TÜRKİYE'Yİ PARÇALAMA SENARYOLARI

TÜRKİYE'Yİ PARÇALAMA SENARYOLARI

TÜRKİYE'Yİ PARÇALAMA SENARYOLARI

ABD’nin bütün imparatorluk üzerinde
mandater olmasını uygun buluyorlardı


Wilson Barış Konferansı’na gelince, Boğazlar projesi gibi Ermenistan’ın bir manda altında bulundurulması fikri de tasvip gördü. Wilson’un düşüncesine göre Milletler Cemiyeti mandası altında bulundurulacak olan Ermenistan şu bölgeleri ihtiva ediyordu:
'Ermeniler Van Gölü’nün kuzeyinde küçük bir sahada, Kars ve Erivan’dan maada her yerde azınlıktadırlar. Nüfusun % 30 ve 35’den fazlasını meydana getirmezler.
Ermenilerin binlercesi sürülmüş, katledilmiş ve tabiat felâketlerine uğramış, bundan dolayı nüfusları azalmıştır. Aynı zamanda onlar beynelmilel entrikalara da hedef olmuşlardır. Haritada görülen hudutlar tabii hudutlardır. Bu hudutlar arasında kurulacak Ermenistan’a iktisadi hayatları için Karadeniz ve Akdeniz’de olmak üzere iki çıkış noktası verilmelidir.
Ahlat, Kars, Erivan ve Kilikya Ermeni bölgesidir. Ayrıca Ermenilerin bir avantajı da Trabzon’un kendilerine verilmesi ile oradaki Rumlarla birleşerek çoğunluğu teşkil etmesidir.'
Görüldüğü gibi Trabzon’u da içine alan büyük bir Ermenistan özellikle Amerika’nın mandası altına alınarak önemli bir imtiyaz bölgesi ele geçirilmek isteniyordu. Aslında bu durum Wilson’un kendi tespit ettiği prensiplere de aykırı bir durum arzediyordu. Wilson çoğunluk esasına dayanmasını istediği savaş sonrası düzenlemelere yine kendi çizdiği zorlama sınırlarla ters düşüyordu. Bir taraftan da Trabzon bölgesine Amerikan Yakındoğu Yardım Teşkilâtı ve Amerikan Konsolosluğu kanalıyla Ermeni nüfusu kaydırması yapılıyordu. Bundan amaç bölgede nüfus yoğunluğu ile birlikte baskı gruplarının oluşturulmasıydı. Amerikan kamuoyu da Ermenistan mandası konusunda harekete geçiniliyordu. Bunlardan en önemlisi İstanbul Robert Koleji Müdürü Dr. Gates’in Barış Konferasına gönderdiği mektuptur. Gates bu mektubunda, Ermeniler ve Rumlarla birlikte kötü idare edilen Türklerin de kurtarılması gerektiğini belirtiyordu.
Paris Barış Konferası’nda görevle Türkiye’ye tahkik için gönderilen Charles Orane ve Curchill King heyeti de konferansa bir rapor sunarak, Türkiye’de yapmış oldukları araştırmalardan sonra edindikleri kanaata göre, ABD’nin yalnızca İstanbul ve Ermenistan değil Suriye ve Filistin de dahil olmak üzere bütün imparatorluk topraklarını kapsayacak bir manda yönetimi kurulmasının uygun olacağını belirtiyorlardı.
Ermenistan’ın ABD tarafından manda yönetimine alınmasını daha çok üzerlerinden maddî ve ekonomik sorunların kalkacağı gerekçesiyle İngiltere ve Fransa istemekteydi. Aslında Amerika da bu problemli bölgeye pek el atmak istemiyordu. Fakat Amerika kendileri için Ermenistan’ın atlama taşı olacak bir yerde bulunmasını istiyordu. İşte bu yüzden Amerika sadece hissi yakınlıktan ve kamuoyu baskısından değil, yeni oluşacak bir dünyada iyi bir ekonomik çıkar kapma isteğinden Ermenistan’ın himayesi konusuna büyük önem vermiştir.
(Devam edecek)