Bu yöreler Türkiye’den ayrılacak ve yirmi yıllık bir süre için manda altına alınacaktı.
Ermeniler isteklerini gazeteler, broşürler, kitaplar, dostluk ve yardım cemiyetleri ve Paris, Marsilya gibi kendi topluluklarının da kalabalık olduğu büyük merkezlerde düzenledikleri konferanslarla, Yunan propagandası ile işbirliği yaparak kamuoyuna duyurmaya, benimsetmeye uğraştılar.
ABD’de ise bir Ermeni gönüllü ordusunun oluşturulması ve Ermenistan’a yardım konusunda "Yakın Doğu Yardım Teşkilatı", Ermeni cemiyetler tarafından destekleniyordu. Kilikya’daki Fransız kuvvetlerine de Ermeni Cemiyetleri kanalıyla askerî destek veriliyordu. Böylece kurmaya çalıştıkları Kilikya’yı da içine alan Büyük Ermenistan’ın gerçekleşmesine çalışıyorlardı. Ermenilerin Paris’teki siyasî mücadeleleri sürerken, Amerikan kamuoyu da Ermeniler yönünde etkileniyor, “doğu lejyonu"nun Ermeni güçlerince desteklenmesi sağlanmaya çalışılıyordu.
Diğer yandan da kendilerine karşı sürekli bir tehdit olduklarına inandıkları Kürtlerle irtibat ve anlaşma sağlanıyordu. 20 Kasım 1919’da Barış Konferansına, Ermeni Millî Delegasyonu Başkanı Bogos Nubar, Ermenistan Cumhuriyet Delegasyon Başkan Vekili Dr. H. Ohanciyan ve Kürt Millî Delegasyonu Başkanı Şerif Paşa imzasıyla "Birleşik Bağımsız Ermenistan ve Bağımsız Kürdistan" konusunda bir önerge sundular. Böylece müttefik güçlere ortak ve anlaşmış bir şekilde hareket ettikleri intibaı verilmek isteniyordu.
ABD, Fransa ve Yunanistan’ın desteğini sağlayan Ermeniler, Kürt gruplarıyla da bir takım müşterek konularda anlaşmışlardı.
İngilizleri de yanına çeken Ermeniler yine İngilizlerin yardımıyla bir Amerikan manda yönetimine doğru yönlendiriliyorlardı. Ermeni örgütleri İngilizlerin tam desteğini elde etmek maksadıyla çeşitli senaryolar düzenliyorlardı. Mart 1920’de İstanbul, İngilizler tarafından işgal edildiğinde, İngiliz askerlerinin geçtiği yollara dizdirilen çok sayıdaki Ermeni çocuklarına İngiliz Millî Marşı söylettirilmiştir. 19 Nisan 1920’de İngiliz Dışişleri Bakanlığı’na Amerika Ermeni Ulusal Birliğinden gönderilen bir telgrafta, Kilikya’ya 5 veya 10 bin gönüllü yollamaya hazır oldukları, kendilerine yardım edilmesi istenmekteydi.
Ermeni istekleri büyük oranda kabul görmekle beraber Sevr Anlaşması’nda kendilerine Wilson’un sınırlarını çizeceği bir bölgede özerk yönetim hakkı tanındı.
Churchill, Ermenilere gösterilen ilgi konusunda müttefikleri eleştirmektedir. Churchill "Ermenilerin ihanetleri belirtilmemişken, bütün barış konferansı boyunca Türkiye çok acımasız olarak eleştirilip kararlar değiştirilmiştir. Adalet ters yöne işletilmiştir" demektedir. Ermenilerin isteklerini elde etmeleri durumunda birçok devletin menfaati olacağının düşünülmesinden başka, Ermeni örgütlerinin de önemli etkisi ve payı olmuştur.