Birinci Dünya Savaşı sonuçlandığında üç önemli olayı da beraberinde getirdi. Bunlardan birincisi Amerika’daki gelişmiş endüstri ile aynı ayardaki İngilizler’in kurduğu petrol endüstrisinin geniş hesaplar içinde olmaları. İkincisi Amerika’nın kendi kaynaklarını kullanmayıp dış kaynaklara yönelmesi ve bunun sonucunda da Avrupa’daki güçleri uyandırması. Üçüncü olarak; savaş sonrasında Orta Doğu’da yeni politikalar oluştu. Böylece Güdümlü Sistemler ve Batılı güçlerin bu bölgede kullandıkları çeşitli oyunların gelişmesine ve çoğalmasına sebep oldu.
Orta Doğu ve Türkiye konusu büyük anlaşmazlıklara yol açan sorunlar da çok önemli bir yer tutmaktaydı.
Barış Konferansında Asya’da yeni kurulacak bir Türk Devleti ve ayrı ayrı ortaya çıkacak Ermeni, Kürt, Arap, Mezopotamya, Suriye ve Hicaz Devletleri problemi vardı. Barış Konferansı; bir taraftan Türkiye’yi, Fransa, İngiltere, Rusya ve İtalya arasında bölen gizli anlaşmalar, diğer taraftan da İngiliz’lerin Araplara verdiği taahhütler karşısında kaldı.
Rus İhtilâli, gizli anlaşmaların açıklanıp yayınlanması ve ABD’nin savaşa katılması ile Avrupa ve Dünya politikasına yeni bir tavır geldi.
Bu yüzden de konferansta kuvvetler arasında bir anlaşmazlık ortaya çıktı. Paris Barış Konferansı Ocak 1919’da toplandığı zaman bütün kuvvetler (Rusya hariç) Türkiye’nin parçalanması gerektiğinde hemfikirdiler. Boğazlar uluslararası bir duruma getirilecek, Ermenistan, Suriye, Filistin ve Mezopotamya Osmanlı İmparatorluğu’ndan ayrılacaktı. Özellikle Fransa ve İngiltere arasında Anadolu’nun hangi bölgelerine sahip çıkılacağı konusunda çetin anlaşmazlıklar da çıktı. Bu arada Lloyd George Türkiye’den koparılacak bu bölgelere bir yenisini daha ekledi. Bu da "Mezopotamya ve Ermenistan arasında kalan Kürdistan" idi. Böylece İngilizlerce ortaya atılan Kürdistan’ın, Türkiye’den koparılması konusu diğer devletler tarafından hemencecik kabul gördü.
I. Türkiye’nin paylaşılması meselesi
Dünya savaşının başlamasıyla birlikte Osmanlı İmparatorluğu’nu hasta adam olarak niteleyip ölümüyle mirasını paylaşmayı bekleyen Avrupa büyük devletleri, bu projelerini karşılıklı anlaşmalarla uygulama sahasına koydu. Bu gizli anlaşmalarda sadece Müslüman olmayan bölgelerin taksimi değil, Anadolu’nun da taksimi öngörülüyordu. Mart 1915’te Fransa, İngiltere ve Rusya İstanbul Anlaşması ile Boğazdan ticaret gemilerinin serbestçe geçmelerini sağlarken İstanbul da serbest şehir olacaktı. Ayrıca birçok bölge Türk yönetiminden koparılacaktı. 26 Nisan 1915’te bu devletlere İtalya da katılarak Londra anlaşması imzalandı. Oniki ada ve Libya, İtalya’ya vadediliyordu. Mayıs 1916’da İngiltere, Rusya ve Fransa’nın katılımıyla Sykes-Picot anlaşması imzalandı. Anlaşmaya göre Türkiye’nin doğusu Rusya’ya, Suriye ve Adana Fransa’ya Güney Mezopotamya ve Bağdat İngiltere’ye verilecekti. İngiltere ve Fransa’nın güdümünde bir Arap konfederasyonu kurulacak, "Kutsal yerler" anlaşma devletlerinin kararıyla ayrı bir rejime sokulacaktı.