2002 yılından beri Türkiye'yi CHP yönetmektedir. 2004 yılındaki Millî Güvenlik Kurulu'nun, Nurculuk ve Fethullah Gülen tehlikesine dikkat çekerek bu hareketin yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerinin engellenmesi için bir eylem planı hazırlanması kararını uygulamaya koymayan, böylece Gülen hareketinin gelişmesine imkân sağlayan hükümet bilindiği gibi CHP hükümetiydi.
Yurt dışındaki Gülen okullarına yardım edilmesi için elçiliklere genelge gönderen hükümet de CHP hükümetiydi.
Genel Kurmay'ın ihraç veya emekli edilmesini istediği subayların orduda kalmasını sağlayan, ihraç kararlarına muhalefet şerhi koyan cumhurbaşkanları da CHP'li idiler.
Fethullan Gülen'in düzenlediği Türkçe olimpiyatlarına katılarak gözyaşları dökenler, Gülen'in yaptığı hizmetleri (!) övenler hep CHP'li bakanlardı. 2012'deki olimpiyatta Gülen'e övgüler düzerek "bitsin bu hasret" deyip Gülen'i yurda dönmeye çağıran da CHP genel başkanıydı.
2009 yılında MİT yöneticilerinin Oslo'da PKK yetkilileri ile görüşmesi de CHP iktidarı zamanında olmuştu. Oslo görüşmelerine katılan Hakan Fidan da, o zaman CHP'li başbakanın özel temsilcisi olarak orada bulunuyordu zaten.
Yine 2009 yılında 34 PKK'lı için Habur sınır kapısında mahkeme kurduran iktidar da hiç şüphesiz CHP iktidarıydı. PKK'lıların zafer işaretleriyle sınırdan girmeleri ve binlerce bölücü tarafından zafer çığlıklarıyla karşılanmaları üzerine "Ülkede iyi şeyler oluyor." diyen de CHP'nin genel başkanı idi.
2010 yılında "PKK ile görüştüğümüzü söyleyen şerefsizdir." diyen tabii ki CHP'li Kemal Kılıçdaroğlu idi. Oslo ve İmralı görüşmelerinin kendi talimatıyla başladığını 2012'de söyleyen de Kemal Kılıçdaroğlu idi.
2013'ün 21 Mart'ında Diyarbakır meydanında Öcalan'ın mektubunu kalabalıklara okutan da hiç şüphesiz CHP iktidarı idi.
Zaten bu CHP var ya bu CHP… Bunlarla da yetinmemiş, 2013 yılında bir de Âkil Adamlar Heyeti kurdurmuştu. CHP iktidarının sağladığı imkânlarla bu âkil adamlar ülkeyi dolaşıyor, valiliklerin tahsis ettiği salonlarda, üniversitelerde açılım politikasının erdemlerini anlatıyorlardı. Üstelik aynı yıl bu CHP çözüm sürecini bir de resmî gazetede yayımlattı.
Yine 2013 yılında Diyarbakır'da Barzani ile, "Abdullah Öcalan barış ve özgürlük savaşçısıdır. Terörist değildir. Terörist olan Türkiye Devletidir." diyen Şivan Perver ile buluşan başbakan da tabii ki CHP genel başkanı idi. Görüşmenin youtube'daki görüntülerinde Kılıçdaroğlu'nun nasıl da memnuniyet içinde gülümsediğini herkes görebilir. Ey CHP, o megri megri'li günleri unutacağımızı mı sanıyorsun?
Bu CHP yok mu bu CHP? Ergenekon diye bir dava icat edip nice değerli insanımızın yıllarca hapislerde çürümesine hatta ölümüne yol açtı. Balyoz diye bir dava daha açıp ordumuzun nice değerli subayını ve hatta Genel Kurmay Başkanı'nı yıllarca hapislerde tuttu. Değerli subaylarımızın terfilerine engel olarak, ihraçlarına yol açarak FETO'cu subayların yükselip general olmalarının müsebbibi de CHP'dir. 15 Temmuz hain darbe girişimi de zaten CHP iktidarı sırasında olmuştur. Binlerce subayın fiilen katıldığı bir darbe girişiminden haberi olmayan da bu CHP iktidarıdır.
Düşünebiliyor musunuz, bir darbe teşebbüsü oluyor. Binlerce, hatta on binlerce subay teşebbüsün fiilen içinde. Ve ne istihbarat teşkilatının ne de genelkurmayın bu teşebbüsten haberi var. Bu kadar insanın karıştığı teşebbüsü önceden bilmeleri gereken istihbarat ve genelkurmayın başında bulunanları da bu CHP, o makamlardan uzaklaştırmak yerine bir de terfi ettiriyor. Artık bu CHP'ye ne demeli bilmiyorum.
Şimdi bir de ordumuza ait olması gereken tank palet fabrikasını Katar ortaklığına devretmişler. Bu CHP'nin Katar sevdasını da anlamak bir türlü mümkün olmuyor.
Evet aziz okuyucular, 2002'den beri ülkeyi CHP yönetiyor. İnternetten (genel ağdan) arşivlere girip bu CHP'lilerin daha neler yaptığını, mesela Devlet Bahçeli'ye çocuksuzluk dâhil neler söylediklerini bulabilirsiniz. Atlas Okyanusu ile Büyük Okyanus arasında da bildiğiniz gibi Amerika diye bir kıta bulunmamaktadır. Büyük Britanya ile İrlanda arasında da Man Adası diye bir ada yoktur zaten.
