İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, seçim kampanyasında mültecilerin sınır dışı edilmesini vaat etmişti. Pezeşkiyan, mültecilerin uyuşturucu ve istihdam gibi sosyal sorunlara yol açtığını belirterek, bu sorunun acilen çözülmesi gerektiğini vurgulamıştı. Göreve gelir gelmez, İçişleri Bakanlığı mültecilerin deport edileceğini ve son tarihin aralık ayı sonu olduğunu açıkladı.
Kadir Cesur’un haberine göre, İran, Pakistan ve Afganistan’da alınan kararların Türkiye sınırındaki göç trafiğine yansıması uzun sürmüyor. İranlı kaynaklar, deport kararının mültecileri tedirgin ettiğini ve Afganistan’a geri gönderilmeyi göze alamayan en az 100 bin mültecinin Türkiye’ye doğru hareket ettiğini belirtiyor. İran İçişleri Bakanlığı’na göre, ülkede 5 milyona yakın mülteci bulunuyor ve bunların çoğunluğunu Afganlar oluşturuyor.
İran hükümetinin aldığı kararın Türkiye sınırına yansımalarını gözlemlemek için Van’ın İran sınırındaki köylerine gittik. Köy sakinleri, sınır duvarlarına rağmen günlük geçişlerin devam ettiğini ve mülteci sayısının arttığını ifade ediyor. Türkiye’nin İran’la 534 kilometrelik kara sınırı bulunuyor ve bu sınırın 295 kilometresi Van’la İran arasında. Sınırın 173 kilometresine duvar örüldü. Ayrıca sınırda hendekler, jiletli tel örgüler, termal kameralar ve gözetleme kuleleri bulunuyor. Ancak geçişler halen devam ediyor. Köy sakinleri, bazı gecelerde 300 kişinin sınırı geçtiğini belirtiyor. Sınır duvarının aşılması için merdiven kullanıldığını ve merdivenlerin kaçakçılar tarafından çalındığını söylüyorlar.
İran ve Pakistan, Afganları sınır dışı ediyor
Afganistan’dan göç etmek isteyen mülteciler, İran ve Türkiye’deki organizatörlerle iletişime geçiyor. Bu organizatörler, mültecilerin Afganistan’dan İran’a ve İran’dan Türkiye’ye geçiş sürecini yönetiyor. Göç güzergahındaki taşeronlar arasında iş bölümü yapılıyor. Afganistan’da göç grubunu oluşturanlar, İran’a geçişi sağlayanlar, İran’dan Türkiye sınırına kadar getirenler, sınırın Türkiye tarafına geçirenler ve Van’dan batı şehirlerine transfer edenler gibi birçok kademe bulunuyor. Mültecilerin aldığı hizmetin şekli, ödenen ücrete göre değişiyor.
Yaklaşık 4 yıl önce yapılan araştırmalarda, İran’ın sınır köyünden Türkiye’ye geçişte mülteci başına 400 ila 600 TL alındığı öğrenilmişti. Ancak son araştırmalarda bu rakamın 25 bin TL’nin üstüne çıktığı belirlendi. Bunun nedeni, sınırdan geçişlerin zorlaşması ve enflasyon.
Afgan mülteciler, mezhepsel benzerlikler nedeniyle Türkiye’yi tercih ediyor. Afganistan’dan göç eden mülteciler Sünni mezhebini benimsiyor. Bu nedenle, Şii rejimle yönetilen İran yerine, nüfusunun çoğunluğu Sünni olan Türkiye’yi tercih ediyorlar. Afgan mültecilerin çoğunluğu Nakşi geleneğinin Halidiye koluna tabi. Türkiye’deki cemaat ve tarikatlar da aynı felsefeyi benimsiyor.
Afganistan’dan çıkmak isteyen mülteciler, kaçakçıları İMO ve TikTok gibi sosyal medya platformları üzerinden buluyor. Bu platformlar, kaçakçıların reklam merkezi olarak kullanılıyor. Türkiye hükümetinin mültecilerle ilgili pozitif açıklamaları, yerel dillere çevrilip bu platformlardan servis ediliyor. Mülteciler, bu açıklamaları samimi bir davet olarak kabul edip kaçakçılarla iletişime geçiyor.
Sınırdan sadece mülteciler değil, uyuşturucu maddeler de geçiyor. Mülteciler, sırt çantalarında uyuşturucu madde veya merdiven altı üretilen tıbbi malzemeler taşımaları konusunda ikna ediliyor. Kurye olmayı kabul eden mültecilere ayrıcalık gösteriliyor. Bir sınır köylüsü, evinin yakınında bulduğu bir çantada ilaç ve serum hortumları gibi malzemeler gördüğünü anlatıyor.
İran ve Türkiye’ye geçen, defalarca deport edilip yeniden dönen birçok mülteci, kaçakçılık ağının bir parçası haline geliyor. Sınırda yaşayan köy sakinleri, bazı Afgan mültecilerin kaçakçılarla iş birliği yaptığını ve rota boyunca rehberlik ettiğini söylüyor.
Sokak röportajında konuşan vatandaş: Biz mülteciyiz! Ülke bitmiş!