Türkiye’nin varlığı Erdoğan’ın varlığı
Recep Tayyip Erdoğan, ailesi ve aile vakıflarının mal varlıklarını yaza yaza parmaklarım yoruldu.
Bu kez “Varlık Fonu” konusunu yazacağım.
Türkiye Varlık Fonu Şirketi var.
Bu şirkette başka şirketler de var:
Bünyesinde fonlar ve alt fonlar var.
Ve Denetim Raporları muhalefet partileri 2024 bütçesi Meclis’te görüşülürken eleştirilmesin diye cumhurbaşkanlığınca 2 ay 16 gün sonra geç gönderildi...
Birinci sorun şudur.
Cumhurbaşkanına bağlı olan, atanmaları ve görevlendirmeleri Cumhurbaşkanı tarafından gerçekleştirilen Devlet Denetleme Kurulu'nun, Cumhurbaşkanının bizzat başkanı olduğu Türkiye Varlık Fonu ile ilgili denetim görevini yapması etik değildir.
İkinci sorun şudur.
Varlık Fonu Yönetim Kurulu üyelerinden bazıları, aynı zamanda Varlık Fonu şirketlerinde yönetim kurulu üyesidir.
Bu durumda icraatta da denetimde de aynı kişiler söz konusudur.
Denetim külliyen sakattır.
Üçüncü sorun şudur.
Raporlara göre; Varlık Fonu’nun 2021 yılı sonu itibarıyla 283 milyar 96 milyon lira iken 2022 yılı sonu itibarıyla 534 milyar 809 milyon liraya yükselmesi çok dikkat çekicidir.
Çünkü Türkiye bütçesinin yüzde 40'ına denk düşen bu borçlanma hazinenin ödeme gücünü ciddi risklere maruz bırakabilecektir.
Dördüncü sorun şudur.
Denetim raporlarında BOTAŞ, ÇAYKUR, PTT gibi kuruluşlar mali yönden incelenmedikleri ortaya çıktı.
Beşinci sorun şudur.
Varlık Fonu bünyesindeki 10 şirketten dördü ve bir adet alt fon 2022 yılında zarar etmiş ama hiçbir şekilde hesap sorulmamıştır.
Altıncı sorun şudur.
Kamu payı %100 olan, yaklaşık 5,6 triyon liralık bilanço büyüklüğüne sahip olduğu şirket, alt şirketler ve fonlarının yıllık denetim raporları bütçe görüşmeleri sırasında muhalefetten saklanması skandaldır.
Sonuç olarak;
Sermayesiz, varlıksız, denetimsiz Varlık Fonu kurulduğu 2016 yılından bu yana bir tasarım hatası, kara kutudur.
Hele hele “ekonomistim” diyen Erdoğan’ın yönettiği ekonominin hâli ortada iken siz Varlık Fonu’nun nasıl yönetildiğini, pardon yönetilemediğini düşünün…