Türkiye-ABD Stratejik Mekanizması kapsamında Ankara'ya gelen ve resmi temaslarda bulunan ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili ve Siyasi İşler Müsteşarı Victoria Nuland, Türkiye'nin F-35 programından çıkarılmasına ilişkin dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
'CUMHURBAŞKANINIZ İMZAYI ATARKEN OLDUKÇA HEYECANLIYDI'
CNNTürk'ten Büşra Arslantaş'a konuşan Nuland, İsveç'in NATO üyeliğine ilişkin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) kararı ve ardından ABD'nin aldığı F-16 satışına ilişkin karara atıfla şunları söyledi:
“AMERİKAN GÜVENLİĞİ İÇİN ÇOK ÖNEMLİ”
“Siz kendi parlamentonuzda çalışırken, biz de kongremizde Türkiye’nin F-16 filosunu geliştirmesinin Amerikan güvenliği için çok önemli olduğunu, bu seviyede tamamen aktif ve katılımcı olmasının müttefikler arasında yük paylaşımı için önemli olduğunu anlatmaya çalışıyorduk. Zaten büyük bir F-16 filonuz var. Ancak bunu geliştirmek bizim için önemli olacak. 15 günlük süre cuma gecesi başladı.
Victoria Nuland - ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Vekili ve Siyasi İşler Müsteşarı
“KURYE DIŞİŞLERİNE TESLİM ETTİ”
Aslında cumhurbaşkanınız imzayı attığı an oldukça heyecanlıydı. Kurye uçağa bindi, Dışişleri Bakanlığına teslim etti ve biz de bildirimimizi kongreye ilettik. Cuma gününden itibaren 15 gün sonra bu bildirim süresi sona erecek ve ardından uygulamaya geçeceğiz.
“CAATSA S-400'LERLE İLGİLİYDİ”
CAATSA yaptırımları, hükümetinizin Rusya Federasyonu’ndan S-400 hava savunma sistemleri satın alma kararıyla ilgiliydi. CAATSA yaptırımlarını tetikleyen buydu.
“'F-35 AİLESİ'NE GERİ DÖNÜŞ”
Patriot satışını müzakere etme sürecindeydik ve bu müzakereler devam ederken Türkiye başka bir yöne gitti. Bu yüzden bugün bazı görüşmeler yaptık. Açıkçası bu S-400 meselesini halledebilirsek, ki bunu yapmak istiyoruz. ABD, Türkiye’yi F-35 ailesine geri almaktan memnuniyet duyacaktır. Ama önce bu diğer meseleyi çözmeliyiz ve bunu çözerken aynı zamanda Türkiye’nin güçlü bir hava savunmasına sahip olmasını sağlamalıyız... Ama yine de bu konuyu aşabilirsek, CAATSA meselesi ortadan kalkacak ve F-35 konuşmalarına geri dönebileceğiz.”