın sorularını yanıtladı. Bahşi, "Toplumsal barış, şeffaflık kurallarını en belirgin şekilde tüzük hükümleri içine almamız olmazsa olmazlarımız " dedi.

Kurulacak partinin gerek tüzük gerekse program çalışmaları, oluşturulan komisyonlar tarafından Meral Akşener'in kamuoyuna açıkladığı çerçeve içerisinde hızlı bir şekilde devam ettiğini belirten Bahşi, "Henüz ne tüzük ne de program çalışmaları tamamlanmış değildir. Geçtiğimiz hukiki tecrübelerden yola çıkarak diğer partilerin tüzüklerinde olmayan demokrasi, adalet, insan hak ve özgürlükleri, toplumsal barış, şeffaflık kurallarını en belirgin şekilde tüzük hükümleri içine almamız olmazsa olmazlarımız haline geldi" dedi.



"Biz Türkiye'yi yönetmek için harekete geçtik" diyen Feridun Bahşi, "Bu sebeple; Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü, Anayasada yer alan diline, bayrağına, milli marşına ve başkentine dair hükümleri kabul etmek ve korumak, Cumhuriyetin kurucu iradesinin hedeflerine ve Cumhuriyetimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün ilke ve ülkülerine, sahip çıkmak, Türkiye'nin ekonomik ve siyasal bağımsızlığını koruyup güçlendirmek, Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk Milleti'ne ait olduğu ve bunun ancak, Anayasanın koyduğu esaslara göre yetkili organları eliyle kullanılabileceğini, Türk Milletine ait olan egemenliğin kullanılmasını tek bir kişiye, zümreye veya sınıfa bırakmayan 'Yeni Anayasa'yı topluma sunarak, kuvvetler ayrılığının net çizgileriyle belirginleştiği, hürriyetlerin güçlü bir şekilde teminat altına alındığı anayasal sistemi gerçekleştirmek öncelikli hedefimiz olacaktır" diye konuştu.

Referanslarını kültür ve tarihimizden aldıklarını belirten Bahşi, "Bu anlayışla Şeyh Edebali'nin Osman Gazi'ye vasiyetinde olan 'insanı yaşat ki devlet yaşasın!' anlayışını esas alarak insanımızı yüceltmeyi merkeze alan bir anlayış hâkim kılınacaktır. Yine Yunus Emre'nin dizelerinde de ifade edilen ''Yaratılanı severiz Yaratan'dan ötürü'' felsefesiyle ve her insan bir âlemdir yaklaşımıyla insanların, düşüncelerine, kültürel kimliklerine, kendilerini ifade etme ve daha da önemlisi yaşama gibi doğuştan var olan tüm haklara saygı duyacak ve onun yaşatılması için mücadele edecek bir yapı oluşturulacaktır. İnsanların düşündükleri gibi yaşama, inanç ve düşüncelerini hukuka uygun olarak tanıtımını yapmayı bireylere ve sivil toplum kuruluşlarına ait bir hak olduğunu, devletin, hiçbir inanç ve düşünceden yana veya karşı tutum sergilemeyeceği ana ilkelerimiz olacaktır" diye ifade etti.

İlgili Haberler